19 Mayıs 2018 00:15

‘Saçmalama’ mı siyasi tutuklulara karşı saldırı hazırlığı mı?

‘Saçmalama’ mı siyasi tutuklulara karşı saldırı hazırlığı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erdoğan ve AKP’nin Kudüs ve Filistin’de İsrail’in yaptığı katliamı protesto amaçlı miting, beklendiği gibi, bir seçim mitingi olarak yapıldı. Siyasi parti liderlerinden sadece Bahçeli’nin katılması, muhalefetin yeni bir “Yenikapı ruhu oyununa” düşmediğini gösterdi. 

Valilik, belediye ve AKP teşkilatının seferber edildiği “Yenikapı mitingi”, İsrail aleyhine, gerçekte karşılığı olmayan hamasi laf yığınına yeni boş laflar katmanın ötesine geçmedi.

Mitingin sloganı olan, “Zulme lanet Kudüs’e destek” sloganı da “gök kubbede hoş bir sada” olmayı aşamadı.  

Sabah saatlerinde başlayan İslam İşbirliği Örgütü’nün olağanüstü zirvesi ise, daha Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun konuşmasıyla anlaşılmıştır ki, “Havanda su dövme” ötesine geçen bir karar alamayacaktır. (Bu yazı yazıldığında henüz bir sonuç bildirgesi yayımlanmamıştı.) 
Zirveye katılımın düzeyi de bunu açıkça göstermektedir.  

İsrail’e karşı yapılan ve uluslararası yankıları olması beklenen her iki etkinliğin de, onca gürültülü açıklamalardan sonra, böylesine başarısız olmasına her halde en çok İsrail sevinmiştir!

BAHÇELİ GÖBELS’İN İZİNDE!

Siyasi partilerin gündemi de yoğun.

Partilerin milletvekili aday listelerinin YSK’ye tesliminde sona gelindi. Bu yüzden de gündemin sıkışıklığından yeteri kadar kamuoyuna yansımasa da partilerin içinde heyecan çok yüksek. 

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Cumhur İttifakı” ile baraj korkusunu aşmış olarak, muhtemel rakipleri ve parti içinde kendisine sorun çıkarabilir diye düşündüğü aday adaylarının üstünü çizip, listesini YSK’ye sunan ilk lider oldu.

Böylece gündemi kendi bildiği konular üstünden belirleme konusunda elini rahatlattı.

Ancak Bahçeli’nin gündeme getirdiği konulardaki gerekçeleri, normal bir insanın akıl yürütmesinin sınırlarını çok aşan bir mecrada olunca, iddialarını savunmayı sürdürdükçe, söyledikleri akılla açıklanamaz iddialara dönüşüyor. 

Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza toplamasını FETÖ’cülerin organize ettiği iddiasına kimsenin inanmaması, Bahçeli’yi yalanını büyütmeye zorladı. Böylece Bahçeli, “Yalanına inanılmıyorsa, daha büyük bir yalan söyle” diyen, Hitler’in ünlü propaganda Bakanı Göbels’in izinden yürüdüğünü gösterircesine yalanı büyüttü. İddialarını, Akşener’e imza verenlerin sayısının 2015 seçiminde FETÖ’cü bağımsız adaylara oy verenlerin sayısıyla aynı olduğunu söyleyerek, imza verenleri FETÖ’cü ilan etmeye kadar götürdü! 

BAHÇELİ ‘AF’ KONUSUNDA ISRARINI SÜRDÜRÜYOR 

Bu kadarla da yetinmedi Bahçeli. HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasına tepki gösterip serbest bırakılması için yapılan çağrıların yayılması karşısında, “Kader kurbanlarına af” diye ortaya çıktı. Bahçeli’nin “af talebine” önce Başbakan Yıldırım, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gündemimizde af yok” diye net yanıt verince, o da tezini “kanıtlama”ya girişti. Suç Örgütü Liderleri Kürşat Yılmaz ve Alaattin Çakıcı’nın adını vererek, onların “vatansever kahramanlar” olduklarını öne sürerek, dışarı çıkarılmaları için “affın” gerekliliğinde ısrar etti.
Ama, bunun da etkili olmadığını görünce Bahçeli, normal hiçbir insanın aklının almayacağı bir, hatta birkaç komplonun iç içe geçtiği bir senaryo eşliğinde iddialarını yineledi.

İddialarını; “Terörden tutuklular için gayret göstereceğiniz yerde 235 bin gariban var cezaevinde bunlarla uğraşın dedik. Cezaevlerindekilerin belli bir oranı PKK ve FETÖ’den. Kalanları adi suçlu ve kader kurbanı. Bunların büyük bir kısmı çocuk, genç. Cezaevindeki hayat, insan onuruyla pek bağdaşmayan bir hayattır. Bu zemini işledikleri takdirde Türkiye, büyük bir felakete sürüklenebilir... Bu teröristler 2 kişilik 3 kişilik yerlerde tutuluyor, kader kurbanı olan suçluların koğuşuna birer ajanlarını gönderiyor bu teröristler ve onlar orada fitne yayıyor. Cezaevleri, Afrin’de atılan bombalardan daha tehlikeli bir bombadır!” demeye kadar götüren Bahçeli’nin bundan sonraki “Daha büyük yalanının ne olacağı”nı herkes merakla bekliyor.

BAHÇELİ SADECE GÜNDEMİ PROVOKE ETMEK İÇİN KONUŞMUYORSA...

Sözleri söyleyen MHP’nin Genel Başkanı Bahçeli olunca; mantık ve cezaevlerinin gerçekliği açısından bakıldığında “akıl dışı” ve “saçma sapan laflar” denilip geçilemez. Çünkü eğer bu iddialar, sadece gündemi provoke etme, Demirtaş’ın serbest bırakılmasını gündemden düşürme amacıyla sınırlı bir ifade değilse şöyle girişimlerin ifadesi de olabilir:

1) Bahçeli’nin içerideki “Afla çıkarmak istediği adamları”, cezaevlerinde bir provokasyona hazırlanmaktadır ve Bahçeli, af talebiyle böyle bir gelişmenin zeminini genişletmek istemektedir.

2) Siyasi tutuklulara karşı bir saldırı başlatılmak istenmektedir; Bahçeli, açıklamalarıyla böyle bir saldırının bahanesini şimdiden propaganda etmeye başlamıştır!

Ya da “her ikisi birden” de denebilir.

Evet, Bahçeli’nin iddiaları kendi içinde bakıldığında akla zarar iddialardır. Ama öte yandan bunların siyasi tutuklulara karşı saldırı girişimlerinin habercisi olma ihtimali de ciddiye alınması gereken bir durumdur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...