16 Mayıs 2018 00:50

Önde gerilim, kavga; arkada ticaret, gizli görüşme: Bize yas İsrail’e pas

Önde gerilim, kavga; arkada ticaret, gizli görüşme: Bize yas İsrail’e pas

Fotoğraf: Envato

Paylaş

3,9,5,11,4,6,16İsrail ile ilişkilere dair...

Siyasilerin dili başka, ticaretin verileri bambaşka bir şey söylüyor.

Siyasilerin söylediklerine bakılırsa...

İki ülke arasındaki ilişkiler 2010 yılında kopma noktasına gelmişti.

Mayıs 2010’da...

Gazze’ye yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin yaptığı baskın, gemideki 10 Türkiye vatandaşının ölümüyle sonuçlanmıştı.

Sonrasında...

Diplomatik ilişkilerin düzeyi düşürülmüş..

Askeri iş birliği ise askıya alınmıştı.

Diplomatlar görüşmüyordu lakin ticaret hiç hız kesmeden sürüyordu.

Hatta artıyordu.

2009 yılı sonunda 2.5 milyarı doları bulmayan ticaret hacmi şimdi 5 milyar dolara dayanmış durumda.

İki ülke arasındaki ticaret ikiye katlandı.

İsrail halen Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisinin verilerine göre...

İsrail ithalatında Türkiye, yüzde 4.8 pazar payı ile ABD, Çin, Almanya ve İtalya’nın ardından 5’nci ülke.

İşin özeti şu: Davos’ta ‘One Minute!’, ‘Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz’ denildikten sonra İsrail’le ticari ilişkileri değil bir dakika, bir saniye bile durmadı. Gözümüzün önünde, ‘Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz’ denilenlere arkada ‘Mösyö siz ticareti çok iyi biliyorsunuz’ denildi.

SADECE TİCARET DEĞİL!

Sadece ticaret değil İsrail ile görüşmeler de gizli bir şekilde sürdü.

Uzun süredir kapalı kapılar ardında devam eden gizli görüşme ve pazarlıklar 2016 yılında sonuç verdi.

İlişkiler düzeldi.

2016 ekiminde İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz İstanbul’a geldi.

2010’dan sonra Türkiye’yi bakan seviyesindeki ilk ziyaretti bu!

Bu görüşmenin akabinde, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan 10 gün içerisinde Türkiye ve İsrail’in karşılıklı büyükelçi atayacakları açıklaması geldi.

Kasım ayında, İsrail 6 yıl sonra Ankara’ya Büyükelçi atadı.

Adına ‘Reelpolitik’ denildi.

Siyaseten, “İsrail ve Türkiye, Suriye’de ağırlıklı bir İran etkisine karşı ortak hareket ediyor” savunması yapıldı.

Ekonomik açıdan ise...

“İsrail karasularında büyük miktarlarda doğal gaz bulundu. Doğal gazın Avrupa’ya taşınması her iki ülkenin çıkarına” denildi.

Türkiye’nin çıkarlarına ilişkin şunlar sıralandı...

- Enerji kaynağı çeşitlenecek, doğal gazda Rusya’ya bağımlılık azalacak.

- Enerji bağlantılarının merkezi olması Türkiye’ye maddi kazanç sağlayacak.

- Gelişmeler Kıbrıs sorunu üzerinde de olumlu etkide bulunacak.

İsrail çıkarına ilişkin ise...

“Doğu Akdeniz’in sıcak jeopolitiğinde, gazı pazarlamanın en ucuz ve efektif yolu Türkiye” iddiası ortaya atıldı.

İsrail ve Türkiye arasındaki ‘gizli görüşme’ açığa, görünürdeki gerilim normalleşmeye dönünce süreç ‘enerji anlaşması’ ile taçlandırıldı.

Ne de olsa ilişkiler siyaseten dibe vurmuş gözükürken bile...

İki ülke arasındaki ticaret artıyordu, İsrail ilişkilerin siyasi boyutuna çok aldırmadan kendi limanlarını Türkiye’den gelen mal ve hizmetlere açık tutuyordu.

Faydacılıkta (İsterseniz iki yüzlük de diyebilirsiniz) iki ülke de sınır tanımıyordu. İkisi de bir birinden farksızdı.

SAVUNMA ANLAŞMALARI MEÇHUL!

Askeri ve savunma sanayii ilişkileri de tam bir muamma!

Ne kadarı askıya alındı?

Ne kadarını askıya almak mümkün...

Bilebilmek hesap edebilmek pek de olası değil.

Savunma sanayii şirketleri ile özel şirketlerin yaptıkları işlerde İsrail’in savunma sanayii şirketleri ile ilişkileri ne düzeyde?

Cevabı meçhul!

Yerli insansız hava aracı üretimi yapan TAI ile İsrail IAI ve Elbit firmaları arasında bağlantı ne düzeyde?

Mesela...

Bazı üretim hatları Tel Aviv’de olan Gulfstream’ın 2 iş jeti (Gulfstream 550) en kavgalı dönemde Genelkurmay envanterine dahil edildi.

Savunma alanında yaşanan kopuşlar da kavga ile ilgili değil. Bir yaptırımın sonucu değil!

Türkiye’nin ‘yerli’ hamleleriyle ilgili.


MADDİ ÇIKARLAR VİCDANA GALEBE ÇALIYOR

Gerilimler sadece vatandaşa yansıyor.

‘One minute’ krizinin çıktığı 2009’da Türkiye’ye 560 bin İsrailli turist gelirken, ileriki yıllarda bu sayı neredeyse sıfırlandı.

Tekrar kıpırdanışa geçen...

Turizm şirketleri tarafından ‘Hedef 1 milyon İsrailli’ kampanyası başlatılırken...

‘Kudüs krizi’ iki taraftan da turist akışını tekrar kesti.

Halklar düşmanlaşıyor, fakat onları düşmanlaştıran devletler siyasi ve maddi çıkarlarına bakıyor.

Tekrar hatırlayalım.

‘One Minute’ten sonra İsrail ile ticaret iki kat arttı. Önde gerilim arkada ticaret sürdü!

Sonra öndeki gerilime de son verildi. İsrail gazını Akdeniz üzerinden taşıma anlaşması yapıldı. İşlem tamamlanmak üzere!

İsrail ile anlaşma sağlanınca da...

İsrail’in Gazze operasyonlarına da, ambargoyu delmeye çalışan gemileri yolundan döndürmesine de ses çıkarılmadı.

Mavi Marmara davası unutuldu. ‘Giderken kime sordunuz’ denildi.

ABD Başkanı Trump Kudüs’u İsrail’in başkenti ilan edince ise... “İsrail bir terör devletidir” denildi.

Ama terörist devletle iş birliğinde bir değişikliğe gidilmedi.

Maddi çıkarlar hep vicdana galebe çaldı.

Sanki önceki gün Kudüs’te ABD elçiliği açılacağı önceden bilinmiyormuşçasına...

Kılını kıpırdatmayanlar, kınamanın dışında hiçbir adım atmayanlar...

Şimdi dönüp, yaşanan katliam karşısında gönlü zaten yas tutan millete ‘Üç günlük yas ilan ettiklerini’ duyuruyorlar.

Anlayacağınız, ‘Bize yas İsrail’e hep pas!”


6 aylık iş için uzayan kuyrukların açıklaması

İşsizlik verileri açıklandı. Yurdun dört bir yanında, 6 aylık geçici iş için, İŞKUR önünde yaşanan izdihamın çok normal olduğu anlaşıldı.

TÜİK’e göre işsiz sayısı, 2018 yılı Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 546 bin kişi azaldı.

İşsiz sayısı 3 milyon 354 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2 puanlık azalarak yüzde 10.6 seviyesinde gerçekleşti.

Oysa geçen yıl Aralık ayında istihdam edilen, işi olan eve ekmek götüren kişi sayısı 28 milyon 288 bin kişiydi.

Şubatta bu sayı 28 milyon 166 bin olmuş.

İşsiz sayısı düşmüş mü?

İşsizlik oranı Aralık 2017’de yüzde 10.4!

Şubat 2018’de 10.6.

Sizce azalmış mı?

İşsiz sayısı azalmadığı, feci bir hal aldığı için, 6 aylığına da olsa, uzun kuyruklar oluşturuyor İŞKUR önünde.

Genç işsizlik yüzde 19.

Gençlerin yüzde 23 ne işte, ne eğitimde, ne askerde. Kayıp!

Tarım dışında kadın işsizliği yüzde 17’ye dayanmış.

Bu tablo içinde ‘işsizliği düşürdük’ demek gerçeği anlatmaz. Ancak ve ancak sosyal gerçekliği gizler.

GERÇEK ORAN YÜZDE 20

AKP’nin geçici süreyle yarattığı stajyer ve çırak istihdamına, ayrıca düzenlenen istihdam kampanyalarına karşın işsizlikte bir azalma olmadığı görülüyor.

Üstelik gerçek işsiz sayısı da çok daha fazla.

İş bulma ümidi olmadığı için iş aramayan ve işsiz sayılmayanlar...

Mevsimlik çalışan ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar...

İstatistik Kurumunun verilerine dahil edildiğinde gerçek işsizlik oranı yüzde 17’yi aşıyor. Eksik istihdam ve yetersiz istihdam edilenler de katıldığında işsizlik oranı yüzde 20’yi buluyor.

ÖZEL SEKTÖRE TEŞVİK İSTİHDAMI ARTIRMIYOR

Yeni açıklanan 55 milyar dolarlık cari açığın ardından gelen yüksek işsizlik rakamlarının, gösterişli büyüme oranlarının kofluğunun kanıtı olduğunu söyleyen CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, “Sadece özel sektöre teşvik verilmesi istihdam olanaklarını artırmıyor” tespitini yaptı.

Tespite katılmamak mümkün değil.

Ayrıca...

“Kamu garantili istihdam projelerinin, yatırım ve kalkınma programlarının hayata geçirilmesi şart” önerisine ile...

“AKP’nin ekonomi yönetimi ve kalkınma anlayışında da bir sorun bulunuyor” vurgusunu da!.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...