28 Mart 2018 00:58

Üç itiraftan çıkan gerçek: AKP yozlaşan bir üst sınıf partisidir!

Üç itiraftan çıkan gerçek: AKP yozlaşan bir üst sınıf partisidir!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Milletvekili vardır; emekliğinin tadını çıkarmak için Meclise gelip gider, ötesini “akışına” bırakmıştır. 

Milletvekili vardır; bir dahaki seçimi düşünür, her eylemi liderin gözüne girme amaçlıdır.

Milletvekili vardır; partisinin militanıdır, davasının haklılığından ya da haksızlığından bağımsız olarak, “dava insanı”dır; her ortamda bunun gerektirdiği gibi davranır.

AKP’li vekiller için “militanlık” sıralaması yapsak; İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner ve Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar herhalde ilk 10’a hatta ilk 5’e girer.

Bu iki vekilin son günlerde AKP içindeki gelişmelerle ilgili açıklamaları birer “itiraf” niteliğinde olduğu gibi aynı zamanda ciddiye alınması gereken açıklamalardır.

METİNER VE TAYYAR NE DEMİŞLERDİ? 
AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, bir grup gazeteci önünde şunları söyledi: “....İktidar hepimizi değiştirdi, değiştiriyor. Kim ‘Değişmedim’ diyorsa yanlış söylemdir... Garip gurebayı unuttuk. yani bir garip yanımıza yaklaşsa kulağınıza bir şey söylese ‘Vaktimiz yok’, belediyemize gelse ‘Toplantıda.’ Eğer bir zengin geldiyse hele bir de patronun oğluysa maşallah kapıda karşılarız bu ne ya?...” diyerek AKP’nin “halkla ilişkiler”de nereye geldiğini çarpıcı cümlelerle açıkladı.  

AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar da canlı yayında: “Gaziantep’te çok ciddi FETÖ borsası var. Milyon dolarlar dönüyor. Ben bunu söylüyorum. Evet. İtirafçı adı altında iş adamlarını serbest bırakıyorlar. Türkiye’nin birçok yerinde var bu. Ben milletvekiliyim her konuşmam suç duyurusudur. Bununla ilgili daha bugün suç duyurusunda bulundum HSK teftiş kuruluna. Sadece televizyonda konuşmuyorum. HSK ne yapmış? Bir yerde problem var...” diyerek, iktidarın FETÖ ile mücadelede “Parasını öde kurtul!” denklemine geldiğini itiraf etmiştir. Nitekim, Metiner de Tayyar’ın söylediklerinin doğru olduğunu söylemekte bir sakınca görmemiştir.

BİR İTİRAF DA ERDOĞAN’DAN
Son birkaç gün içinde bir itiraf da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi.

Erdoğan, partisinin Giresun 6. Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada; “Bir metal yorgunluğu var dedim. Bunu aşmamız lazım dedim. Afrin harekatıyla bir diriliş hareketinin içerisine girdik...” diyerek, Afrin harekatının aslında iç politikayla, hatta doğrudan AKP’nin içinde yürüttüğü operasyonla bağlantılı olduğunu itiraf etmiş oldu. Böylece, “Afrin harekatı milli bir politikadır, iç politika malzemesi yapılmamalıdır” gibi gerekçelerle operasyona “tam destek” veren CHP ve öteki muhalif kesimlerin “yumuşak karnı”nın AKP tarafından nasıl ve ölçüsüz biçimde istismar edildiğini gösterdi. Asıl olarak da CHP ve “milli politikacı” muhalefetin istismara ne kadar açık olduğu bir kez daha görüldü.

Ve elbette böylece; “Afrin bombalanıyor ama sadece Afrin değil içeride de AKP’ye muhalefet edenler bombalanıyor” diyenlerin haklılığı da bir kez daha ortaya çıktı.

ÜÇ İTİRAF NEYİ GÖSTERİYOR?
Bu AKP’li iki “militan vekil”in itiraf mahiyetindeki açıklamaları şunları göstermektedir: 

1- AKP artık bir üst sınıf partisidir: AKP’li Vekil Mehmet Metiner’in, “Garip gurebayı unuttuk” sözlerinde sloganlaşan yukarıda özetini aktardığımız açıklamaları, elbette ki; kendisini “garip gurebanın partisi” olduğu propagandası yapan AKP için, bir “sınıf atlama eleştirisi”dir. Metiner böylece; daha önce gazetemizde değinilen “AKP’nin sadece izlediği politikalarla değil, vatandaşla ilişkilerinde de ‘sınıf atladığı’nı kabul etmiştir. ‘Klasik bir zengin partisi” olarak AKP vatandaşla ilişkilerinde de buna uygun hale gelmişti. “AKP’nin artık bir üst sınıf partisi” olduğunun Metiner gibi “sıkı dava adamı” tarafından doğrulanmış olması da elbette önemlidir. Çünkü “Garip gurebayı unutmak” aynı zamanda, AKP’nin halka tepeden bakan, kibirli, yoksulları, emekçileri aşağı sınıf olarak gören, klasik bir burjuva partisi haline geldiğinin kanıtıdır. Bu da AKP’nin en zenginlerin çıkarlarını savunurken yoksullarla yer sofrasında buluşuyor gibi görünmesinin inandırıcılığını azaltacaktır. 

