19 Mart 2018 01:52

Afrin ve siyasi holiganizm

Afrin ve siyasi holiganizm

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Holiganizm ya da holiganlık; futbolda şiddet eğilimi gösteren, karşıt olarak gördüğü grupları düşmanlaştıran ve çevrelerine zarar veren taraftar grupları için kullanılan bir terim. Bu şiddet yönelimi içindeki grupların ortak noktası ise, ideolojik olarak ırkçı-milliyetçi eğilimlere sahip olmaları. Holiganlıkta öfkeyi kusmanın bir aracı olarak kadına yönelik şiddet eğilimlerini de yansıtan erkek egemen küfürlü bir dil kullanılıyor. Ülkede ne zaman sporda bir şiddet olayı yaşansa spor yorumcusundan siyasetçisine kadar herkes şiddetin engellenmesi için holiganizm ile mücadele edilmesi gerektiğini söyler. Yani kimse holiganlığı savunmaz, savunamaz.

Oysa ülke bir süreden beri spordaki holiganlıktan çok daha tehlikeli olan ve siyasi holiganizm olarak tanımlanabilecek olaylara/görüntülere sahne oluyor. Afrin operasyonu başladığından bugüne siyasi iktidarın ama özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı her toplantıda hep aynı sloganı duyuyoruz: Reis bizi Afrin’e götür! Üstelik bugün zafer havası eşliğinde verilen TSK ve ÖSO’nunAfrin kent merkezinde kontrolü ele geçirdiği haberleri, bu siyasi holiganizmin biteceğini değil, daha da tırmandırılacağını gösteriyor.

Bu sloganın taraftar gruplarının sıkça attığı bir sloganın Afrin uyarlaması olduğu bir sır değil. Erdoğan’ın bu slogandan fazlasıyla mutlu olduğu ve her defasında bu sloganı atanlara “zamanı gelince en önde ben, hep birlikte Afrin’e gideceğiz İnşallah” yanıtını verdiği biliniyor. Sonra Erdoğan, bu sloganları atan kitleyi mutlu etmek için her gün güncellenen “öldürülen terörist sayısını” açıklıyor. Bu sahnenin hemen her gün tekrarlandığı bu toplantılarda en çok kullanılan sözcükler ise, “Düşmanın inine girmek”, “ hainlerin başını ezmek” “öldürmek” ve “şehit olmak”…

Yani baştan sona düşmanlık söylemi üzerine kurulu bir şiddet dili!

Öncelikle şunu söyleyelim. İktidarın Afrin savaşına, buradaki operasyonlarda ölmeye-öldürmeye kutsal anlamlar yüklemesi, savaşın kendisinden çok içerideki politik ihtiyaçlarıyla ilgilidir. O yüzden “Reis bizi Afrin’e götür” sloganı ya da yarın güncellenecek benzeri sloganlar ne kadar çok atılırsa, iktidar da o kadara mutlu oluyor. Çünkü bu sloganlartoplumun iktidarın politikalarına ne kadar yedeklendiğini gösteren bir barometre işlevi görüyor.

“Reis bizi Afrin’e götür” sloganındaki siyasi holiganizm, bugüne kadar Afrin’dekileri, yarın olası başka operasyonun hedefi haline gelebilecek bölgedeki Kürtleri düşman olarak kodlama ve onlara yönelik şiddetin bir parçası olma isteğinde kendini gösteriyor. Dolayısıyla bugün artık ne Erdoğan’ın, ne de bu sloganı atan kitlelerin Afrin’de savaşmaya gitmeyecek olması, bu operasyon üzerinden içeride iktidar karşıtı olan toplumsal kesimlere yönelik şiddet eğiliminin körüklendiği/körüklenmeye devam edeceği gerçeğini değiştirmiyor. Asıl tehlikeli olan da budur. İktidar istediği kadar bu operasyonlar Kürtlere karşı değil, teröristlere karşı yapıldı/yapılıyor desin.  Gerçek şu ki, Afrin ve Kürtlerin kazanımlarını hedef alan benzeri operasyonlar-son Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin ‘bağımsızlık referandumu’ sürecinde olduğu gibi- ülkedeki Kürtlerin çok büyük kesimlerinde duygusal kırılma yaratıyor, kendilerini daha güvensiz ve dışlanmış hissetmelerine yol açıyor.

Üstelik bu siyasi holiganizmin hedefinde sadece Kürtlerin değil, tek adam rejimine karşı duran bütün toplumsal kesimlerin yer aldığını da unutmamak gerekiyor. Mesela CHP lideri Kılıçdaroğlu, her defasında Afrin operasyonunu desteklediğini söylediği halde yine de Erdoğan’ın eleştirilerinin hedefi olmaktan kurtulamıyor. Demek ki iktidar, bu operasyon ve devam edeceğinin işaretleri verilen savaş ve müdahale politikasını tek adam rejimine, ‘reis’e karşı olan bütün toplumsal güçleri baskı altına almanın bir dayanağı olarak kullandı/kullanıyor. Ama maalesef Kılıçdaroğlu gibi siyasetçiler bu gerçeği görüp barışçıl-demokratik politikalar savunmak yerine Erdoğan’ı “terör örgütü ile sen görüştün” gibi söylemler üzerinden sıkıştırmaya çalışıyor-ki sıkıştırmak adına gündeme getirilen böylesi söylemler iktidarın politikalarına güç vermekten başka bir işe yaramadı/yaramıyor.

Sonuç olarak iktidarın kendi politik çıkarları için göz yumduğu siyasi holiganizmin yükselişi, düşmanlığı körüklüyor, ülkenin geleceğini, barış içinde birlikte yaşamı tehdit ediyor. Üstelik Afrin’de toplumu kendi politikalarına yedeklemek için elde ettiği görece başarı, iktidarı bundan sonrası için de daha heveskâr yapıyor. Fakat bu durum holiganizmin kötü, siyasi holiganizmin ise çok daha kötü ve tehlikeli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Holiganizm üzerine konuşan herkes, nedenlere inmeden ortaya çıkan sonuçların ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını söylüyor. Öyleyse siyasi holiganizmle mücadele edilebilmesinin yolu da açıktır. Onu var eden savaş, baskı ve şiddet politikalarına karşı ülkede demokrasi ve bölgede (Ortadoğu) barış mücadelesini bugün dünden daha kararlıca savunmak!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...