26 Nisan 2018 23:21

Seçime doğru

Seçime doğru

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erdoğan ve Bahçeli’nin “baskın seçim” kararı almaları, 24 Haziran’da yapılacak seçimleri siyasi gündemin en önüne yerleştirdi. Artık her politik tartışma gidip seçimlere bağlanıyor. Erken seçim kararını vererek ilk hamleyi Erdoğan iktidarı ve onun ortağı yapmış olsa da, ikinci hamle ana muhalefet partisi CHP’den geldi. CHP’li 15 milletvekili İyi Partiye transfer edildi ve bu partinin seçimlere girmesi sağlanırken, Akşener’in de cumhurbaşkanı adayı olmasının önü açılmış oldu.

Baskın seçim kararının neden alındığı, gerek bu kararı alanların açıklamalarından, gerekse de iç ve dış politik gelişmeleri ve ekonomiyi iyi takip eden çevrelerin açıklamalarından dolayı çok iyi biliniyor. Özetle şöyle deniliyor: ‘Ülkenin bulunduğu bölgede önemli gelişmeler olacak, politikada ve ekonomide önemli kararlar almak gerekiyor, ülke belirsizliği kaldıramaz, seçimleri yapıp bu kararları bir an önce almak gerekiyor!’ Fark şurada ki; iktidar bütün bunları ülkeye karşı yapılmakta olan bir “dış operasyonun” bilinçli tezgahı olarak açıklarken, muhalefet de beceriksiz iktidarın ülkeyi bu zor duruma sürüklediğini ileri sürerek açıklıyor.

Buradan şu önemli sonuç kendiliğinden ortaya çıkıyor, seçimleri kim kazanırsa kazansın ülkenin halkını yeni bir ekonomik ve politik saldırı dalgası bekliyor. Ekonomi ciddi bir krize doğru gidiyor, cari açık, bütçe açıkları, yükselen döviz kurları, pek çok dev tekelden gelen “Borçları yeniden yapılandıralım” ve “Zordayız” sinyalleri, ekonominin içinde bulunduğu durumu genel olarak ortaya koyuyor. Böyle durumlarda sermaye iktidarlarının uyguladıkları ekonomi politikaları ise hiç değişmiyor: yapılan zamlar, artırılan vergiler, ücretlerin sabitlenmesi ve düşürülmesi, iş gücünün daha yoğun sömürülmesi. Bütün bunların üzerinden dış ve iç borçların ve faizlerinin ödenmesi vb.

Eğer ekonomik gelişmeler bu yönde olacaksa kimin seçileceğinin ne önemi olabilir gibi bir yaklaşım kuşkusuz son derece yanlış bir yaklaşım olur. Seçimleri Erdoğan ve ortağının kazanması tek adam, tek parti rejiminin yerleşmesi anlamına gelecektir. Bu durum politik saldırıların daha yoğun, sert ve saldırgan olacağını anlamına gelecektir. Bu cephenin kaybetmesi ise tek adam, tek parti rejimi için yaptıkları tüm yığınağın politik olarak yıkılması anlamına gelecektir. Bu durum işçi ve emekçi hareketinin gelişmesi için daha uygun koşulların ortaya çıkacağı anlamına gelmektedir. İşçi ve emekçi kitlelerin acil taleplerini ortaya koyacakları, birlikte kutlayacakları 1 Mayıs, seçimler öncesinde genel bir prova olacaktır.

Demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi veren tüm güçlerin kendi aralarında mümkün olan birliği sağlamaları, tek mücadele biçimi parlamenter biçimler olmasa da, parlamentoda bir kürsüye sahip olmaları, oradan halka seslenebilmeleri halk hareketinin sonraki gelişimi açısından kuşkusuz önemli olacaktır. CHP merkez yönetimi “Merkez sağa açılarak” kendi eğilimlerini ortaya koymuş bulunuyor. Demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren güçler arasında farklı hayaller kuranlar varsa, bu hayallerinden mümkün olduğunca çabuk vazgeçmeleri halkın yararına olacaktır.

Politik yelpaze çok geniş ve egemen sınıf kliklerinin ve partilerinin kendi aralarındaki çelişki ve mücadeleler de önceden tahmin edilemeyen sonuçlara zorunlu olarak yol açıyor. Bu sonuçların ortaya çıkaracağı durumdan yararlanabilmek ilerici, sosyalist, barış ve demokrasi güçlerinin kendi içlerinde mücadeleci bir birliğe sahip olmasına bağlı. Kürt halkı üzerinde yeni oyunlar oynanmak istenirken ve düzen partileri onlar üzerinde çeşitli hesaplar yaparken, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren kesimlerin onlarla bir birlik sağlama, ortak tutum alma çabası göstermelerinin önemi ortadadır. Gelişmeler Kürt hareketinin darbe yemesinin demokrasi mücadelesini de darbelediğini yeterince göstermiyor mu?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...