07 Haziran 2018 23:50

Erdoğan-AKP cenahında korku dağları sardı

Erdoğan-AKP cenahında korku dağları sardı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erdoğan-Bahçeli İttifakı, hem milletvekili hem de cumhurbaşkanlığı seçimini “çantada keklik” sayarak baskın seçim kararı aldı. Ancak bu kararın alınmasından bir buçuk ay sonra; “Girdiği her seçimi kazanan parti”, “Her seçimi kazanan lider” diye böbürlenip duran AKP propagandacıları çark etmeye başladı. Onlar şimdi, seçimi kazanamazlarsa ne yapacaklarını tartışmaya başladılar.  

Damat Albayrak da bu tartışmaya “Ya milli bağımsızlık ya esaret” diyen bir video ile katıldı. Buna göre; Erdoğan ve AKP’si seçimi kaybederse eğer, ülkeye esaret gelecekmiş! 

Fakat asıl tartışmayı, “24 Haziran baskın seçimi”ni AKP ve Erdoğan’ın kazanamaması durumunda yeniden seçime gidileceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum açtı.

‘YA SEÇİMİ KAZANAMAZSAK’ KORKUSU BÜYÜYOR

Başdanışman Uçum, ABD’li Bloomberg haber ajansına şöyle konuştu: “Eğer muhalefet parlamentoyu alır ve Erdoğan yeniden seçilirse parlamento ya da cumhurbaşkanı yeni seçime gitme kararı alabilir.” Bu açıklama sonrası Uçum her ne kadar “Ben prosedürü açıkladım” dese de; herkes biliyor ki AKP yönetici kastı ve Erdoğan daha şimdiden “Ya seçimi kazanamazsak”  korkusuyla uyku uyuyamıyor. 

Nitekim, Erdoğan daha önce de; cumhurbaşkanlığını kazandığı, ancak parlamentoda “karışık bir tablonun ortaya çıkması” durumunda ne yapacağının sorulması üzerine, “Önce seçim sonuçlarını bir görelim. Sizin dediğiniz anlamdaki bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır. A, B, C planlarımız var” açıklaması yapmıştı. Ki, bu planlardan birisinin de “tekrar seçime gitmek” olduğu besbellidir.

“Kazanamazsak tekrar seçme gideriz” iddiasının 24 Haziran’a üç haftadan az bir süre kaldığı günlerde gündeme getirilmesiyle şunlar açıkça görüldü:

1) “Kaybedersek yeniden seçime gideriz” iddiası,  Erdoğan ve AKP’nin seçimi kaybetme korkusunun açığa vurulmasının ifadesidir.
2- “Eğer Meclis ve cumhurbaşkanlığını (ikisini birden) kazanamazsak, bu memleketin istikrarsızlığa sürüklenmesi, işlerin daha kötüye gitmesi, ekonominin daha da kötüleşmesi, yani “Belalardan bela beğenin”  demektir. Ki, 1 Kasım seçiminde AKP bölge halkını “Bize oy vermezseniz beyaz Toroslar tekrar sokağa çıkar”, batı illerindeki orta sınıfları da “Biz kazanamazsak istikrarsızlık olur” diye tehdit ederek oy almıştı.

MECLİSTE ÇOĞUNLUK SAĞLAYAMAZSA İTTİFAK DA AKP DE ÇÖKER

Evet, 1 Kasım seçimini AKP kazandı ama bu sonuç, seçimden sonra, bölge illerinde “beyaz Toros”ların sokağa indiği günleri bile aratan ağır bir baskı getirdi. Öte yandan “istikrarsızlık” da hiç bitmediği gibi; her gün, önceki günü aratarak, çok ciddi bir ekonomik krizin kapıya dayandığı günlere gelindi.  

Kaldı ki bugünün koşulları, 1 Kasım 2014 seçiminin koşulları gibi de değildir. Yaşananlardan, Türkiye’nin halkları da siyasetçileri de pek çok şey öğrenmiştir. Bu nedenle, her şeyden önce, cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan kazanacak da Mecliste muhalefet çoğunluk olacak; böylece de Erdoğan “Tekrar seçim kararı alacak” diye bir şey söz konusu olmayabilir. Tersine 24 Haziran seçiminde Türkiye’nin halkları, hileyi hurdayı, tehdidi seçimin olağan yöntemi yapanları, hem Meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gömebilir! Bu ihtimalin daha da güçlendiğini gösteren belirtiler giderek çoğalmaktadır.

Nitekim AKP içinden hazırlanan bir raporda, HDP ve İyi Partinin barajı aştığı koşullarda AKP’nin çıkaracağı milletvekili sayısının 220-240 dolayında kalacağı tespiti yapılmaktadır. AKP’deki korkunun asıl kaynağı da böyle bir tablonun oluşabilme ihtimalindedir. Dahası Erdoğan ve AKP’sinin yenilebileceği fikrinin toplumun her kesiminde, hatta AKP içinde yayılmaya başlaması ihtimalidir. Ne de olsa baskıcı rejimler ve “tek adamlar” için, yenilebilme fikrinin yayılması son derece tehlikelidir!

KORKU VE TEHDİT SİLAHININ GERİ TEPME İHTİMALİ DAHA GÜÇLÜDÜR 

Böyle bir durumda; örneğin Erdoğan’ın bıçak sırtı kazandığı bir seçimden sonra “ tekrar seçim”e gitmeyi göze alması beklenemez. Bütün bunların da ötesinde, Meclisin muhalefetin eline geçmesi demek, zaten AKP’de bir iç kavganın başlaması, başlayan çözülmenin AKP tabanında yarılmalara yol açması demek olacaktır. Dolayısıyla halkın; 

- 16 yıllık iktidarı boyunca milliyetçilik, din, beka gibi toplumsal hassasiyetleri istismarda sınır tanımayan, siyasi ahlaksızlığı, yolsuzluğu, rüşveti siyasetin rutin aracı haline getiren,
- Toplumun korkularını kışkırtmayı seçim malzemesi yapmaktan çekinmeyen,  
- Mezar taşına “Ben yoksam evren de yok” diye yazdıran Papaz Berkeley gibi, “Ben yoksam hiçbir şey yok; kaos var” diyen bir kişiyi ve onun ağzından çıkanı “Kutsal emir sayan” partisini bu sefer seçmemesi hiç de sürpriz olmayacaktır.
Elindeki devasa devlet olanakları ve medya gücüne rağmen, seçimi kaybetme korkusunun AKP’de dağları sarması dikkate alındığında; Erdoğan ya da sözcülerinin çıkıp halka “Bizi seçmezseniz yeniden seçime gideriz ha!” demesi kuru gürültüden ibarettir. Zira böylesi bir propaganda yöntemi, eski korku silahını yeniden sahneye sokma girişiminden başka bir şey olmayacaktır. Ama, bir dönem işe yarayan bir silahın her zaman etkili olacağı bir kural değildir. Tersine bugün “Tekrar seçime gideriz” silahı, geri tepme ihtimali çok daha güçlü olan bir silahtır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa