Tescillerin, patentlerin karanlığı
Fotoğraf: Envato
Geçtiğimiz günlerde responsive tasarım olarak da bilinen tüm ekran çözünürlüklerine uygun web tasarım tekniklerinin 2017’nin Aralık ayında Ziya Karakaya adlı bir şahıs tarafından İEE/BP-VT/2674 kayıt tescil numarası ile tescillendiği ortaya çıktı. İddiaya göre tescil sahibine ait Dijitic Web Yazılım Teknolojileri adlı firma responsive tasarım kullanan sitelerden “patent ihlali” gerekçesi ile dava açmamak için 1000 TL istiyordu. Kısa süre içinde söz konusu belgenin bir patent belgesi değil de dizi, film, kitap vb. eserler için alınan ve temelde metnin hakları için kullanılan bir tescil belgesi olduğu ortaya çıksa da kaç site sahibinin bu tip bir aldatmacaya inanarak para ödediği henüz meçhul. Dijitic’in sahibi ise sitesinden kısa bir açıklama yayınlayarak ücretli kullanımı şimdilik durdurduklarını ve devlet kurumları hariç kimsenin kullanım hakkına sahip olmadığını iddia etti. Bu yazının yazıldığı saatlerde ise Dijitic’in web sitesine ulaşılamıyordu.
Daha öncesinde benzer öneriler olsa da responsive tasarımın 2004 yılında Cameron Adams’ın “Çözünürlüğe bağlı tasarım” başlıklı gönderisi ile doğduğu kabul edilir. 2010 yılında Ethan Marcotte tarafından önerilen “responsive” adı benimsenene dek adapte olabilir, esnek, akışkan vb. isimlerle anılan bu web tasarım metodu 2011’de Twitter’ın Bootstrap kütüphanesini kullanıma hemen hiçbir sınırlama getirmeyen MIT lisansı ile yayınlamasının ardından hızla web tasarımında ana akımlardan biri haline geldi. Evrensel.net’in responsive tasarım kullanmaya başlaması da 2013 sonlarındaydı. Her ne kadar bir patent olmasa da böyle bir tescil belgesinin -eğer belge gerçek ise- nasıl verilebildiğini, çeşitli şekillerde kötüye kullanılabilecek daha hangi tescillerin ya da patentlerin verildiğini ister istemez merak ediyor insan.
Türkiye’de pek yaygın olmasa da patent trollüğü dünyada epey yaygın. Nasıl verilebildiği tartışmalı abuk sabuk patentlerden milyonlar elde eden bir kesim var. Ve tabii trollerin dışında kapitalizmde haklı ve makul olarak görülen patentlerinden milyonlar kazananlar… Öte yanda keşiflerini, buluşlarını, icatlarını, eserlerini açık lisanslar vb yoluyla insanlığa armağan edenler duruyor. Yakın dönemden bu tip projeler arasında ilk aklıma gelen Glia Projesi. 2012’de Gazzeli bir acil servis doktorunun başını çektiği Glia Projesi, 3D yazıcı ile 1 doların altında bir maliyetle basılabilen ve 200 dolarlık Lithman Cardiology 3’ten daha iyi bir stetoskop üretmeyi başarmış ve söz konusu stetoskopu basmak için gerekli proje dosyalarını açık kaynaklı olarak yayınlamıştı. Aradan geçen 5 yılda Glia Projesi 3D yazıcıyla oldukça ucuza üretilebilen daha pek çok medikal araç-gereçin projelerini yayınlamayı başardı. Glia Projesi ve benzerlerinden öğrenecek çok şeyimiz var.
- İşlevini arayan alet: Yapay zekâ 20 Nisan 2024 04:45
- Masaüstü işletim sistemlerinin geleceği ve Linux 13 Nisan 2024 04:35
- XZ arka kapısı ve açık kaynağın zaafları 06 Nisan 2024 04:53
- Veri yağmacıları 16 Mart 2024 04:34
- Yapay zeka ve sihirbazlar 09 Mart 2024 05:07
- