İki nesnel bir öznel faktör
Fotoğraf: Envato
Erken mi zamanında mı, bir fal açılmadığı kaldı. AKP Kongresini öne alıp seçim yasasıyla ne var ne yok değiştirilerek hile tümden serbest bırakılınca, tırmandı.
Oysa... Seçim ister erken isterse olağan zamanında yapılsın, hatta isterse hiç yapılmasın ya da hileli olsun, ikisi nesnel biri öznel, kısa vadede değişmez üç faktör var.
Hile serbestisi elbette gündemde tutulmalı. Sadece seçim nedeniyle değil, genel olarak da hileyle ve hileye başvurarak iflah olunamayacağı, bunun zafiyet ve zayıflık nişanesi olduğu ortaya konmalı. Hile kabullenilmemeli.
Ve oysalar... Birinci nesnellik. Yine büyüdük! Hem de 3. çeyrekte 11 küsur ve toplamda 7.4. Ama Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek de içinde olmak üzere, bu “büyüme”, “şom ağızları” kapatmaya yetmiyor. Nasıl yetsin?
Dolar 4, avro 5, benzinse 6 lirayı geçti. Elektrik üç ayda yüzde 11’den fazla zamlandı. Zamlanmayan zorunlu tüketim maddesi kalmadı. Yiyecek, içecek, giyecek yani. Bir de ulaşım. Beyaz eşyayı saymıyoruz bile. Köylünün tarım ve hayvancılık ürünleri para etmiyor, ama kimse ne et ne de fasulye ve nohut yiyebiliyor. Teşvik ve kolaylıklar da işe yaramıyor ve işsizlik bir türlü aşağı çekilemiyor. Cari açığı yakalayabilene aşkolsun.
Maliye Bakanı çıkıyor, “ihracat zirvede” açıklaması yapıyor. Ancak tek gözle önünü görmek imkansız. Doğru, 2017’de ihracat artıyor. Artış oranı yüzde 10.2. İthalatsa 17.9’luk artış oranıyla uçuyor. Hele ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2016 aralığında yüzde 69.6 iken bu yıl aralıkta yüzde 59.2’ye düşmüş. Eee, buradan nasıl bir övünme payı çıkarılabilir? Hele Alman firmaları Türkiye’den mal alımını durdurmaya yönelmişken.
Sonra C.Bşk. Erdoğan “Partide kendi ayağımıza kurşun sıkanlar var. AKP’ye zarar verebilecek tek şey dava şuurunu kaybetmiş kendi içimizdeki arkadaşlarımızdır” diyor. “Milli varlıklar”ın satış işinin başındaki “yerli ve milli” Başdanışman Yiğit Bey M. Şimşek’in kastedildiğini bildiriyor. Ama M. Şimşek de “tekçi” anayasa değişikliğini desteklemişti! Hangi ayın kaçında üzerine çarpı işareti düşeceği belirsiz Yiğit Bey de öyle!
Burada kendisini her yer ve zamanda boylu boyunca ortaya koyan öznel faktör başını gösteriyor. Tekçiliğin ne düzeltme ne de düzeltilme olanağı var. Ekonomik alandan siyasal alana geliyoruz. Tekçi yasakçılık, baskı ve hem içeride hem dışarıda zor alanı. Ve aynı zamanda, hilelere karşı mücadele de içinde olmak üzere, parlamenter mücadeleyle sınırlı tutulursa kazanılamayacak olan demokrasi mücadelesi alanı. Tekçilik, son örnekte de görüldüğü gibi, kendi kendisini de dağıtıcı. Düşenin dostu olmaz, ama düşme bir tarafa, tekçilik teklediğinde bile tek bir dostu olmadığı görülecek. Ancak kendiliğindencilikten kötüsü yoktur ve mücadele yükseltilmeden edilemez.
Yumuşak karın ekonomidir ve kızgınlık nedeni budur. Ne doların yükselişi görmezden gelinebilir ne de ajitasyon kampanyalarıyla faizler düşürülebilir. Üstelik inşaata endeksli ekonomi pamuk ipliğine bağlanmış demektir!
İkinci nesnellikse dış politikadadır. Orta büyüklükteki ekonomisiyle Türkiye’nin cürmü bellidir, fazla yüklenme kaldırmaz. Amerika’yla Rusya arasındaki rekabetin açtığı alanda ikisi arasındaki çelişmelere oynanarak sadece zaman kazanılmamış, ABD dengelenerek manevra olanağı da bulunmuş, Suriye’de iki önemli adım atılmıştır. Bir başka Başdanışman İlnur Çevik, açık sözlülükle “Rusya hava sahasını açmasaydı bırakın el Bab’a ve Afrin’e girmeyi, insansız hava aracı bile uçuramazdık” diyor ki, doğrudur. “Manevra alanı” bulunmuştur, ama şimdiden Rusya’ya bu denli muhtaç da olunmuştur.
Ama... emperyalistler arasındaki ilişkiler gözlerimizin önünde sertleşiyor. Bir çifte ajanın zehirlenmesi dolayısıyla İngiltere ile Rusya arasında başladı ve NATO’yla küçük birkaçı dışında AB ülkelerinin tutumuna dönüşerek, Rus diplomatlar sınır dışı ediliyor. Dışişleri “Kimyasal silah kullanımı insanlık suçu”, “Kınıyoruz” diye geçiştiriyor ve Türkiye kimseyi sınır dışı etmiyor. Ama daha önce olmazsa, 11-12 Temmuz’da Brüksel’deki NATO toplantısında ortak karar dayatılınca ne olacak? Sonsuza kadar ABD ile Rusya arasındaki çelişkilere oynanarak Rus oluruyla “yerli ve millilik” sürdürülemez! “Taraf olmayanın bertaraf olacağı” zaman uzak değil!
- Kapitalist kriz ve Türkiye… 23 Nisan 2024 05:41
- İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak? 19 Nisan 2024 14:00
- Ortadoğu’da ve dünyada savaşa hayır! 16 Nisan 2024 05:42
- ‘Kazanacak aday’ meselesi… 09 Nisan 2024 05:53
- Dış basında ‘Erdoğan yenilgisi’ 03 Nisan 2024 04:07
- Erdoğan-AKP sonunun başlangıcı 02 Nisan 2024 04:55
- Rusya: Siyasallaşmış din budur!.. 26 Mart 2024 07:37
- Bahçeli ve MHP vakası!.. 19 Mart 2024 11:59
- Şimşek'in ‘rasyonel’ ekonomi politikası… 12 Mart 2024 04:50
- İşçiler... Emekliler... ve Erdoğan… 05 Mart 2024 07:27
- "İşveren"!.. 27 Şubat 2024 08:45
- Seçim ve geçim... 20 Şubat 2024 05:22