01 Haziran 2018 00:26

Adam 'usta'!

Adam 'usta'!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çok iyi hatırlanacağı gibi taraftarları ona ikinci dönemle birlikte “usta” demeye başlamışlardı. Artık bu dönem geride kalıyor. “Usta”, henüz “büyük usta” mı, yoksa “başusta” olarak adlandırılması gerektiğine tam karar veremese de, eğer 24 Haziran’daki seçimleri kazanırsa “ustalıkta” bir üst aşamaya geçtiğinin kabul edilmesi gerektiği konusunda kararını vermiş durumda.

Adam gerçekten “usta”, aşağıda onun ustalığına ilişkin kanıtlardan bazılarını sunduğumuzda siz de bu ustalığa şapka çıkarabilirsiniz. “Usta” yönetimi devraldığında ülkenin dış borçlarının toplamı 2003 sonu itibarıyla 129 milyar dolardı. Bu borçlar 2009 gelindiğinde 288 milyar dolar olmuştu. Borçlar 2017 sonunda 437 milyar dolara, bugünlerde ise 450 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Ülkeyi borç batağına saplayıp seçim kazanmak gerçekten “ustalık” ister. Ama bu ustalığın demagoji ustalığı konusunda olması birinci koşuldur.

“Usta”nın en iyi demagoji yaptığı alanlardan birisi “yerlilik ve milliliktir.” Bu “yerlilik ve millilikten” fabrikalar ve tarım pay alamasa da, ulusa ait fabrikalar satılmış ve tarım çökertilmiş olsa da, yollar, köprüler ve tüneller, dev inşaatlar orta yerde durmaktadır. Ama bunların küçük bir kusuru vardır! Yerli ve yabancı holdinglere ihale edilmiş, onlar parayı uluslararası finans kurumlarından toplamış, yaptıkları işe karşılık köprü ve tünellerden geçenlerden, geçmeyenlerden, hastaneleri kullanandan kullanmayandan paralar tıkır tıkır alınmıştır, alınıyor ve holdinglerin kasalarına, patronların cebine akıyor, üstelik dolar kuru üzerinden! Yani ülkenin ve halkının geleceği ipotek edilmiş, dış borca ve onun faizine bağımlılık garanti altına alınmıştır. Bu arada dışa bağımlılığa ve faize karşı olmakla caka satılıp, ülkeyi yönetmeye devam ediliyor. Bu “ustalığa” şapka çıkarılamaz da ne yapılır?

“Usta”, işçi ve emekçiler, Kürtler bahsedilen milletin içinde sayılmasalar da “milletin adamı”dır. Darbe girişiminin bastırılmasından sonra OHAL ilan etmiş, OHAL’i yalnızca tüm muhaliflerini bastırmak için kullanmamış, patronlar daha rahat sömürsün ve kazansın diye işçilerin grevlerini yasaklamak için kullanmış, üstelik bunu açık açık ilan ederek yapmıştır! İş cinayetlerinde ölen işçi sayısını da döneminde ikiye katlanmıştır ve daha da yukarı doğru gidiyor. Kürtlere “çözüm” vadetmişti, bu çözümü ezerek gerçekleştireceğini yaptıkları ile kanıtladı. Bunlara rağmen başkanlık seçiminde daha şimdiden en azından ikinci tura kalmayı garanti etmek az ustalık mı?

Ülke daha önce de dışa bağımlı olsa, emperyalist efendilerin istediklerini yerine getirse de komşu ülkelerin yakılıp, yıkılmasına, işgal edilmesine alkış tutmaz, bunlara doğrudan ve açıkça suç ortaklığı yapmazdı. Açıkçası kendi çapını az çok bilen, hem uluslararası kapitalist sisteme dahil olunup, hem de onun kurallarına, işleyiş mekanizmalarına iç politika gereklerinden kaynaklanan demagojik söylemlerle saldırmaz, böyle palavralara pek başvurmazdı. Ama şimdi bütün işlerin içine kirli bir biçimde girmiş bulunuyor ve “usta” nın ağzından zaman zaman yapılanları “az ve yetersiz bulduğunu” belirten açıklamalar da yapıyor. Bütün bunların faturasını halka ödetip, sonra da “Ülke varlık, yokluk savaşı veriyor” demagojisi ile tek adam tek parti diktatörlüğü için destek istemek “ustalığın zirvesi” değil mi?

Dürüstlük ve onur timsali Yaşar Usta, ‘bütün bunlar ustalıksa ben ustalıktan vazgeçtim’ deyip işinden gücünden vaz geçer mi acaba? Onun gibi ustaların böyle bir “ustayı” vicdanen ve ahlaken aralarında barındırmayacakları kesindir. Bütün demagoji ustalığına, kandırma ve göz boyama, satın alma yeteneğine karşın bu “ustanın”, böylesi yollardan çok geçmiş eski ustaları da öğütmüş ciddi ve çare bulunmaz bir kusuru bulunuyor. Yaşamın gerçekleri hep galip geliyor. Yaşam ve geçim koşulları daha da zorlaşmış halk yığınları, çalışma ve sömürü koşulları daha da ağırlaşmış işçi ve emekçi kitleler, iflas eden küçük üretici, özgürlük ve demokrasi talepleri bastırılmış Türkler ve Kürtler önlerine getirilen sandıkta bu “usta”ya okkalı bir tokat atmaya hazırlanıyor. Halk kitlelerinin getirdiklerini götürme ustalığını yeniden göstereceklerine şahitlik edeceğiz. Bugünden ortaya çıkan tüm belirtiler bu sürecin işlemeye başladığını açıkça gösteriyor. Peki “ustayı” göndermek mücadelenin sonu mu? Hayır öyle değil, bu yalnızca daha ileri mücadelelere hazırlık olacak!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...