31 Mayıs 2018 00:26

Savunmaya özgürlük

Savunmaya özgürlük

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, 5 Nisan avukatlar günü vesilesi ile, “Savunma hakkı savunmasız bırakılırken avukatların yaşadığı hak ihlalleri” başlıklı bir rapor yayımlamıştı.

Rapora göre, OHAL süresi boyunca 570 avukat tutuklanmış, 1480 kadarı hakkında soruşturma açılmış ve 79 avukat hakkında da uzun dönemli hapis cezaları verilmiştir.

Halen 17 Halkın Hukuk Bürosu avukatları yaklaşık 250 gündür tutukludur ve  tecrit altında tutulmaktadırlar.

Hapis içinde hapis.

Tecrit bizim anlayışımıza göre, işkence ve onur kırıcı, aşağılayıcı muameledir.

Tecrit kararlarını ve uygulanmasını biz suç kararları ve uygulaması olarak görürüz.

Unutmayalım, işkence ve onur kırıcı muamele suçtur!

Sayın Bingöl’ün raporunda da vurgulandığı gibi,  çok sayıda avukat tutukludur. Ayrıca belirtmeliyiz ki pek çok avukat , keyfi suçlamalar ve hukuka aykırı kararlar nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştır. Bir de OHAL KHK’leriyle ihraç edilen hukukçu akademisyenlerin avukatlık yapamayacaklarına ya da avukatlık stajı yapamayacaklarına dair hukuka aykırı uygulamaları da hatırlamak lazım.

Şimdi, avukatın tutuklanması ne demektir ve biz neden savunmaya özgürlük diyoruz, bu konuyu konuşalım isterseniz.

Avukatlığın ne olduğu, 1136 sayılı Avukatlık  Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanun’un 1. maddesinde, avukatlığın “kamu hizmeti” olduğu ve “Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil” ettiği yazılıdır. Anayasanın 36. maddesinde de hak arama özgürlüğü düzenlenmiştir.

Ulusalüstü insan hakları belgelerinden İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 8, 9, 10 ve 11. maddeleri konuyla ilgili maddelerdir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi adil yargılanma ve doğrudan savunma hakkına (6/3) ilişkindir.

İsterseniz Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezinin internet sitesine bir uğrayalım ve orada yer verilen ulusalüstü belgelere bir göz atalım.

Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler (Havana kuralları), 1990 tarihinde BM tarafından düzenlenen konferansta kabul edilmiştir.

Kabul edilen prensiplerden 12-15. paragraflarda, “avukatların görev ve sorumlulukları” düzenlenmiştir. Avukatlık faaliyetinin güvencesi başlıklı bölümde 16-22. paragraflarda bu güvencelere dair hükümler yer alır. Söz gelimi 18. paragraf, aynen “Avukatlar görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemezler.” şeklindedir.

Gel de bunu bizim buralarda anlat!

Havana Kurallarının 23. paragrafı “avukatların ifade ve örgütlenme özgürlüğü”nü düzenler.

Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın yargılandığı davalarda avukatların, açıkladıkları düşünceleri nedeniyle salon dışına çıkarılmaları hafızalardadır.

Başka bir belge de “Avrupa Konseyi Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararı”dır. Bu karardaki birinci prensip “Avukatlık mesleğinin icrasındaki özgürlüğün genel prensipleri” başlığı altında düzenlenmiştir. Avukatların görevleri ve rolleri 3. prensip başlığı altında yer alır. Prensip 5’in (a-e) avukatların hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması ihtimaline karşı onların haklarını savunmak amacıyla her türlü gerekli davayı alma zorunluluğunu içerir. Tavsiye kararına göre barolar şu durumlarda derhal harekete geçerler:

“a. Avukatların yakalanması veya tutuklanması, b. Avukatların dürüstlüğünü sorgulayan işlemlerle ile ilgili her türlü kararın alınması, c. Avukatların üstlerinin veya eşyalarının herhangi bir şekilde aranması, d. Avukatların zilyetliğinde bulunan dokümanlarına veya belgelerine el konulması, e. Avukatlar adına hareket edilmesini gerektiren basın raporları.”

Uluslararası Avukatlar Birliği Morrelıa Şartı’nda da (1991) “avukatın bağımsızlığı” ve “ herkesin adalete erişim hakkı” konuları düzenlenir.

Uluslararası Avukatlar Birliği Genel Kurulunda , 2002 yılında kabul edilen “21.yüzyılda Avukatlık Meslek Kurallarına Dair Turin İlkeleri” nde avukatların rolü için şöyle bir düzenleme bulunmaktadır:  “Avukatın rolü bütün kişilerin yasalar huzurunda korunmasını sağlamaktır.”  Turin ilkelerinde avukatın, bağımsızlığı, dokunulmazlığı vurgulanmakta ve “Avukatın bürosunda yasaya aykırı olarak arama yapılamaz” denmektedir.

 Sizce bütün bu olan bitenlerden sonra Türkiye’de savunmanın  özgürlüğünden söz etmek  mümkün mü?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...