05 Nisan 2018 23:06

Kahramanlarla değil, dayanışmayla

Kahramanlarla değil, dayanışmayla

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Futbolu ağırlıklı olarak bireysel performanslar üzerinden değerlendirip yorumlamak gibi arızalı bir algıya sahibiz. Galibiyetleri doğrudan “kahramanlarla” ilişkilendirmek bunun en belirgin göstergesi. Bu algıya göre maç asla takımca yani, kolektif mücadeleyle, ortak emekle, dayanışmayla kazanılmaz. Aslan payına sahip birisi ya da birileri illa ki vardır. Medya da “maçın kahramanını” seçerek ya da seçtirerek bu algıyı iyice pekiştirir… Kahraman(lar) yaratmak medyanın satış hedefine de hizmet eder. Çünkü kahraman ilgi çeker. İlgi çekmek, satışa giden yolun ilk adımıdır. İşte bu nedenle medya sadece maçların ardından yapılan yorumlarla değil, birtakım manasız veriler eşliğinde hazırladığı “ilgi çekici” haberlerle de sürekli olarak “kahramancı” bakış açısını besler…

Elbette bazı maçlarda bireysel performanslarıyla dikkat çeken ve farklılaşan oyuncular vardır. Medya başarılı performansları alabildiğine abartarak buradan kahraman(lar) üretme fırsatını kaçırmaz… Kahramanlar, mitler, efsaneler her zaman iyi bir satış malzemesi olmuştur… 

Bireyselciliği kutsama düzeyinde allayıp pullayan “sahibinin sesi” medyanın “kolektif mücadele”, “dayanışma” gibi kavramlara mesafeli durma çabası anlaşılmaz bir şey değil. Bu kavramlar tehlikeli şeyler çağrıştırabilir ne de olsa!..

Medyanın son kahramanı Galatasaraylı Gomis. Fransız futbolcunun, ligin geride kalan 27 haftasında rakip filelere gönderdiği 26 golle transferi için harcanan parayı çıkarmak üzere olduğu yönünde haberler okuyoruz. Gomis gol atıyor, Galatasaray bu gollerle galip geliyor ve Futbol Federasyonunun galibiyet karşılığında verdiği parayla transferde harcadıklarını yerine koyuyor!.. Amaç kahraman yaratmak olunca mantık işte böyle düzleşiveriyor!..

Sanki Gomis tek başına mücadele ediyor… Bu anlayışla diğer futbolcuların emeğine haksızlık edilmiş olmuyor mu? Gomis’in attığı gollerde diğer oyuncuların katkısı yok mu? 

Hadi Gomis, attığı gollerle parasını çıkardı diyelim, peki yine yüksek ücretler karşılığında transfer edilen diğer oyuncular için ne söyleyeceğiz? Aynı mantığa göre Galatasaray transfer ettiği diğer pek çok oyuncusundan zarar etmiş durumda!.. 

Benzer bir haber de Beşiktaş’ın orta saha oyuncusu Atiba için yapılmış. Atiba’nın ligde forma giyemediği üç maçta da Beşiktaş berabere kalmış ve toplam 6 puan yitirmiş!.. “Atiba yok, beraberlik var” argümanı üzerine kurulmuş bu haberden de sanki Beşiktaş, Atiba’nın yer aldığı bütün maçları kazanmış gibi bir anlam çıkıyor… Burada da diğer futbolcuların emeği görmezden gelinerek Atiba ön plana çıkarılmaya çalışılıyor.

Atiba’nın oyun içinde yaptıklarını ve takıma katkısını analiz etmek yerine boş haberler yapmak daha kolaylarına geliyor. Çünkü analiz yapabilmek, bilgi ve derinlikli zihinsel faaliyet gerektirir...

Medya, satış hedefi doğrultusunda bireysel performansları, anlamsız verilerle süsleyip parlatıyor ve işine geldiği gibi kullanıyor.

Messi, Ronaldo gibi olağanüstü yeteneklere, özel becerilere sahip sıra dışı birkaç oyuncu dışında futbola bireysel performanslar üzerinden bakmak, gelişmemişliği yansıtır.

Futbol kolektif bir spordur ve kahraman, mit, efsane aramak ya da yaratmaya çalışmak bu oyunun gelişimine katkı sağlamaz. 

Yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi futbolda da sağlam adımlarla yol alabilmek; aklı, bilimi, kolektif mücadeleyi, dayanışmayı işin içine sokmakla mümkündür…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa