25 Mart 2018 01:17

'Cırcıroloji uzmanları' meselesi

'Cırcıroloji uzmanları' meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Bir zamanlar, yani develerin tellal, pirelerin berber, kertenkelelerin nalbant, cırcırböceklerinin siyasetçi olduğu çok çok eski günlerde...

Yani;  fizik, kimya, astronomi veya biyoloji gibi, son heceleri nedense hep “loji”lerle biten tuğla kalınlığındaki kitapların, ansiklopedilerin esamesinin dahi okunmadığı o hayli geride kalan devirlerde...

Yani; “hiçbir şey yoktan var olmaz, varken de yok olmaz, sadece şekil değiştirir” babında “saçma sapan” lafların henüz uluorta evelenip gevelenip piyasaya sürülmediği zaman diliminde...

Yani; yüce Tanrı'nın “Ol!” emriyle birlikte hemen oluşan; dolayısıyla gelmiş geçmiş tüm “loji”lerin aksine “yoktan var olan” bu evrende, daha ilk andan itibaren kendi yamuk ekseni etrafında “yüce buyruk” gereğince dur durak demeden hep aynı istikamette, hiç şaşmadan, hep aynı “muhafazakar” çizgide teklemeden dönenip duran, kimilerine göre bakır bir tepsiyi, kimilerine göre bir nevi tenis topunu andıran bu “dünya”da herşey yalan, dolan, hile hurdadan ibaretken, buna mukabil sadece ve sadece Tanrı'nın tarafsız, yansız adaletinin “gerçek” olup, bunun aksini düşünenlerin diline isot sürüldüğü ol vakitlerde...

Yani; Tanrı'nın kendi “hassas” terazisiyle tartıp, yine kantarın topuzunu tüm kullarına eşit mesafede ayarlayarak sebilullah dağıttığı bu “kutsal adalet”ten yana hiçbir “kul”un haşa haşa zerre veya miskal kadar şüphesi zaten olmaması gerekirken, öte yandan kafataslarının içinde “beyin” yerine sanki “lahana” taşıyan kimi haddini bilmez “lojiciler”, yapacak doğru dürüst herhangi bir işleri yokmuşçasına, Kadir-i Mutlak'ın adaletine tövbe tövbe mırın kırın etmeye kalkışınca, dünyanın hali ahvali giderek zıvanadan çıkmış...

Sonra?

Sonra... Zıvanadan çıkıp feleğini şaşırdığı için tadı, tuzu hepten kaçan dünyanın bu halinin “hayırlara vesile” olmadığını Tanrı vergisi içgüdüleriyle geç de olsa sezen develer; tellallığı, onların ardından pireler de taslarını taraklarını toplayıp berberliği, keza kertenkeleler de pis kokulu hanlarda, ahırlarda at, eşek, katır nallamaktansa “kısmet”lerini bir başka meslekte aramak için dükkanlarını kapatınca; meydan, “siyaset” erbabı cırcırböceklerine kalmış...

Vee... Bu masal doğrultusunda ve bu bapta işleri, güçleri, tüm sermayeleri sadece cırcır ötüp, bunu da sanki bir marifetmiş gibi pazarlayıp, aynı zamanda, “hayal tacirliği”ne soyunan bu “cırcıroloji uzmanları”nın biliminden, ilminden, özellikle de meydanlarda her defasında yemin billah eşliğinde destursuz attıkları içi kof nutuklarından yüce Tanrı'nın adaleti hepimizi inşallah korusun Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...