30 Mart 2018 00:50

Sistem mehter marşı!..

Sistem mehter marşı!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İrlanda ve Karadağ ile oynanan hazırlık maçlarının ardından milli takım ile ilgili yapılan yorumlar genellikle olumlu. Yeni bir yarışma süreci öncesinde uzun vadeli düşünüp kadroyu gençleştirmek önemli olduğu kadar gerekliydi de. Gençleşmeyle birlikte milli takıma yeni bir heyecan ve dinamizm geldiği görülebiliyor. Lakin yaş ortalamasını düşürmek, işlerin illaki istendiği gibi yürüyeceği anlamına da gelmiyor. Zira uluslararası nitelik taşıyan karşılaşmalarda deneyim de başarıya giden yolda önemli etkenler arasında… 

Lucescu da bazı eksikliklere karşın oyun organizasyonu açısından memnun olduğunu söylüyor. Rumen Teknik Direktöre göre milli takımın artık bir oyun sistemi var ve bundan sonra yapılacak iş bu sistemi geliştirmek!..

Elbette bir sistem olacak. Futbol sistemsiz oynanarak başarı elde edilebilecek bir oyun değil. “Topu kap” ve “Topu kaptırma” gibi iki temel hedef üzerinde yükselen oyunda bütün sistemler bu iki hedefin en etkili ve en verimli şekilde gerçekleştirilebilmesi yönünde belirlenir… 

Milli takımın son iki maçında uyguladığı sistemin, özellikle işin “Topu kaptırma” kısmında pek işe yaradığını söyleyemeyiz. Bu sistemde geriden oyun kurma düşüncesi yok gibi. Top genellikle kalecinin uzun vuruşuyla oyuna sokuluyor ve adeta rakibe ikram ediliyor. 

İşin daha ilginç yanı bir de bunun, teknik kapasitelerinin düşük olması sebebiyle -mecburen- havadan oynamayı tercih eden İrlanda’ya karşı yapılmış olması. En büyük kozu havadan oynamak olan bir takıma karşı topu havalandırmak nasıl bir sisteme işaret ediyor ki?

Rakibin çok etkili bir presi söz konusu olmadığı sürece, dünyada topun bu şekilde oyuna sokulma yöntemi kalmadı. Bütün takımlar topa sahip olmanın değerini bilerek, geriden hazırlık paslarıyla oyun kurarak oynamaya çalışıyor. Kazanmak için onca efor sarf edilen topu rakibe bu kadar kolay teslim etmemek gerek. Milli takım, İrlanda ve Karadağ gibi mütevazı sayılabilecek takımların presini bile pasla kıramıyorsa, çok daha üst düzey rakipler karşısında topa nasıl sahip olacak ve oyunu nasıl kuracak? 

Sistemi olan her takım hazırlık paslarıyla oyunu geriden kurmaya çalışır. Şişirme vuruşlarla topu rakip alana göndermek, bir anlamda sistemsizliğin göstergesi sayılabilir…

Antalya’daki İrlanda maçı, bayraklarla, mehter marşlarıyla, sloganlarla, pankartlarla tam anlamıyla bir milliyetçilik şovuna dönüştürüldü. Gerek taraftar, gerekse de futbolcular nezdinde milli duyguları körükleyip coşturarak başarılı olunabileceğini sanma ilkelliği sürüyor… 

Futbol, diğer bütün sporlar gibi her şeyden önce bir akıl oyunudur. Duyguların aşırı şekilde kışkırtılması ve aklın sağlıklı işlemesini sekteye uğratacak kadar yoğunluk kazanması, tam tersi sonuçlara yol açma ihtimalini yükseltir. Sistem akılla hayata geçer. Milliyetçi coşkudan medet umularak duygunun akla ağır basacak seviyeye çıkarılması da başka bir sistemsizlik göstergesi sayılabilir...

Dayatılan dogmalarla kalıba sıkıştırılan ve düşünme yetisi köreltilen futbolcular ancak belli bir noktaya kadar gelişebilir, daha ötesine geçemez. Özgür bir ortam ve düşünmeyi, sorgulamayı, farkında olmayı teşvik edecek entelektüel birikim yoksa, gelişme de olmaz. Yüksek dozdaki milliyetçi propagandanın etkisiyle aşırı motive olan futbolcularda duygular ister istemez aklı baskılayacak ve sağlıklı düşünebilme yetisiyle birlikte yaratıcılığı zedeleyerek verimi düşürecektir… 

Futbol tarihinde; duyguları şahlandırıp aklı, mantığı ihmal ederek ya da geri planda tutarak hedeflerine ulaşmayı başarmış hiçbir takım yoktur ve bundan sonra da olmayacaktır…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...