16 Haziran 2018 00:55

Bayram donanımı

Bayram donanımı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bayramlar sevinç ve coşku ile yaşanacak anlardır, ancak böylesi anlar çocuklar için farklı, erişkinler için farklı anlam taşır. Çocukluk, erişkinliği önceleyen her alandaki hazırlık aşamasıdır. Çocukluktan erişkinliğe doğru yol alınırken bayram sevinci ve mutluluğunun da anlamı değişir. Çocuklar, en saf hali ile yeni bir elbise ve bir çift ayakkabı ile mutlu olurlar, çünkü vicdanları temiz, kafaları berraktır. Çocuklar hiçbir art niyet ve kuşku taşımadan bayramı yaşarlar, çünkü vicdan muhasebesi yapacak hiçbir endişe ya da çekinceleri yoktur.

Büyüklerinse, bayramı iç huzurla yaşayacaksa, iş yaşamında ya da siyasi faaliyetlerinde iç hesaplaşma yapılması gereken konulardan arınması gerekir. Bayramlaşmayı, iki insan arasında salt tokalaşma ya da sahte sarılmak olarak algılamak, deruni sorunların üzerini örtme sahteciliği altında yüzeysel görüntü ile aldanmak ya da avunmaktan öte bir anlam taşımaz. O nedenle, samimi bayramlaşmayı, bizzat bir insanın kendi dış yüzü ile vicdani yüzünün karşılaştığı bir tür iç hesaplaşma olarak algılamak gerekir. Böyle bir karşılaşmada ya da vicdani hesaplaşmada içsel huzur yaşayanlardır ancak bayram coşkusunu idrak edebilenler.

Bayram; tüm insanların, özellikle de siyasiler ve kamu yönetim kademelerinde bulunanların davranış ve kararlarında hukuk ve adalet kurumunu yüceltici, faziletli ve gerektiği yerde özverili davranış gösterebilenlerin yaşayabileceği huzurdur. Yaşamının her anında, gördüğü vazifenin her aşamasında hak ve adalet kavramlarına göre davranan siyasi ve yönetsel insanlardır ancak bayram mutluluğunu yaşamaya hak kazananlar. Hak ve adalet duygusuna riayet etmeyen siyaset, adalet ve tüm kamu yönetim mensupları her bayramda karanlık vicdanlarını olabildiğince gizleme azabı ile kavrulurlar. Çünkü böylesi insanlar kamusal kaynaklarla donandıkları muazzam güçlerini toplum aleyhine kendi çıkarlarını öne çıkarmada ya da gizlemede kullanmış olabilirler. Cehennemin yeryüzünde olduğu gerçeği; bayramlar gibi bazı turnusol testi günlerinde böylesi vicdani huzursuzluğun iç sıkıntı yaratması şeklinde yaşanır. Hiçbir aklıselim ve gerçek vicdan sahibi insan böyle bir konumda olmayı dilemez!

Seçime bir hafta kalmış olarak yaşadıklarımızı, Türkiye’ye cumhurbaşkanı olma niyeti ile ortaya çıkanların sergiledikleri manzarayı vicdani muhasebe ölçütü ile tartışırsak fazla bir yere varılamayacağını görürüz. On altı yıl ülkeyi neredeyse tek-adam anlayışı ile yönetmiş olan siyasal erkin bu süre boyunca gerçekleştirmiş olduğu icraat karşısında, adalet, eğitim ve toplumsal tesanüt konularında yaşattıkları vadettiklerinin garantisi olsa gerek! İktidara namzet olmaya yeltenenlerin vadettikleri ise, doğal olarak, yaşanmışlara eleştirel boyut taşımakla berber, alt-yapıdan yoksunluğu ile fazla ümit vermemektedir. Hiçbir ekonomi bir anda gelişemez, bir anda refah düzeyini yükseltemez, bir anda dünya lideri konumuna geçemez, ama bu yola girerek kendisine bir süre biçebilir. Bu sürenin sonucunda arzulanan hedefe varabilmek için asgari adalet ve hukuk kuralları çerçevesinde, eğitim ve toplumsal tesanüt içinde kalkınmaya öncelik verilebilir. Bu bağlamda, hiç değilse, burjuva hukuk kuralının her ileri ülkedeki görüntüsü ülkemize kazandırılarak, yargıçlar da baskı ve töhmet altında olmaktan sıyrılabilir. Diğer bir alan olarak, eğitim kurumları özgür düşünce ve vicdanen hür insan yetiştirilmesi şeklinde kurgulanabilir; ülkenin kalkınması ve teknoloji üretimine yönelmesi için kaynakların etkin kullanımı sağlanabilir ve teknoloji üretimine ağırlık verilebilir. Üniversite sayısı siyasi zafer malzemesi olarak algılanamaz; önemli olan üniversitenin sayısı değil, niteliğidir. Hukuk ve eğitim, biri insan yetiştirmede, diğeri arzulanan toplumun oluşturulmasında iki baskı aracıdır.  Siyasi erki eline geçirenlerin toplumsal dayanışmaya gitmeden, uluslararası kuralları çiğneyerek bu iki kurumu kendi ya da toplumda siyaset yoluyla baskın konuma gelmiş olan bir zümrenin amacı doğrultusunda kullanmaya kalkması vicdanlarının karardığının delilidir. Bu insanlar ve gruplar vicdanlarında bayram yaşayamaz.

Ahlaken güçlü ve faziletli insanın kendi iç hesaplaşmasını yaptığı her an onun bayramıdır. İşgal ettiği siyasi, hukuksal ya da sair kamusal makamı kendi amacı doğrultusunda kullanan hiçbir insan ise bayram coşkusuna eremez. Ülke için yaşamsal bir seçim arifesinde, tüm siyasilerin ve ülke yönetiminde sorumlu mevkide bulunanların kendi vicdanları ile bayramlaşmaya cesaret edebilmelerini diliyorum!

Değerli okuyucuların bayramını kutluyor, esenlikler diliyorum!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...