AKP iktidarı 8 Mart’ı kadına ‘el kaldırarak’ karşıladı!
Fotoğraf: Envato
Pazar günü takvimler 4 Mart’ı gösteriyordu. 8 Mart’a da takvim günü olarak daha dört gün vardı. Ama kadınların sorunu öyle çok ve çoğalmaktaydı ki, son yıllarda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir güne sığmıyor, bir haftaya yayılan etkinliklerle kutlanıyordu.
Nitekim, geçtiğimiz pazar günü, pek çok kentte, kadınlar alanlara çıkarak cinsiyet eşitliği için ve kadına yönelik şiddete karşı taleplerinin yanı sıra “OHAL’e hayır”, “Savaşa hayır” taleplerini haykırdı.
‘KADINA KALKAN ELLER KIRILSIN’ SLOGANI LAFTA KALDI
Kadınların sokaklara çıkıp taleplerini haykırdığı saatlerde Manisa’da 5. Olağan Gençlik Kongresinde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, AKP’li kadınların, “Kadına kalkan eller kırılsın” sloganlarına “Kadına kalkan eller kırılsın” diyerek yanıt veriyordu. Ama Başbakan böyle konuşurken Çorlu ve Ankara’da Başbakanın ve hükümetinin emrindeki polis, kadınlara “El kaldırıyor”; eşitlik talep eden ve şiddete hayır diyen kadınlara, “Alın size eşitlik”, “Alın size şiddete hayır demek” dercesine kadınları copluyor, gözaltına alıyordu!
Kuşkusuz ki, 4 Mart günü, Manisa-Ankara-Çorlu ekseninde oluşan bu ironik tablo, hiç de rastlantı değildi.
Tersine bu tablo; AKP’nin 16 yıllık iktidarında ülkeyi sürüklediği mecranın fotoğrafıydı.
Nitekim Erdoğan-AKP yönetimi, kadına sözde hep yeni vaatlerde bulunur ve “annelik figürü, kadına saygı” etrafında oluşturduğu demagojik kara propaganda ile kadınların gözünü boyarken; gerçek yaşamda kadınların alanını daraltan, dinin sosyal yaşamın bütün alanlarına derinlemesine nüfuz etmesini amaçlayan girişimleri asıl politika olarak benimsemiştir.
15 YILLIK AKP İKTİDARINDAN KADININ PAYINA BU DÜŞTÜ
Bu yüzdendir ki, kadına yönelik şiddetin çeşitli türleri ve kadın cinayetlerinin, onca “Gereken önlemleri alıyoruz” propagandasına karşın, sürekli artan bir özellik göstermesi şaşırtıcı değildir.
* Tıpkı yılın en kısa ayı olan şubatta katledilen kadın sayısının 47’yi bulmasının bir rastlantı olmaması gibi!
* Tıpkı son günlerde “şeyh”, “din alimi”, “ilahiyatçı”, “fetva ehli” gibi yaftalar arkasında ortalığa salınan insan görünümlü yaratıkların, çeşitli TV kanalları ve internet sitelerinde kadına yönelik şiddeti “meşru”, hatta “Allah’ın emri”, “İslam’ın gereği” olarak gösterme çabalarının olağanüstü artması gibi!
* Tıpkı, artık açık açık “kadınları dövme İslam’ın, Allah’ın emri” olduğuna, hatta “Kadının bunun için Allah’a ve dövene teşekkür etmesi gerektiği”ne, “Kadının İslam’a uygun olarak nasıl dövülmesi gerektiği”nin ölçülerinin tariflerinin verildiği “TV sohbetleri” düzenlenmesine kadar gelinmesi gibi!
Bütün bu kadın düşmanı girişimler, bundan böyle de kadınlara dünyanın daha dar edileceğine dair ortaya çıkan alametler, Erdoğan-AKP yönetiminin 16 yılda Türkiye’yi getirdiği yerde kadınların payına düşenlerdir.
AKP’YE OY VEREN KADINLAR TUTUMLARINI GÖZDEN GEÇİRMELİDİR
Kadına yönelik şiddetin, kadını eve kapatmanın, kadınları katletmeye varan ahlak ve geleneklerin güç kazanmasının, artan kadın cinayetlerinin muhafazakarlıkla, AKP’nin muhafazakar bir toplum inşa etme amaçlarına yönelik girişimlerle paralel bir yükseliş içinde olduğu herkesin gördüğü bir gerçekti. Ama son yıllarda artan geçim sıkıntısının, özgürlüklerin sınırlandırılmasının, OHAL ve “savaş hali” ortamının, “tek parti tek adam rejimi”ne yol açma uygulamalarının, “dindar nesiller yetiştirme” hamlelerinin, toplumun her kesiminde sorunları büyüttüğü gibi kadınla erkek arasındaki eşitsizliği ve kadına yönelik şiddeti artıran bir etkide bulunduğu gerçeğin öteki yüzüdür.
Dolayısıyla kadınların 8 Mart çerçevesindeki eylemlerinde, eşit hak ve kadına yönelik şiddete karşı taleplerinin ötesine geçerek, “demokrasi”, “barış”, “OHAL kaldırılsın”, “Savaşa hayır” gibi talepleri dile getirmeleri de en az kadın düşmanlığının gemi azıya alması kadar rastlantı değildir.
Evet, pazar günü başlayan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri hafta boyunca sürecek. Bu etkinliklerin bir bölümü büyük olasılıkla valiler ve polis tarafından sınırlanacak, hatta yasaklanacaktır!
Bu yasaklamalar her ne kadar OHAL valilerinin eseri gibi görünse de gerçekte AKP iktidarının ülkeyi getirdiği yerin sonucudur.
Bu yüzden de 2018 yılının 8 Mart’ı, kadınların, özellikle de bugüne kadar AKP’ye destek ve oy veren kadınların, verdikleri oyu bir kez daha gözden geçirmeleri için vesile olmalıdır.
- Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı! 24 Nisan 2024 05:00
- Tek adam rejiminin fıtratında 'gönüllü ikna', özgürlük, adalet ve barış yoktur! 21 Nisan 2024 04:58
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00