'Cırcıroloji uzmanları' meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Bir zamanlar, yani develerin tellal, pirelerin berber, kertenkelelerin nalbant, cırcırböceklerinin siyasetçi olduğu çok çok eski günlerde...
Yani; fizik, kimya, astronomi veya biyoloji gibi, son heceleri nedense hep “loji”lerle biten tuğla kalınlığındaki kitapların, ansiklopedilerin esamesinin dahi okunmadığı o hayli geride kalan devirlerde...
Yani; “hiçbir şey yoktan var olmaz, varken de yok olmaz, sadece şekil değiştirir” babında “saçma sapan” lafların henüz uluorta evelenip gevelenip piyasaya sürülmediği zaman diliminde...
Yani; yüce Tanrı'nın “Ol!” emriyle birlikte hemen oluşan; dolayısıyla gelmiş geçmiş tüm “loji”lerin aksine “yoktan var olan” bu evrende, daha ilk andan itibaren kendi yamuk ekseni etrafında “yüce buyruk” gereğince dur durak demeden hep aynı istikamette, hiç şaşmadan, hep aynı “muhafazakar” çizgide teklemeden dönenip duran, kimilerine göre bakır bir tepsiyi, kimilerine göre bir nevi tenis topunu andıran bu “dünya”da herşey yalan, dolan, hile hurdadan ibaretken, buna mukabil sadece ve sadece Tanrı'nın tarafsız, yansız adaletinin “gerçek” olup, bunun aksini düşünenlerin diline isot sürüldüğü ol vakitlerde...
Yani; Tanrı'nın kendi “hassas” terazisiyle tartıp, yine kantarın topuzunu tüm kullarına eşit mesafede ayarlayarak sebilullah dağıttığı bu “kutsal adalet”ten yana hiçbir “kul”un haşa haşa zerre veya miskal kadar şüphesi zaten olmaması gerekirken, öte yandan kafataslarının içinde “beyin” yerine sanki “lahana” taşıyan kimi haddini bilmez “lojiciler”, yapacak doğru dürüst herhangi bir işleri yokmuşçasına, Kadir-i Mutlak'ın adaletine tövbe tövbe mırın kırın etmeye kalkışınca, dünyanın hali ahvali giderek zıvanadan çıkmış...
Sonra?
Sonra... Zıvanadan çıkıp feleğini şaşırdığı için tadı, tuzu hepten kaçan dünyanın bu halinin “hayırlara vesile” olmadığını Tanrı vergisi içgüdüleriyle geç de olsa sezen develer; tellallığı, onların ardından pireler de taslarını taraklarını toplayıp berberliği, keza kertenkeleler de pis kokulu hanlarda, ahırlarda at, eşek, katır nallamaktansa “kısmet”lerini bir başka meslekte aramak için dükkanlarını kapatınca; meydan, “siyaset” erbabı cırcırböceklerine kalmış...
Vee... Bu masal doğrultusunda ve bu bapta işleri, güçleri, tüm sermayeleri sadece cırcır ötüp, bunu da sanki bir marifetmiş gibi pazarlayıp, aynı zamanda, “hayal tacirliği”ne soyunan bu “cırcıroloji uzmanları”nın biliminden, ilminden, özellikle de meydanlarda her defasında yemin billah eşliğinde destursuz attıkları içi kof nutuklarından yüce Tanrı'nın adaleti hepimizi inşallah korusun Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30