Büyük oyunu çözen çözene!..
Fotoğraf: Envato
Bir türlü kimliğini açıkça ortaya koy(a)madıkları soyut/hayali düşmanlarla mücadeleyi sürdürüyorlar. Yaşanan her gelişmenin ardında kendilerine yönelik bir tezgah arıyorlar. Akıl ve mantıktan uzaklaştıkça paranoyaları derinleşiyor, komplo teorileri çeşitleniyor…
Alex, derbiyi izlemek üzere Türkiye’ye gelmişse bu kesin Fenerbahçe’nin başarısız olmasını ve Aziz Yıldırım’ın gitmesini isteyenlerin, yani Fenerbahçe düşmanlarının işidir!.. Nasıl olacaksa bu iş? Alex’in kitap imza gününe katılması ya da derbiyi izlemesi, Fenerbahçe’nin şampiyonluk mücadelesini acaba ne şekilde olumsuz etkileyebilir? Tamam, oyuncuyken gitmesini isteyenler ve kalmasını isteyenler şeklinde taraftarlar arasında bir bölünme vardı ve bu bölünme bir gerilim de yaratmıştı ancak şimdi Fenerbahçe ile hiçbir resmi bağı kalmamışken Alex’in kulübü karıştırabileceğini iddia etmek, yersiz bir endişe sayılmaz mı?
Bazı Galatasaraylılar da benzer şeyleri geçtiğimiz hafta Türkiye’ye gelen Tudor için söylüyor. Takım şampiyonluğa giderken Tudor’u televizyona çıkarıp onunla Galatasaray macerası üzerine konuşmanın kulübü karıştırmak ve çelmelemeye çalışmak anlamına geldiğine dikkat çekiyorlar. Bu da nasıl olacaksa!
Anlaşılan bu kulüpler, ülkeye gelen yabancı eski futbolcusu veya teknik direktörünün tribünde gözükmesi ya da röportaj vermesiyle bütün dengeleri bozulup altüst olacak kadar hassas ve kırılgan bir yapıya sahipler!..
Tudor görev başındayken olanları hatırlayalım bir de… O zamanlar yöneticisiyle, medyasıyla, taraftarıyla Fatih Terim lehine açıkça kulis faaliyetinde bulunmanın takımı olumsuz etkileyebileceğini hiç kimse dile getirmiyordu ama nedense... Tudor işini yapmaya çalışırken, takımın başında Fatih Terim’i görmeyi istemek ve bunun gerçekleşmesi için çaba göstermek, kulübü karıştırmak şeklinde algılanmadığı gibi gayet doğal karşılanıyordu…
Kuşkuculukta bile bir seçicilik söz konusu…
Açık açık kulis yaparak Terim’i istemek takıma zarar vermiyor ama eski teknik direktör konuşunca kulüp yoldan çıkacak şekilde sarsılıyor… Öyle mi gerçekten? Bu daha çok, muhtemel başarısızlığa şimdiden mazeret bulma çabasına benziyor…
Bu arada, çoktandır sesi duyulmayan Aziz Yıldırım, son 8 haftaya girilirken nihayet boy gösterdi ve puan cetvelinde bulundukları konuma, bir kez daha mağduriyet ve düşmanlık söylemleriyle açıklık getirdi. Ne zaman devreye girmesi ve “kozlarını” oynaması gerektiğini çok iyi biliyor. Fenerbahçe, son 8 haftaya lider Galatasaray’ın 6 puan gerisinde girerken, Aziz Yıldırım bir köşede sessizce bekleyecek değildi elbette!..
Neredeyse aksini hiç kimsenin iddia etmediği “Fenerbahçe iyi oynamıyor” düşüncesi ona göre boş bir argümanmış. Çünkü futbol bir sonuç oyunuymuş!.. Yani “İstenen sonuç alındıktan sonra oyunun ne önemi var ki? İyi oynamasak bile bir şekilde rakiplerimizi yeneriz ama hakemler buna izin vermiyor” demeye getiriyor Yıldırım… Oysa, hakemlerden şikayet etmeyi bir alışkanlık haline getiren Aykut Kocaman bile zaman zaman yaptıkları ciddi bireysel hataları ön plana çıkararak öz eleştiride bulunuyor. Buna karşılık, Aziz Yıldırım’ın, iyi/doğru oyun ile galibiyet arasındaki ilişkiyi henüz algılayamadığı anlaşılıyor…
Şampiyonu önceden belirlediğine inandığı mekanizmayı anlatırken hakemlerden yola çıkıp lafı federasyon, MHK, ‘FETÖ’ ve kendisine muhalefet edenlere kadar getiriyor. Sürekli olarak haksızlığa uğramalarının yarattığı mağduriyetten söz ederken, diğer yandan bütün Fenerbahçe düşmanlarına karşı tek başlarına mücadele ettiklerini vurgulamayı da unutmuyor. Mağduriyetten kahramanlık destanı üretme fırsatı kaçırılır mı? Birilerinin 15 Temmuz’u varsa, Aziz Yıldırım’ın da 3 Temmuz’u var…
Ayrıca Fenerbahçe’yi kongre sürecine sokup hakemler, federasyon, ‘FETÖ’ ve diğer düşmanlar nezdinde zayıflatmak da ülkeyi tehdit eden büyük oyunun bir parçasıymış!.. Elbette Alex’in Türkiye’ye getirilmesi de!
Aziz Yıldırım büyük oyunu çözmüş!.. Bir de, sözünü ettiği mekanizmanın ne sebeple ya da ne amaçla Fenerbahçe’nin tekerine çomak sokmak istediğini ve hangi takımı önceden şampiyon olarak belirlediğini açıklasa hiçbir karanlık nokta kalmayacak… Büyük oyunu çözen, bu soruların yanıtını da bulmuştur herhalde…
- Şampiyonluk değil çirkeflik yarışı 14 Mart 2024 04:39
- Futbolumuzun seviyesi(zliği) 07 Mart 2024 05:35
- Spor bunun neresinde? 29 Şubat 2024 04:00
- İkiyüzlülüğün ahlakı 22 Şubat 2024 04:46
- Her şey eskisi gibi 15 Şubat 2024 04:37
- Yöneticilikte ergenliğe takılanlar! 08 Şubat 2024 04:35
- Futbolun cazibesi 01 Şubat 2024 04:21
- Standart 25 Ocak 2024 04:00
- Şampiyonluk değil pespayelik yarışı 18 Ocak 2024 04:28
- Fernando Santos neye katkı yapacak? 11 Ocak 2024 04:41
- Hassasiyet kamuflajıyla nefret ve ırkçılık 04 Ocak 2024 04:40
- Büyüklük takıntısı 28 Aralık 2023 04:12