26 Mayıs 2018 23:38

Bu ‘ağırlık’ Kürtlere mi yüklenecek sadece?!

Bu ‘ağırlık’ Kürtlere mi yüklenecek sadece?!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye siyasetinde ‘özgül ağırlık’ kavramının popülerleşmesinde Bülent Arınç’ın ‘müstesna’ katkısı unutulamaz herhalde! Zaman içinde AKP’de pekişen ‘tek adam’ hegemonyasının ağırlığı altında ezilmiş ve kenara itilmiş haliyle, nemli gözlerini kırpıştırarak şöyle sitem etmişti: 

“Ben bu partinin kurucusuyum, benim bir özgül ağırlığım vardır...” Nafile bir hafife alınmama gayretiydi ve “bakın dişlerim hâlâ sağlam” demek istiyordu. Malum, dişleri tamamen çekildi sonra! En son, Gül’ün adaylığı olasılığına karşı hatırlanıp çağrıldığı Saray’ın kapısında yüzüne geçirdiği gevrek gülüşüyle, “Genel Başkanıma zarar verecek hiçbir hareketin içinde olmam” sözleriyle kayda geçen o ‘özgül ağırlık’tan geriye, oğlunu AKP aday listesine yazdırmak kaldı. Allah bereket versin, bu müşkül durumda bu kadarı da iyidi! 

Mehmet Ağar da ‘müesses nizam’ içinde ‘özgül ağırlığı’ epeyce ‘derinlerde’ biriydi. “Devlet için kurşun atıp yiyen şerefliler”in resmi koordinatörlerindendi. Derinlere kök salmış ‘özgül ağırlığı’ siyasette (Elazığ dışında!) hiç para etmemişti ama Saray’ın ‘vefalı’ belleğince hatırlandı. Onun siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmamış oğlu da adaylık listesine geçirildi ve ‘veliaht’ niyetine hemşerilerine  gönderildi! 

Konumuz Arınç ya da Ağar değil ama. Her ‘özgül ağırlık’ onlarınki gibi çürük olmuyor çünkü. Çürükler girizgâh sadece. O familyadan biri, Hüseyin Gülerce’nin de ‘Devr-i Cemaat’te kaldı ‘özgül ağırlığı.’ Az buz değildi, ‘Fethullah’ın sözcüsü’ sıfatının ağırlığıyla yer kaplıyordu şu dünyada. Çözüldü, öte öte kuş gibi hafifledi sonra! Şimdi Saray’a akıl fikir satmaya çalışmakta. Bakın bu ‘ağırlıklarını atmış’ ötücü kuş, neye dikkat çekiyor son yazılarından birinde: “Aday listeleri yüzde 1, HDP yüzde 10 etkiler...” 

Sadece o da değil; “Kürt oyları” Saray’ın seçim mevzilerinde giderek daha çok ilgilenilen bir konu oluyor: 

“Cumhur Kürtlerin oyunu alır mı?” diye soruyor biri... 

AKP’nin ortağı MHP’nin aslında Kürtleri nasıl da çok sevdiğini, hiç de “Kürt düşmanı olmadığını” ispatlama telaşında bir diğeri... 

Bir diğer düdük ise şöyle üfürüyor mesela: “Bütün adaylar Kürt seçmen tarafından samimiyet testine tabi tutulacaktır. Her birinin Tayyip Erdoğan kadar Kürt insanının gönlünde yer etmesi lazımdır...”! 

Örnekler çoğaltılabilir... 

Hepsi de Kürt oylarının, (Gülerce’nin açıkça dillendirdiği) HDP’nin artık görmezden gelinemeyecek ‘özgül ağırlığı’nın öttürdüğü kuşlar... Tayyip Erdoğan pratiğinin “Kürt insanının gönlünde” nasıl bir yer tuttuğu tartışılır elbette...

Yine, Güney’deki bağımsızlık referandumundan Afrin’e, toptan yok sayıcı tutumu aklınca temize çeken, “Cumhur” koalisyonunun Kürtlere dair zayıf halkasının sadece MHP’den ibaret olduğu şeklindeki manipülatif yönlendirme de ayrıca tartışılmalıdır...

Tartışılmaz olan, Kürtlerin ve HDP’nin barajı geçmesinin 24 Haziran Türkiye siyasetinin kilidi olduğudur.

‘Tek adam rejimi’nin seçim stratejisinin biri dışında bütün ayakları çöktü çünkü:

Afrin’le köpürtülen milliyetçi rüzgâr çabuk dindi, bakiyesi pek kalmadı... 

İyi Parti’nin seçime sokulmaması CHP’nin hamlesiyle boşa çıkarıldı...

Dindar-Muhafazakâr yekûnu ‘tek ses’li kılmak için Saadet Partisi’ni tavlama girişimi akamete uğradı...

Demirtaş içeride ama adaylığı engellenemedi...

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun aday olmasına dair kışkırtmalardan sonuç alınamadı....

Sadece tek olasılık kaldı elde şimdi:

HDP’nin baraj altında kalması!

İktidarın da muhalefetin de gelip karşı karşıya kaldıkları en kritik nokta bu. 

HDP’nin baraj altında kalması bütün bir muhalefetin seçim muharebesinden ‘yenik’ çıkması anlamına gelecektir. 

Tersi de doğrudur: Seçimle ‘Tek adam rejimi’nin kurumsallaşması yoluna set çekme olasılığı ancak HDP’nin barajı geçmesiyle gerçeklik haline dönüşebilir.

Tekrarlamaktan bıkmayalım; HDP’nin barajı geçmesi sadece HDP’lilerin sorunu değildir; başta CHP’liler olmak üzere, kendisine ‘Milli İttifak’ diyenlerin de sorunudur!

‘Reel politik’ meraklılarına işte reel politik:

CHP’nin yüzde 25 veya yüzde 28 oy alması Saray rejiminin engellenmesini ya da seçim sonrası parlamento aritmetiğini ne ölçüde etkileyebilir ki?

Ya HDP’nin yüzde 9.9 yerine yüzde 10 alması?!

Tarihin getirip önümüze koyduğu böylesi bir ‘özgül ağırlık’ var işte...

Şimdi bu ‘ağırlık’, “Aman ha mutlaka barajı aşmalısınız” denilerek sadece Kürt seçmeninin omuzlarına yüklenebilir mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...