26 Haziran 2018 00:21

25 Haziran’da Türkiye: Kazananlar ve kaybedenler...

25 Haziran’da Türkiye: Kazananlar ve kaybedenler...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İzleyenler bilir, seçim öncesi söylediğimiz, AKP’nin “kazansa bile kaybedeceği”ydi. Erdoğan-AKP yönetiminin kazansa da kaybettiğini söylemiştik.

Halkı yatıştırmaya yönelik AA manipülasyonları bir yana, rakamlar ortada.

AKP yüzde 42 ile 1 Kasım’daki yüzde 49 küsurluk desteğinin yüzde 7’lik dilimini kaybetmiştir. AKP gerilemiştir, kayıptadır. Üstelik, Meclis’te çoğunluğunu da kaybetmiştir.

Ancak AKP kazanmış görünmektedir! Nasıl?

Bir; yüzde 52 oy alıp ilk turda Cumhurbaşkanı seçilen Genel Başkanı Erdoğan’la kazanmış görünmektedir. Erdoğan, öngörüldüğü gibi partisinden çok oy almıştır. Ve iki; ortağı MHP’nin desteğiyle kazanmıştır. Ancak iki görünüşte kazananın kazançlarının asıl nedeni ve kaynağı, öngörülmeyen bir kazanan olarak MHP’dir. Şahsen bizim de öngörmeyip tahmin edemediğimiz MHP’nin durumudur. MHP, kendisinden ayrılanların kurduğu İYİ Partinin yüzde 10’luk oyuna rağmen, 1 Kasım seçimlerindeki 11.9’luk desteğini yüzde 11 olarak neredeyse korumuştur. Dolayısıyla uzayıp kısalmamışlığı ve kendi başına bir iş yapamayacak oluşuyla MHP, bu sınırlılığı içinde 24 Haziran’ın asıl kazananıdır. Meclis çoğunluğunu kaybeden AKP, artık zorunlu koalisyon ortağı olarak da MHP’ye muhtaç durumdadır. Üstelik, Erdoğan’ın MHP’ye muhtaç olduğu da açıkça görülmüştür. Bunun şüphesiz bir sonucu olacak, hükmünü sürdürmek için daha da gericileşip vurup kırmaktan başka çaresi olmayan tekçilik, MHP’ye muhtaçlıkla doruğunu zorlayacaktır.

İYİ Parti, ilk girdiği seçimde baraj üstü oyuyla kazanmış görünmektedir. Ancak yüksek perdeden iddialarını gerçekleştiremediği gibi, bu kapsamda ikinci tura kalacak cumhurbaikanı adaylığı iddiasındaki Akşener’in partisinin altında kalması pozisyonunu tartışmalı kalmaktadır. Aynı pozisyonu, olur ya da olmaz; ama hemen seçim gecesi, önündeki yolunun zorluğu ve tabanıyla vekillerinin AKP ile MHP arasında dağılabileceği yorumlarına yol açmıştır.

Saadet, henüz AKP’den eski tabanını geri almaya güç yetirememiştir. Ancak AKP’nin düşüşte oluşu bunun imkansız olmadığının işaretidir ve bu ideolojik dayanaklı parti herhalde iddiasından vazgeçmeyecektir.

Ana muhalefet CHP’nin durumunun zorluğu ortadadır. Seçim öncesi İYİ Partiye ödünç vekil verme ve “Millet İttifakı”nı kotarma manevralarıyla demokratik görüntüsünü pekiştirmiş; ancak cumhurbaşkanı adayı İnce yüzde 30’la partisinin 8 puan fazlasını alırken, oylarını koruyamamıştır. Herhalde bir miktar İYİ Partiye kaptırsa da, asıl olarak tabanındaki en demokratik kitle baraj sorununun çözümü ve Mecliste çoğunluğu yakalamayı hedefleyerek dayanıştığı HDP’ye oy vermiştir. Bu, ülkenin demokratikleşmesinin bir dayanağı olarak seçimin ciddi bir kazancıdır ve karşılığını, HDP tabanının bir bölümünün Demirtaş yerine İnce’ye verdiği destekte bulmuştur. Sosyalistlerin de desteğindeki HDP kaybetmeyendir.

İnce kuşkusuz kaybetmiştir, ama aslında kazananlardan olduğu ve önünün açıldığı tartışmasızdır. “Mücadeleye devam” açıklaması yapan ve önümüzdeki süreçte önemli bir siyasal aktör olacağı belli olan İnce ile CHP arasındaki oy farkının CHP içinde genel başkanlık tartışmasını tabii ki alevlendireceği öngörülmelidir.

Açık ki, Erdoğan-AKP yönetiminden çok çekmiş halk bir kez daha hayal kırıklığına uğradı ve asıl kaybeden görünümündedir. Devletin -aklı da içinde- bütün olanaklarını kullanan Erdoğan’ın, düşüşü kesinlikle başlamakla birlikte, ustalığı asıl bu alandadır. MHP’ye muhtaç hale gelişi düşüşünün bir dinamiğidir, ancak artık iyice halvet olacakları bellidir. Hatta olmuşlardır. Bizim Arif, yasaya boşuna bağlanmadığı kesin olan hile-hurdanın MHP üzerinden gerçekleştirildiğini ve oyların MHP’ye devşirildiğini söylüyor. Nedenini ustalaşmaya, gaspın belli edilmemesi ve İYİ Parti karşısında ayakta tutulması ihtiyacına bağlıyor. Oyların AKP’ye aktarılması halinde bu aktarımın çok belli olacağını ve bundan kaçınıldığını, yoksa MHP’nin yüzde 11’lik oyunun açıklaması olmadığını belirtiyor. Diyor ki, İYİ Parti+MHP=21 yapıyor ve MHP geleneği bu oyu hiçbir zaman almadı.

Erdoğan’ın kazansa da kaybetmesine gelince, içine girdiği düşüşle, TL’si ve soğanı, devasa borçları, kredi bulma zorluğu ve işsizliğiyle krize sürüklenmekte olan ülkeyi, hele milyonlar sokaklara çıkmaya başlamışken, yönetemeyeceğini göreceğiz. Sokaklardaki halkın enseyi karartması hiç mi hiç gerekmiyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa