19 Mart 2018 01:47

Marielle Franco'nun ardından

Marielle Franco'nun ardından

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Aslında bu yazının konusu geçen hafta Kolombiya’da gerçekleşen senato ve kongre seçimleri ve birbiri ile kavgalı olan Kolombiya sağının eski Başkan Uribe’nin önderliğinde önümüzdeki Başkanlık seçimleri için ittifak kurma arifesinde olmalarını ele alacaktı. Ancak geçen Çarşamba günü Rio de Janeiro’da gerçekleşen ve Brezilya’da büyük bir öfke patlamasını da beraberinde getiren bir cinayetten bahsetmek bugün daha anlamlı gözüküyor.

Brezilya’nın seçilmemiş Başkanı Michel Temer’in Rio’da güvenliğin sağlanması için askeri polisi görevlendirmesinden tam da bir ay sonra geçtiğimiz Çarşamba PSOL-Sosyalizm ve Özgürlük Partisi- üyesi Marielle Franco’nun, katıldığı bir etkinlikten sonra arabasında motosikletli bir saldırgan tarafından şoförü ile birlikte öldürülmesi ülkede büyük bir infial yarattı.

Bugün seçmen onayı yüzde 10’un altına düşen Temer hükümeti ülkedeki şiddet sarmalına çözüm olarak ülkeyi militarize etmekte buldu. Askeri diktatörlükten demokrasiye geçişin yaşandığı 1980’lerden sonra ilk defa sivil bir otorite böyle bir karar aldığından ve eyaletteki tüm güvenliğin sağlanması sorumluluğunu askere devrettiğinden hiç şüphesiz bu çözüm yolu önemli ölçüde tepki çekti. Brezilya ve Rio eyaleti dünyanın suç oranı en yüksek yerleri arasında ve Temer bu kararın arkasındaki temel motivasyonun eyaletteki güvenliğin ve düzenin tekrar sağlanması olduğunu iddia etmişti. Bu seneki Rio Karnavalı süresince eyalette şiddet olayları artış göstermiş, cinayet, hırsızlık ve yağma olayları gerçekleşmişti. Temer ise bu olayları fırsat olarak görerek karnavalın bitişinden hemen sonra bu kararı alarak aynı zamanda politik olarak ta elini güçlendirmenin hesabını yapıyor. Anayasa, aktif bir askeri müdahale esnasında anayasada değişiklik oylamalarının yapılmasını yasakladığı için Temer bu hareketi ile gerçekleştirmek istemediği sosyal güvenlik yasası oylamasını da ertelemiş bulunuyor.

Marielle Franco ise bir ay önce eyalette ilan edilen bu örfi idareye ve militarizasyona en sert biçimde itiraz eden politikacılardan birisi haline gelmişti. Rio Belediye Meclisine en yüksek beşinci oyu alarak seçilen Franco, kaderine terkedilen ve sistematik bir biçimde kriminalize edilen Rio favelalarından biri olan Mare’de doğup büyümüş; fakirlikle, ırkçılıkla ve cinsiyetçilikle sonuna kadar mücadele eden siyahi bir kadın olarak siyaset sahnesinde hızlı bir biçimde popülarite kazanmıştı.

Seçkinci bir karaktere sahip olan Brezilya siyasetinde sesi olmayan siyahi kadınların, favelalarda yaşayan ve toplumun dışına itilmiş ve ötekileştirilmiş kitlelerin dahil olduğu bir siyaseti öne çıkarmaktaydı. Ve hiç şüphesiz askeri müdahalenin Rio’nun şiddet sorununa çözüm bulmaktan çok daha da arttıracağını savunmakta, askeri polisin işlediği cinayetleri tartışmaya açmaktaydı. Bu açıdan öldürülmesinin sorumluluğu da eyaletin tüm güvenliğinden sorumlu olan askeri güçlerin üzerine düşmekte.

Franco cinayeti zaten seçmen onayı çok düşmüş olan Temer idaresi için büyük bir zorluk yaratsa da aslında ülkede otoriterleşmenin geldiği boyutu göstermekte. 1964-1985 yılları arasında hüküm sürmüş olan askeri diktatörlükten sonra bugün gelinen militarizasyon süreci sivil idarenin devamı açısından önemli bir tehdit oluşturuyor. Cinayete gösterilen büyük halk tepkisi ise ya bu süreci değiştirecek bir momentum yaratacak ya da kaçınılmaz olarak başka siyasi suikastlar polis şiddeti ülkedeki politik ortamı terörize etmeye devam edecek. Bu açıdan cinayetin aydınlatılması çok büyük önem taşıyor. Ancak her halükârda Brezilya’da kadınlar, siyahlar, LGBT bireyler, favelaların fakir ve sahipsiz insanları Franco’nu ölümü ile büyük bir toplumsal mücadeleciyi kaybetmiş bulunuyorlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...