28 Mayıs 2018 00:52

Saflar belirlendi; sonucu ‘saha’daki mücadele belirleyecek

Saflar belirlendi; sonucu ‘saha’daki mücadele belirleyecek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz hafta boyunca partiler, 24 Haziran seçimi ile ilgili “seçim bildirgeleri”ni yayımladılar. Böylece saflar resmen de belirlenmiş oldu.

Yine hafta boyunca, bu bildirgelerin kendine has yönleri gazetemizde ve diğer medya organlarında eleştirildiler, kamuoyuna duyuruldular.

Bildirgelere toplam açısından bakıldığında, partiler ikiye ayrılıyor;

1) Tek parti tek adam rejimini savunanlar (ki bunlar, AKP, MHP ve BBP’dir).

2) Tek parti tek adam rejimine karşı olan partiler; CHP, HDP, İYİ Parti, SP, Emek Partisi, Halkevleri, ÖDP, VP, TİP...

Genel olarak bakıldığında mücadelenin de bu iki kamp arasında olduğunu, bu yüzden de 24 Haziran seçimindeki toplam oyların da bu iki kamp arasındaki oy oralarına göre belirleneceğini. Hatta cumhurbaşkanı seçiminde de, eğer ikinci tura kalırsa, bu kamplaşmanın bu iki kamp arasında olacağını söylemek yanlış olmaz.

‘OYUNUZU BANA VERİN SİZ KURTARAYIM’ PARTİLERİ

Partiler arısındaki farklılıklara bir başka açıdan bakıldığında;

Birinci sırada yer alanlar parlamenter sistemin yerine parlamentonun rolünün iyice etkisizleştirilip, Cumhurbaşkanına KHK çıkarma yetkisi taşıyan ve yürütmeyi, yargıyı, yasmayı da “tek adam”ın elinde toplamayı amaçlayan “tek parti tek adam rejimi” savunucusu, faşist bir yönetimi inşasını savunan partilerdir.

İkinci kategorideki partiler ise, AKP-MHP ittifakını tek adam rejimi kurmakla eleştiren ve 24 Haziran seçimini kazanırlarsa, “eski sisteme geri dönüleceğini” savunan ama bu sistemin de kimi bakımdan reforme edilmesi gerektiğini savunan partilerdir. “Millet İttifakı” içinde yer alan CHP, İYİ Parti, SP, DP gibi partiler, 24 Haziran sonrasında böyle bir restorasyonu savunmaktadır. Ki, bu partilerin ortak bir özelliği de; “Oyunuzu bana verin sizi kurtarayım” diyen; vatandaşın siyasete katılmasını 4-5 yılda bir yapılan seçimlerde oy vermekle sınırlayan partilerdir. Bunu Cumhurbaşkanı seçiminde daha açık görüyoruz. Her bir aday kendisini kurtaracak bir “yiğit” olarak görüyor, gösteriyor!

CHP’NİN ‘KÜRT SORUNUNA ÇÖZÜM’ YAKLAŞIMI

CHP pratik seçim çalışmalarında da görüldüğü gibi, seçim bildirgesinde de “tek parti tek adam rejimi”ne karşı, restore edilmiş ve daha etkinleştirilmiş eski “parlamenter sistemi” savunmaktadır. Ve elbette CHP, seçim bildirgesinde de belirleyici siyaset tarzı olarak, vatandaşın geleneksel, 4-5 yılda bir yapılan seçimlerde, seçime katılan partilere oy vererek, iradesini Meclise devretme anlayışı merkezinde yükselen siyaset tarzını sürdürmektedir.

Ve bu siyaset tarzının kaçınılmaz sonucu olarak da, CHP Seçim Bildirgesi, “tek parti tek adam rejimi” savunucularına karşı, “kurtarıcı bir cumhurbaşkanı” ve “kurtarıcı parti” fikrini savunmaktadır. Bunun en açık örneğin de; İnce’nin “rabia”ya dönüştürdüğü, “çivi-nal-at-yiğit” tekerlemesi üstünden ifade ettiği “kurtarıcı yiğit cumhurbaşkanı” tarifinde açıkça görülmektedir. Aslında “tek parti tek adam” fikrine karşı çıkma tezini çok zayıflattığı halde, ısrar edilmesi de CHP’nin “halksız demokrasi” diyebileceğimiz “demokrasi” anlayışının genlerinde ne kadar canlı olduğunu göstermektedir.

Bu seçimde CHP en önemli çıkışını ise “Kürt sorunu” üstünden yapmaya çalışıyor. Yakın geçmişte AKP’yi Kürt sorununa çözüm aradığı dönemindeki yaptıklarıyla vurmaya çalışan, HDP’yle yan yana görünmekten bile çekinen CHP, AKP’nin ve ortaklarının  “Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır” dediği koşullarda, “Kürt sorunu vardır. Türkiye’nin en önemli sorunudur. Soruna barışçıl çözüm bulmamız gerekir ve çözüm yeri de Meclistir” diyerek, ileriye doğru bir adım atmıştır. Bu adım, İnce’nin cezaevindeki Demirtaş’ı ziyaret ederek, Hakkari’de, “Barışmalıyız” diye yüksek sesle barış talebini öne sürerek, sembolik olarak ifade ettiği girişimler bildirgede; “Newroz’un tatil günü yapılması” vaadiyle bir adım daha ilerletilmiştir.

HDP’NİN ÖZGÜNLÜĞÜ

HDP 24 Haziran seçimine, birisi Cumhurbaşkanı Adayı Demirtaş’ın, diğeri de HDP’nin olmak üzere iki ayrı seçim bildirgesiyle giriyor.