2- AKP bir düzen partisidir: AKP’li Vekil Şamil Tayyar’ın; “FETÖ borsası kuruldu. Milyon doları veren, soruşturulmuyor, tahliye ediliyor”  içerikli açıklaması da AKP’nin “sınıf atlamada” bir başka özelliği ile de artık sadece “egemen sınıfın has partisi” değil bir “düzen partisi” de olduğunun AKP içinde doğrulanması olmuştur. Çünkü AKP, en azından 15 Temmuz darbe girişiminden beri, FETÖ ile mücadele adına mangalda kül bırakmamaktadır. OHAL’in, “KHK’lerle yönetimin”, “savaş hali” koşullarının bahanesi “FETÖ ile mücadele” olmuştur. Şimdi ise , her meslekten milyon doları olmayan binlerce kişi cezaevlerinde tutulurken; parası olanların milyon doları ödeyip, serbest bırakıldığı bir “adalet mekanizmasının” oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bu elbette ki AKP’nin sadece bir egemen sınıf partisi olmasının yanında bir “düzen partisi” olduğunun da artık üstü örtülemeyecek göstergesidir.

3- AKP artık devlet partisi, devlet de AKP devletidir: Cumhurbaşkanının Afrin ile AKP’deki “metal yorgunluğu” arasında kurduğu ilişki de gösteriyor ki; AKP “tek parti tek adam rejimi” inşasında hayli mesafe katetmiştir. Nitekim “AKP’nin en önemli sorunu” olarak ilan edilen “metal yorgunluğu” sorunu Afrin harekatıyla aşılmış ve yeni bir “diriliş dönemine” girilmiştir!

Yani devletin düzenlediği operasyon, AKP’de “metal yorgunluğunu” ortadan kaldırırken, AKP’de “metal yorgunluğu”nun kalkması, ülkede bir “diriliş dönemini” başlatmıştır! Erdoğan’ın kurduğu denklem; AKP’nin bir devlet partisi, devletin de bir AKP devleti olma yolunda aldığı mesafeyi gösteren bir itiraftır. 

AKP YOZLAŞMA SÜRECİNDE BİR ÜST SINIF PARTİSİDİR! 
Son günlerde AKP içinden gelen bu üç itiraf; AKP içindeki kimi münferit olaylar üstünden yapılmış açıklamalar olarak görülemez. Tersine bu itiraflar, “tek parti tek adam rejimi” doğrultusunda alınan mesafeyi gösterdiği gibi, elbette ki, AKP’nin giderek bir üst sınıf partisi olarak bir yozlaşma sürecine girdiğini de gösterir. Çürüme, yozlaşma ilerledikçe de AKP’nin; nasıl bir parti ve hangi sınıfa hizmet ederken hangi sınıfların sıkıntılarını, taleplerini istismar ettiği daha açıkça görülecektir.

Bugün AKP içinden çıkan itiraflar da bu yozlaşmanın parti içinde de rahatsızlık yaratacak bir aşamaya gelmiş olduğunun göstergesidir.

Bu itirafların demokrasi güçleri için anlamı ise şudur; AKP artık yoksulları, emekçileri yedeklemede eskisi kadar başarılı olamayacaktır. Çünkü, AKP eskisi gibi yer sofralarında oturan, ayakkabılarını çıkararak eve giren propagandacılar bulmaya devam etse de artık o evlerde söylediklerine kolayca inanan vatandaşlar bulamayacaktır. Zira AKP’nin “garip gureba”yı unuttuklarını artık “garip gureba” da  görmeye başlamıştır. Bunun ilk işaretlerini referandumda da gördük.

Metiner ve Tayyar bu gerçeği “içeriden” gayet net biçimde ifade etmiştir.

Elbette ki bu gelişmeler, işçinin, emekçinin kendi safını, kendi sınıfını bilmesini kolaylaştıracak; sisteme yönelik eleştirilerin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.

Bu gelişmeler, sisteme ve “tek parti tek adam rejimi”ne karşı mücadele etmek isteyenler için son derece önemlidir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...