Barış yolu

Türkiye barışı için sivil alan girişimleri sürüyor.

İki önemli gelişme yaşandı mayıs ayı sonlarında…

İlki Norveç’in başkenti Oslo’da , Demokratic Progress Institutenin ((DPI) düzenlediği  ‘Zor Zamanlarda Kapsayıcı Diyalogu Gerçekleştirme’ toplantısı ve diğeri de Barış Vakfının  “Barışa Çağrı” başlığı ile “Vizyon Belgesi”ni açıklaması…

Oslo’da yapılan toplantıya, Türkiye’de kamuoyunca tanınan pek çok şahsiyet katıldı. Nihal Bengisu Karaca, Kezban Hatemi, Ali Bayramoğlu, Fazıl Hüsnü Erdem, Kadir İnanır, Öztürk Türkdoğan, Ufuk Uras, Oral Çalışlar, Tarık Çelenk,  Fuat Keyman, Vahap Çoşkun, , Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Ahmet Özmen katılanlar arasındaydı. DPI’nın öncülerinden Kerim Yıldız’ı ’90’lı yıllardan beri tanır, bilirim.

Hakikat hakkı, hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşam bulması ve barış için çabalarına bu yıllar içinde tanık olduk. Toplantı ile ilgili olarak İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da basına yansıyanlar dışında bizi bilgilendirmiştir.

DPI 2013 yılında başlayan barış sürecinin 2015’te kesilmesinden sonra yeniden canlanması ve devam etmesi için bilgilendirme, yerinde inceleme, gezi  ve tartışma toplantıları düzenliyor. Toplantılara farklı kesimlerden, düşünen insanlar katılıyor. Aynı zamanda farklı ülkelerin deneyimleri konuşuluyor, tartışılıyor. Oslo’da gerçekleşen bu son toplantıda, farklı ülke deneyimleri konusunda Güney Afrika Barış Görüşmelerinin Baş Müzakerecisi Rolf Mayer konuşmacı olarak toplantıya katılmış ve görüşlerini katılımcılarla paylaşmış.

Barış fikrini canlı tutmak ve deneyim paylaşımı için  şüphesiz faydalı bir toplantıdır.

İkinci dikkat çeken konu, Barış Vakfının barış konusundaki “Vizyon Belgesi”ni açıklamasıydı. Barış Vakfının kamuoyuna açıkladığı “Barışa Çağrı” metni 8 farklı üniversiteden 7 farklı bölümden 11 akademisyenin katılım ve katkısı ile toplamda 17 barış savunucusu kişinin iki ayrı toplantıda dile getirdiği görüşlerle oluşturuldu.

Metni Necmiye Alpay Hocamız kaleme aldı.

Metin, 5 ara başlıkta 2 sahifelik bir metin. Ara başlıklar şöyle: “Hayatın Özü”, “Bir Barış Coğrafyası Olmak”, “Barışın Dili”, “Barış Vakfı”, “Çağrı.” 

“Barışa Çağrı” metninde, barışın insanlığın ulaştığı en vazgeçilmez değer olduğu belirtiliyor ve hayatın özünün barış olduğu vurgulanıyor. Türkiye’nin çok dilli, çok kültürlü bir ülke olduğu, kalıcı barış için, çatışma nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiği, bunun yollarının da hep birlikte aranması gerektiğinin altı çiziliyor. Barış dilinin hakim olmasına ihtiyaç bulunduğu, bunun için de en başta güç sahiplerinin güç dilini ve kibri bırakıp tevazu eşliğinde barış dilini savunmasının elzem olduğu, madunların acısının ve öfkesinin anlaşılmasıyla barışa dair umutların yeşerebileceği açıklanıyor. Barış Vakfının çoğulcu bir vakıf olduğu ve savaş kışkırtıcılarının karşısında barış ve çözüm diyen herkesin yanında olduğu vurgulanan “Vizyon Belgesi”nde, insani güvenliğin önemine işaret edilmekte ve hakkaniyetli ve tüm vatandaşların güvenebileceği bir adalete olan ihtiyaç vurgulanmaktadır. Vizyon Belgesi bir “çağrı” ile sona ermektedir. Bu bölümde 2013-2015 çözüm sürecinin tarihsel değerde bir tecrübe olduğu, tüm toplumun iyimserlik içerisine girdiği ancak her cenahta hayati önemde hataların da yapıldığı görüşüne yer verilmektedir. Çağrı şu seslenişle sona eriyor:  “Şiddet evlatlarımızı ve geleceğimizi elimizden alıyor. Oysa biz onlara huzur dolu bir gelecek hazırlamak istiyoruz, hazırlamak zorundayız. Toplumumuzun, bölgemizin ve dünyanın son kertede barıştan başka çaresi yok.” 

Barış yolu, uzun, meşakkatli ve özenli yürünmesi gereken bir yol. Bilgiyle, emekle, sevgiyle,saygıyla yürünmesi gerekli yol. Bir de inatla, inançla, ısrarla yürünmesi gerekli olan bir yol. Aşk olsun barış yolunun yolcularına…