24 Haziran 2018 01:06

Hayat bayram olsun diye, gün doğmadan uyananlara minnetle

Hayat bayram olsun diye, gün doğmadan uyananlara minnetle

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yazdığım en zor satırlar bunlar. Bunca haftadır düğün, cenaze, hastalık, kalabalık, yolculuklar oldu. Ama oturunca yazının başına akar giderdi, en azından oturabilirdim yazıya. Şimdi evlere sığmıyorum, uykular yalan oldu.

Siz bu satırları okurken ben çoktan kalkıp sandığın başına gitmiş olurum. Belki sizin de okuyacak vaktiniz olmaz, siz de bir sandığın başını tutmuşsunuzdur, yapılacak iş çoktur. Okunamıyor diye sevinir mi insan? Sevinirim, sevinilirmiş.

Sanki üniversite sınavına girecekmişim gibi, sanki çocukça aşık olmuşum da, eli elime ilk kez değmiş gibi, sanki ömrümde ilk kez yurtdışına çıkmışım da dil bilmeden metro haritasında adres ararmış gibi, sanki hamileymişim de doktor bebeğin cinsiyetini söyleyecekmiş gibi, sanki bir kelebek kanatlarını boğazımın içinde çırpıyor, bir kedi yutmuşum da midemi pençeliyor gibi bir heyecan içimde, hiç uyumadan 40 bardak kahve içmişim gibi bir çarpıntı kalbimde.

Bugün iyilerin mutlaka kazanacağına olan inancımın sorgu günü, bugün adaletin tecelli günü.

Hayallere yaklaşacağımız, sırtımızdaki yükten, geleceğe dair endişelerden kurtulacağımız, ayağımızdaki prangaların anahtarını bulup açacağımız gün geldi.

Bir halk sandık başında bekliyor, pek çok sivil toplum örgütü, sağ, sol, muhafazakar partiler birleşmiş, organize şekilde oylara sahip çıkıyor. Bu bile yaşadığımız hayatın özeti. Dürüstlüğe hasretiz, hayatın normal akışına dönmesine. Bir seçim günü sadece oy kullanıp sonra sinemaya gitmeyi, çıkışta arkadaşlarla buluşup sonuçları izlemeyi biz de hak ediyorduk. Ama güveni, aldığı derin ve elim yaralardan sonra yıllar önce kaybettik, beyin ölümü gerçekleşti, yoğun bakımda.

Şimdi el birliği ile aramıza geri dönmesini umuyoruz. Hemen değil yavaş yavaş ayağa kalkacak. Ama umuyorum ki kirpiklerini ilk kez bugün kırpacak.

Senaryoyu biliyoruz, önce tüm ana akımda %60larla ilk turda bu iş bitti algısı yaratılacak. Ama biz artık şerbetlendik, buna gelmeyeceğiz.

Adil seçim platformu bileşenlerine bakın, en son 2013'te böyle tek yürek olmuştuk.

Tam 415.000 sandık görevlisi ve 195.000 müşahit ile güvenli seçim için çalışıyorlar.

Kesin sonuçlar için burayı takip edin. Pes etmeyin.

Müşahit olmadıysanız üzülmeyin, vicdan ağrısı ağır geliyorsa, sandığın başında durmak için müşahit olmanıza gerek yok. Vatandaş olarak sonuçları takip etmek, okulda beklemek hakkınız. Bu sefer oyuna, yalana teslim olmayacağız.

İçimde asma davullar çalıyor, arkadaşlar sokakta oyuna beklermiş de annem zorla ağzıma ekmek tıkıyormuş gibi bir acelem var sanki, zaman geçmiyor, lokmalarım ağzımda büyüyor.

Çok inandım, çok inandık, zafer şuracıkta kanlı canlı duruyor. Nefesimiz yetip koşarsak elinden tutacağız gibime geliyor.

Bu gece, boğazım patlarcasına marşlar söylemek istiyorum, hey özgürlük diye bağırmak, çocuklarımı bağrıma basıp haykırarak mutluluktan ağlamak.

Ömrümün en umutlu sabahına uyanmak istiyorum, yıllardır özlediğim ferah ve kesintisiz bir uykuya dalmak, bir kez olsun kazanmak istiyorum.

Üniversiteler olduğu yerde kalsın, akademisyenler işlerine dönsün, haksız tutuklamalar bitsin, sebepsiz yere içeride tutulanlar çıksın, kimseler artık kandırılmasın,

şiddet dursun, kan akmasın, dilimin ucuna geleni korkudan yutmayayım, kahkaham ayıplı sayılmasın, param pul olmasın, buzdolabım boşalmasın, insanlar birbirinden nefret etmesin, medeniyet ve eğitim aşağılanmasın istiyorum.

Şeffaflık istiyorum.

Ahmet Şık'ın Abbasağa Forum'unda bir hanımefendi sordu: "Onca hak ihlali var ki, nereden başlayacağız? Bu işin uzun bir listesi olmalı.Hayvanlar bile zayi oldu bu dönemde"

Listemiz çok uzun, damla damla kaybettik, kepçeyle geri almamız lazım. Sevmeyi yeniden öğrenmemiz lazım. Sevgiye açım, biraz da bundan belki heyecanım.

Ben ilk kez bu hafta kelimelerimi dikkatli seçemiyorum. Sık nefeslerimi sakinleştiremiyorum.

Tünelin ucundaki ışık gözlerimi alıyor, başka bir şey göremiyorum.

Bu hafta bu sayfaya, kocaman puntolar ile "Yazarımızın aşırı heyecandan eli kolu tutmadığı için köşesini yazamamıştır" diye not da düşebilirdik. Zira halim tam da budur.

Ama özlediğim şeffaflık adına, açayım kendimi, olduğum gibi yazayım istedim.

Bir de itirafım var: bunca emek ve çabaya, bu sefer de yenilirsek, ben bir daha nasıl kalem tutabilirim bilemiyorum. 25 Hazirana bir kaybeden olarak uyanmayı hiç aklıma getirmedim 2 aydır. Nasıl silkelenip doğrulurum, bilemiyorum.

Şimdiye kadar bir satırımda bile kendinizi gördüyseniz, bir tek hikayemi bile sevdiyseniz, her şey bir yana, gururu mururu da kenara bıraktım, kendim için yalvarıyorum. Başka ve güzel bir hayata bir an önce başlayabilmek için, oylarımızı kendimiz sayalım, başında bekleyelim, söylenene değil, gördüğümüze inanalım.

Sonrasında her gün bir kazanımla dolu olacak, önce hasretlikler bitecek,  sıra arada kaynayan, kaybettiğimizi bile fark etmediğimiz özgürlüklerimize de gelecek.

Bu günün coşkusunu anlatabilecek ne bir film bulabildim ne de bir kitap, şu filmi biz çekelim, şu kitabı biz yazalım yeter.

Yoksa bundan sonrası biteviye keder.

Tarihi yazarken hepimize kolaylıklar dilerim.

Hayat bayram olsun diye, gün doğmadan uyanıp yollara düşen herkese minnetle…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...