30 Mart 2018 00:58

Medya özgürlüğü için dayanışma ve ortak mücadele!

Medya özgürlüğü için dayanışma ve ortak mücadele!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir gece yarısı bir gazete ve bu gazetenin basıldığı matbaa “çevik kuvvet” ve “TEM” tarafından basılıyor. Kimse bir savcılık ya da mahkeme kararı bile gösterme ihtiyacı duymadan binalar aranıyor, bilgisayarlara el konuyor. Gazete ve matbaa fiilen kapatılıyor.

Gazete ve matbaanın basılıp kapatılması için ortada mahkeme ya da savcılık kararı var mı yok mu belli değil. En azından böyle bir karar varsa bile, emniyet güçleri ya da örneğin gazetede bırakılan TMSF “görevlisi” olduğunu belirten kişi, böyle bir kararı göstermiyor. Bunun için yetkisi yokmuş!

Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve basıldığı matbaaya yapılan baskından söz ediyoruz. 

ARTIK BİR GAZETEYE EL KOYMAK BU KADAR BASİT!
Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin İstanbul Beyoğlu’da bulunan merkez binası ve gazetenin basımının yapıldığı matbaa, salı gece yarısı böyle bir belirsizlik, umursamazlık, hiçbir yasa ve kural tanımayan keyfilik ortasında polis tarafından basıldı.

Gazetede ve matbaada bulunan çalışanlar gözaltına alındı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Yılmaz Yıldız’ın Bağcılar’da bulunan evine de baskın yapıldı. Yıldız bulunamadı ama evde bulunan telefonuna ve bilgisayarına el konuldu!

Polis baskınından sonra gazete binasında bırakılan “görevli” kişi; “Gazeteye TMSF el koydu; Kayyım atandı (Ya da atanacak)” gibi laflar söylese de; bu kişi ne gazetecilere ne de gazetenin avukatına kimlik ya da gazeteye el konulduğuna dair bir karar gösterebildi! Dahası, henüz kapatma kararı bile olmadan gazeteye TMSF’nin nasıl el koyduğu, gazeteye gerçekten TMSF’nin el koyup koymadığı, aradan geçen iki güne karşın hâlâ belli değildi.

TMSF’nin bir yetkilisi, gazetemize yaptığı açıklamada; kendilerinin böyle bir girişimi olmadığını, zaten firmalara “El koyma”, “Kapatma” gibi işlemlerin kendileriyle bir ilgisi olmadığını,  bu tür işlemlerin başka kurumların işi olduğunu söyledi. 

KEYFİLİĞİN SINIRI YOK!
Hukukçular da böyle bir el koymanın TMSF’yle bağlantılı olmayacağını söylüyorlar.

Dahası aradan geçen iki güne (Bu yazı yazıldığında gazeteye yapılan baskının üstünden bir buçuk günden fazla zaman geçmişti) karşın; gazeteye ve gazete ile “tüzel” hiçbir ilgisi olmayan matbaaya kimin el koyduğu da belirsizdi!

OHAL’in ilan edilmesinden sonra bu ülkede (Az çok demokrasinin olduğundan söz edilen herhangi bir ülkede görülmedik biçimde) KHK’lerle ya da Hükümet kararı ile gazetelerin, TV kanallarının, yayın evlerinin kapatıldığını görmüştük. Ama böyle kim tarafından, hangi gerekçelerle; hangi kararla kapatıldığı, hatta kapatma kararının olup olmadığı bile belirsiz bir kapatma kararı görmemiştik. Geçmişte cuntalar döneminde, sıkıyönetimlerde bile en azından sıkıyönetim komutanlığının emri gösterilir, tutanaklar tutulur, imzalar atılırdı!

Şimdi artık bütün bu “bürokrasi” de kaldırılmış görünüyor; nitekim gazete basılıyor, fiilen kapatılıyor, çalışanlar gözaltına alınıyor. Ama kim, niçin, hangi gerekçeyle bir günlük gazete kapatıyor, burası belirsiz!

MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNE BİR DARBE DAHA!
Sorunun bir boyutu böyle “belirsizlik”, “umursamazlık”, “keyfilik” olsa da; son günlerde medyaya yönelik kuşatma amaçlı adımların bir devamı olarak bu vakaların yaşanması şaşırtıcı değil.

Çünkü; son haftalarda;

* İnternet üstünden yapılan yayınların (internet gazetesi, internet TV yayınları ve videoların) RTÜK’ün yetki ve denetimine alınarak zapturapt altına alınması,

* Doğan Grubunun tüm medya bölümünün Demirören Holdinge satılması için düğmeye basılması ve havuz medyası dışındaki en büyük grubun da havuza dahi edilerek, medya alanının yüzde 90’ından fazlasının Erdoğan-AKP iktidarının denetimine girmesi gündeme geldi. 

Nitekim bu satış henüz tamamlanmadan bile; adı geçen medya organları, ülkede bir günlük gazete “faili belirsiz” biçimde kapatılırken; bunu birinci sayfalarından görmeyecek denli havuza atlamaya hevesli olduklarını gösterdi. 

Bu girişimlerin tüm muhalif medyayı ortadan kaldıran ve medya özgürlüğünün “tek adama biat”a indirgendiğini dile getiren  siyasi çevre ve gazetecilik örgütleri, Özgürlükçü Demokrasi’nin kapatılmasına tepki gösteriyorlar. “Satın alamadıklarını kapatıyorlar” tespiti bu çevrelerin ortak değerlendirmesi!

Kısacası Erdoğan-Bahçeli koalisyonu; Terörle Mücadele Yasası, OHAL ve KHK’lerle birlikte “savaş hali”nin kendilerine tanıdığı, tanımadığı tüm imkanları da kullanarak medya özgürlüğünü her gün daha dar bir “köşeye” doğru itiyor.

DAYANIŞMA VE ORTAK MÜCADELEDE DURAKSAMAMAK BELİRLEYİCİ 
Kuşkusuz ki gelinen yerde (Çoktandır bu yerdeyiz aslında) mücadele, sadece canı yananların feryat ettiği bir sorun olarak görülemez.

Ya da bugün medya özgürlüğü, sadece idealist gazetecilerin ve onların oluşturduğu platformlar ile TGS, TGC, Basın-İş gibi basın örgütlerinin mücadelesiyle başarılabilecek bir mücadele değildir. Çünkü; mevcut iktidar tüm gücüyle “tek parti tek adam rejimi”nin en önemli ihtiyacı olan “tek sesli medya” konusunda kesin bir sonuç almak üzere hamleler yapmaktadır.

Bu yüzden bugün medya özgürlüğü mücadelesinde; “tek parti tek adam rejimi”ne karşı olan bütün güçlerin, medya özgürlüğü için ortak bir mücadele çizgisine girmesi, medya özgürlüğünü savunan gazeteci platformları ve gazeteci örgütleriyle ortak bir mücadele hattına girilmesi bugünün en acil ihtiyacıdır.

Bu başarılabilecek bir mücadeledir. Bu mücadelenin başarısı için medya özgürlüğü mücadelesinin dayanacağı önemli bir miras ve böyle bir mücadelenin ön cephesinde yer alacak azımsanmayacak bir gazeteci kitlesinin olduğu da bir gerçektir.

İlk bakışta, havuz medyasının devasa mali ve “tiraj gücü” yenilmez gibi görünse de; bugün medya özgürlüğünü savunanların bulunduğu haklı platform ve “Ortaya çıkma vakti gelmiş gerçeklerin kendisini gösterme inadı”, bugün medya özgürlüğü mücadelesinin sürdürülmesinin dayanacağı ve onu her adımda yeniden büyütecek önemli bir etkendir. Bu süreçte medya özgürlüğünü savunanların ve bu mücadelenin “tek parti tek adam rejimi”ne karşı stratejik önemini fark edenlerin, gerekli dayanışma ve ortak mücadelede duraksamamaları belirleyici olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...