Her iki bildirgede de “özerklik” ve “öz yönetim”in yer almaması, bildirgelerin dikkat çeken yanlarından birisi oldu.

HDP’nin bu seçimdeki sloganı, “Sen’le değiştireceğiz!” HDP bu sloganıyla, kendisini diğer partilerden halkı doğrudan siyasete çekme ve mevcut sistemi, önemli yönleriyle eleştirmesiyle diğer sistem partilerinden ayrıştırmaktadır.

Kuşkusuz HDP, bir yandan Kürt halkının uzun yıllardır süren özgürlük mücadelesinin öte yandan da Kürt sorunun barışçıl çözümün partisi olarak, yığınları 4-5 yılda bir oy kullanarak siyasete çekme yerine, onları günlük siyasete çeken bir siyaset tarzına sahiptir. Öte yandan da HDP, Kürt sorununu “barışçıl çözümü”nün partisi olarak, diğer partilerden farklı olarak özgürlüklerin genişletilmesi ve demokratik haklar mücadelesinde daha tutarlı bir demokratikleşme mücadelesinin savunucusudur.

Yayımlanan her iki bildirgede de HDP’nin mücadelede tuttuğu mevziden yansıyan özellikler, onu sistem partilerinden ayrıştırmaktadır. 

MHP ve BBP, AKP’nin himayesinde barajı aşarken, İYİ Parti ve SP de barajı  “Millet İttifakı” ile etkisizleştirdi. Ancak HDP, her iki ittifak içinde de yer almayan bir parti olarak, baraj tehdidi altında seçime giriyor.

HDP’nin “bildirgeleri”nde, emekçi taleplerinin yanı sıra gençlere, kadınlara, engellilere ve çevre sorunlarına da ayrı başlıklar açılmış. Kürt sorunu için de “Biz çözeceğiz” denilen bildirgelerde, demokrasi mücadelesinde Kürt sorununun çözümüne dikkat çekiliyor.

Her iki bildirgede de ”Sen’le değiştireceğiz” fikri öne çıkarılırken, Demirtaş da; kendisinin kurtarıcı olmayan bir Cumhurbaşkanı olarak, seçim bildirgesinde; “Ben yaparım demiyorum, BİZ yaparız diyorum” diyerek, siyaset tarzına ve halkın günlük siyasetteki belirleyici önemine dikkat çekiyor.

Bundan sonrasını sahada yapılacak mücadele belirleyecek!

OYLAR DEMİRTAŞ’A VE HDP’YE DİYEN EMEP, HALK DEMOKRASİSİ İÇİN MÜCADELEYE ÇAĞIRIYOR

Emek Partisi, “seçim bildirgesi”ni geçtiğimiz Cuma günü yayımladı.

Bildirge, “24 Haziran’da Tek adam tek parti rejimine geçit yok: Çözüm halk iktidarı ve halk demokrasisidir” başlığı ile yayımlandı.

24 Haziran seçimine gidilen olağanüstü koşullara dikkat çekilen bildirgede, bu koşullarda “Demokratik İttifak”la seçime gitmenin önemine değinilerek, böyle bir ittifakın gerçekleştirilememiş olması da eleştiriliyor.

EMEP’in bu doğrultudaki girişimleri hatırlatılarak, HDP ve Birleşik Haziran Hareketi’nin (BHH) gereken yaklaşımı göstermemesi nedeniyle böylesi önemli bir fırsatın değerlendirilmediğine vurgu yapılan bildirgede, bu koşullarda EMEP’in “Oylar Selahattin Demirtaş’a ve HDP’ye” diyen, “seçim işbirliği” ile sınırlı bir tutum almakla karşı karşıya kaldığı belirtiliyor.

Emek Partisi’nin “Seçim Bildirgesi”nin özgün yanlarından birisi ise; Erdoğan-Bahçeli ittifakının “tek parti tek adam rejim”ne karşı çıkarken, yeni bir “tek adam rejimi” tarif edilmesine ve tek adam rejimine karşı “güçlendirilmiş bir parlamenter sistem”in seçenek olarak gösterilmesine de açıkça karşı çıkması.

Emek Partisi’nin seçim bildirgesinde bu vurgu; “halk demokrasisi” ve “halk iktidarı” ile işçi sınıfı ve halk yığınlarının demokrasi mücadelesindeki yeri, halkın bu mücadeleye katılmasının önemi ve anlamına dikkat çekiliyor. Bu kapsamda, Emek Partisi’nin programı çerçevesinde ifade edilmiş olan taleplerin bugün halk yığınları içinde tartışmaya açılmasının, yaygınlaştırılmasının gereği ve önemine özel olarak da dikkat çekiliyor.

Çünkü; işçi sınıfı ve halkın, bugünkü sistem içindeki partiler arasında taraf değiştirerek varabileceği bir yerin olmadığına dikkat çeken Emek Partisi bildirgesinde, işçi sınıfı ve halkın bu mücadele içende doğrudan yer alıp ülkenin yönetimine müdahale eden bir demokrasi çizgisine geçemeden, demokrasinin kendine sunduğu imkanlardan yararlanamayacağı vurgulanıyor.

24 Haziran sonrasında da iktidara kim gelirse gelsin demokrasi mücadelesinin sorunları aşılmış olmayacağına (ama mücadelenin imkanları ve zorlukları farklılaşsa da mücadele süreceğine) göre, Emek Partisi’nin seçim bildirgesindeki bu özgün yanın daha önemli olduğu da apaçıktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...