06 Mart 2018 00:52

Rus emperyalizminden dost...

Rus emperyalizminden dost...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye “yerli ve milli” silahlar üretiyor ve bununla övünüyor. Ne kadarı “yerli” hangi parçaları dışarıdan getiriliyor tartışmalı. Üstelik lisans, patent ve know how transferi gibi problemli yanlar bir yana, üretimin örneğin KOBİ’lerde yapılmadığı ortada. Uluslararası tekellerin parçaları haline gelerek millilikle uzaktan yakından ilgisi kalmamış şirketler tarafından üretiliyorlar. Bunlar devletten hemen tüm ihaleleri Amerikan, İtalyan, Çin kökenli yabancı şirketlerle ortak alıyorlar. Sermayeleri, gerek ülke dışındaki yatırımları gerek kredi vb. ilişkileri gerekse doğrudan ortaklıklarıyla çoktan uluslararası nitelik kazanan bu şirketlerin belki ülke içindeki köprü, hızlı tren, havaalanı gibi yatırımlarının “yerliliği” ileri sürülebilir. Ama milliliklerine bin şahit gerektir.

Ama yine de övünç konusu ediliyorlar. Üstelik silah üretimi, üretken değil tüketici bir üretim olmasına rağmen silahların “yerli ve milliliği” ile de övünülüyor.

Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınacak olması belki övünç vesilesi yapılmamış, ama Amerika ve NATO’yla problemlere neden olsa da, zorunluluk sayılmış, en son Savunma Bakanı tarafından “Söz ağızdan bir kere çıkar, o iş kapandı” denip geri dönüşü olmadığı ilan edilmiştir. Gerçi baskılara dayanılamayıp aynı işlevli Çin füzelerinden cayılmıştır, ama bu kez kararlı durulmaktadır!

Başkaları övünmeseler bile, bu alanda Türkiye yalnız değildir, dünyada silahlanma ve dolayısıyla silah üretimi dolu dizgin gitmekte, iki yıldır hız kazanarak, hemen tüm ülkeler dişlerinden tırnaklarına silahlanmaktadır.

Ne tek silah üreticisi ne de tek kullanıcısıdır Türkiye. Başta ABD gelmektedir ve örneğin 2016’da silahlanmaya geri kalan emperyalist ülkelerin toplamından fazla harcama yapmıştır. Dünyada silahlanmaya ayrılan para 1 trilyon 686 milyar dolardır ve bunun 611 milyarı tek başına ABD’nindir. Ardından 215 milyarla Çin ve sonra 69.2 milyarla Rusya gelmektedir. Geçen yıl Suudilerin bir seferde silahlanmaya 100 milyar yatırdıklarıysa hatırlanacaktır.

Ne içindir bunca masraf? Ülkeleri bayındır etmek, çalışma ve yaşam koşullarını kolaylaştırmak ya da halkları esenliğe çıkarıp refaha kavuşturmak için mi? Silah güldürmez, ama öldürür. Silah sevmek değil, öldürmek içindir. Gül atmaz, ölüm kusar. Ve artık savaşlar cephelerle sınırlı yürütülür olmaktan çoktan çıktığı, ülkeler ve bölgeler baştan aşağı cephelere dönüştürüldüğü için, savaş kadar doğrudan ve kaçınılmaz sonucu olan ölüm de askerlerle sınırlı bir eylem olmaktan çıkmıştır. İşte Amerika’nın 1 milyon kişinin ölümüne neden olan Irak işgali. İşte II. Dünya Savaşı. II. Dünya Savaşı’nda 65 milyon kişi ölmüştür; bu rakamın ancak yüzde 33’ü asker, yüzde 67’siyse sivildir.

Ortadoğu silah bakımından en büyük pazarlardan biridir. Ve bölgede kimse silahsız değildir!

Alın, son birkaç yıldır Türkiye’nin yakın ilişkileri olan ve Suriye’deki askeri harekatlarını “oluru”nu alarak düzenlediği Rusya’yı.

Bizdeki “Ulusa Sesleniş” türünden olan geleneksel “Ülkenin Durumu” başlıklı konuşmasında Putin, “Hiçbir ülkenin sahip olmadığı seyir füzeleriyle nükleer başlıklar geliştirdiklerini” ve “Dünyanın her noktasına ulaşabilecek bu füzelerin herhangi hava savunma sistemiyle engellenemeyeceğini” açıkladı. Yapılan simülasyonda atılan bir füzenin Trump’ın hafta sonlarını geçirdiği Florida açıklarına düştüğü görüldü. Ayrıca Rusya bir de 400 kilometre menzilli taktik İskender-M füzesi geliştirdi.

Bu gelişmelerin yeni bir silahlanma yarışının tetikleyicisi olacağı kesin. ABD, Rusya’yı eski SSCB müttefiklerinin topraklarına konuşlandırdığı füzesavar bataryalarla onca donatmışken, şimdi tümü yararsız hale gelmektedir. Bu, ABD’yi yeni füze ve başlık kadar hava savunma sistemi araştırması ve üretimine itecektir.

Aynı konuşmasında Putin’in “6 yıl içinde yoksulluğu yarı yarıya azaltacağız” dediği de hatırlandığında, sorunun önemli bir yanı, silahlanma harcamalarını Suriye’nin yanında yoksul halkının sırtından çıkarmaktan başka yolu olmayan Rusya’nın artacak giderlerinin sorunlu ekonomik durumunu daha da sıkıntılı hale sokacağıdır. Toplar ve uçaklardan atılan bombaların maliyeti düşünüldüğünde, bu, Suriye’de artan silah harcamaları nedeniyle Türkiye’nin de temel bir sorunudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...