06 Haziran 2018 22:40

Kandil'e seçim operasyonu mu?

Kandil'e seçim operasyonu mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

24 Haziran’da baskın seçim yapma kararının arka planında, iktidarın, hem Afrin operasyonunun yarattığı milliyetçi dalga dağılmadan ve hem de giderek kötüleşen ekonominin yaratacağı sonuçlar daha halkın yaşamına tam yansımadan kendini kurtarma hesabı vardı. Ancak her şeye rağmen muhalefetin iktidarın hesabını bozmaya yönelik hamlelerinin ve özellikle Türk parasının değer yitiminin daha şimdiden işsizlik ve enflasyon rakamlarına yansıyan sonuçlarının iktidarın kimyasını bozduğu söylenebilir. Bu durumun en görünür sonuçlarından biri de Erdoğan’ın seçim mitinglerinin kitlesellik olarak ilk defa bu kadar zayıf geçmesi ve bunun da ötesinde bu mitinglere katılan kitlelerdeki heyecan yitimi biçiminde kendini gösteriyor. 

Yani Erdoğan, kendini sınırsız yetkilerle donatan OHAL ve KHK’lere, seçim sürecinde devletin bütün olanaklarının seferber edilmesine ve dahası elindeki medya tekeline rağmen ilk kez kaybetme ihtimalinin bu kadar yüksek olduğu bir seçimle karşı karşıya bulunuyor. Elbette bu durum iktidar cephesini (AKP ile birlikte küçük ortağı MHP’yi de) fazlasıyla tedirgin ediyor. 

Tam bu noktada iktidar bu kötü gidişi sona erdirmek için acaba nasıl bir hamle yapacak soruları sorulmaya başlamışken beklenen hamle geldi: Kandil’e operasyon! 

Son birkaç gündür başta Erdoğan olmak üzere iktidar sözcülerinin bütün konuşmalarının ana gündemini ve iktidar borazanı medyanın manşetlerini Kandil operasyonu oluşturuyor.

Bu operasyon ve olası sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeye geçmeden önce şunu söylemek gerekiyor: Kandil operasyonu, PKK kamplarından önce iktidarın iç kamuoyuna yönelik bir operasyonudur. Tıpkı Afrin’de olduğu gibi ‘milli seferberlik’ ilan edilerek ve yine bir zafer kazanılmış/kazanılacak havası yaratılarak iktidarın bozulan kimyası yeniden canlandırılmaya çalışılacak. Seçimlere yaklaşık 2 hafta kalmışken aslında zaten bir süredir devam etmekte olan askeri bir operasyonun bu kadar siyasetin malzemesi yapılmasının başka bir açıklaması yoktur!

Kandil’e operasyon ve olası sonuçlarına gelince...

PKK kamplarının bulunduğu Kandil bölgesi, Türkiye sınırından Irak Kürdistan bölgesine doğru 100 kilometre derinlikte olan ve yaklaşık 700 köyün bulunduğu bir coğrafya. Bu coğrafya yüksekliği 2 bin metreyi aşan dağ dizileri ve bunlar arasında derin vadilerden oluşan oldukça engebeli bir fiziki yapıya sahip. Türk ordusu, Kandil’e bugüne kadar hem havadan ve hem de karadan birçok operasyon düzenledi. Bunların en bilinenlerinden biri de Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Şubat 2008’de yapılan ‘Güneş Harekâtı’ idi. Güneş Harekâtı, PKK’nin Kandil bölgesindeki Zap kampına yönelik hava destekli bir kara operasyonu olarak yapılmış ancak ciddi bir sonuç alınamadan 8. gününde bu kara güçlerinin geri çekilmesiyle sona ermişti. Burada asıl dikkat çekici olan bu operasyondan bir yıl sonra 2009’da Büyükanıt’ın Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programında Kandil operasyonu ile ilgili söyledikleriydi : 

MAB: Kandil’i TSK temizleyebilir mi?

YB: Şimdi Kandil hemen hududumuzun ötesinde değil, Hakkari’den kuş uçuşu 100 km, çok kötü bir arazi. 

MAB: Yani bütün TSK’yı gönderseniz, temizlenmez mi?

YB: Hayır, hayır arazi çok kötü çok uzun mesafe. (http://t24.com.tr/haber/yasar-buyukanitin-tarihi-itiraflarinin-tam-metni,46517) 

Herhalde hiç kimse “Kandil’i temizleme” konusunda Büyükanıt’ın bugünkü iktidardan daha az hevesli olduğunu söyleyemez. 

İktidara yakın kaynakların aktardıklarına göre Kandil’e önce kara değil, hava operasyonu yapılması planlanıyor. Bu operasyonda Afrin’de kullanılan 72 uçaktan daha kalabalık bir uçak filosunun kullanılacağı söyleniyor. Ancak 700 köyün bulunduğu Kandil bölgesine böylesine kapsamlı bir hava operasyonunun hem ciddi sivil kayıplarına yol açma ve hem de yeni bir göç dalgası yaratma ihtimali hiç de düşük değil. Öte yandan daha önce de belirttik; aslında Kandil’e yönelik sınır bölgelerinde karadan ve PKK kamplarına havadan operasyonlar bir süreden beri devam ediyor. Bugün bu operasyonların böylesine bağıra çağıra ilan edilmesi ise, ancak iktidarın siyasi ihtiyaçlarıyla açıklanabilir. Yoksa bu operasyonların böylesine açık edilmesinin askeri olarak bir izahı yoktur. Yine Hürriyet’in iktidara yakın kalemlerinden Abdulkadir Selvi’nin aktardığına göre, Kandil operasyonunu Muharrem İnce’nin “apoletlerini sökeceği”ni söylediği 2. Ordu Komutanı Metin Temel’in yönetecek olması bile (Bilindiği gibi Metin Temel’in, Erdoğan’ın İnce’yi eleştiren konuşmasını hararetli bir şekilde alkışlayan görüntüleri medyaya yansımıştı) bu operasyonun iktidarın siyasi hesaplarıyla ne kadar iç içe geçmiş olduğunu gösteriyor.

Bu arada yapılacak operasyonla bu bölgeyi çok iyi bilen ve benzer operasyonlar konusunda oldukça deneyimli olan PKK’ye karşı bir sonuç alınmasının mümkün olup olmadığı ve daha önemlisi böylesi operasyonlarla Kürt sorununun çözülüp çözülemeyeceği de başka bir tartışma konusudur. 

Sonuç olarak bütün veriler bugün iktidarın Kandil operasyonuna dört elle sarılmasının nedeni konusunda aynı noktayı işaret ediyor: Kandil operasyonu, aslında iktidarın seçimleri kazanma operasyonudur! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa