19 Mayıs 2018 23:05

‘Dalga dubaralı ittifaklar’ meselesi

‘Dalga dubaralı ittifaklar’ meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Ülkemizin gündemi bir günden diğerine bazen fırdöndü, bazen fırıldak ya da rüzgargülü misali dönüp dolanırken, diğer yandan hesapça mazide kalan, dolayısıyla memleketimizin semalarına bundan kellim bir daha asla uğramaz dediğimiz kimi nahoş olaylar birden bire hiç ummadığımız bir anda sanki hortlayıp kapımızı çalınca, bu kez de memleketimizin havası, hani deyim yerindeyse yandı gülüm keten helvasına sadece dönüşmüyor aynı zamanda da “vatandaş” olarak çoğumuzu maalesef şaşkına çeviriyor...

Nitekim, “netekim paşa”mızın kendinden önceki kimi “paşa”ların izinden gidip, Anayasamızı postallarıyla çiğnedikten sonra, bunun ceremesini, “hukuk devleti”mizin mahkeme kapılarında ödemesi gerekirken, halkımızın kahir ekseriyetinin oylarıyla üstüne üstlük bir de cumhurumuzun başı seçilmesi, “demokrasi” kulvarında kaç “kırat”lık bir değere sahip olduğumuzun belki de kanıtı mıydı ne!

Sonra?

Sonra yine aynı yolun yolcusu olan kimi vatan evlatları palaskalarını kuşanıp bol yıldızlı apoletlerini parlatıp, tankların gölgesinde boy gösterip, böylece sağa sola “balans ayarı” vererek yine ne denli demokrasi düşkünü, ne denli demokrasi aşığı bir millet olduğumuzu dosta düşmana, onurla, gururla ilan ettiler çok şükür!

Daha sonra?

Daha sonra bu türden ıvır zıvırlarla zaman öldürüp maraza çıkarmanın anlamsızlığı geç de olsa gari anlaşıldı; artık demokrasinin çarkı evrensel boyutlarda aksamadan dönecek deyip, böylece sandıklardan çıkan “milli irade” karşısında milletçe boynumuz kıldan incedir deyup tamı tamına on altı yıl önce ülkemizin afakında bilmem kaç mumluk, bilmem kaç voltluk bir “ampül”ün ışıldamasıyla birlikte başlayan süreç içinde işlerimizin rayında gittiğini, dostlarımızın sevinirken, düşmanlarımızın kıskançlıktan çatladığına şahit olduk elhamdülillah!

Ve fakat... İşleri güçleri, emelleri, arzuları, niyetleri tarih boyunca hiç mi hiç değişmeyen, şu kavanoz dipli dünyada milletçe iki yakamızın bir araya gelmemesi için bıkıp usanmayan dahili ve harici düşmanlarımızın, her an ümüğümüzü sıkmaktan yana alesta bekleyen bu şer odaklarının yine tufasına geldik nitekim!

Nitekim koynumuzda beslediğimiz, aynı emel peşinde koşuşturup aynı secdeye  baş koyduğumuz, aynı kıbleye dönüp dua ettiğimiz kimi hainlarin bu kez de yine kökünün nerede olduğu meçhul düşmanlarımızla hiç beklemediğimiz bir anda “yerli ve milli” silahlarımızla tepemize üşüşüp dünyamızı karartmaları acaba neyin nesiydi?

“Tanrı’nın lütfu!”

Bir zamanlar canciğer kuzu sarmasıyken, neden sonra “öküz öldü ortaklık bitti” diyerek yollarını ayıranların “hesap”ları şaşınca, kabak yine halkımızın başına patladı.

Çünkü “kandırıldık” deyip işin içinden tıpkı tereyağından kıl çekercesine sıyrılanlar bir tarafta saf tutarken, diğer saftakilerden kimileri de kodesi boylayıp veya kuş misali uçup gittiler ama ülkenin gidişatı hala ne yazık ki nanemolla!

Şimdilerde seksen milyonluk nüfusumuzun kimileri neredeyse dededen kalma, kimileri durduk yere başımıza musallat olup eşiğimizi aşındıran memleket meselelerinin bir an önce halledilmesi için “baskın seçim” formülüyle, ittifak mittifak “dalga dubara”sıyla sandıklara koşup, böylece cumhurumuzun reisini bir taraftan seçerken, öte yandan da halkımızın yüzde elli artı birinin, yani elhamdülillah soyu sopu temiz, aklı vicdanı yerinde olan vatan evlatlarımızın yanı sıra, keza bu bapta bir gıdım da olsa geride kalan, en önemlisi de “yerli ve milli” hasletlerimizden zerre kadar nasiplerini almamış, alamamış “hain”ler güruhunu belirleyeceğiz!
Daha daha sonra?

Sonra... Hep birlikte sağ salim yolumuza bıraktığımız yerden aynı minvalde “inşallah” devam edeceğiz Kirvem!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...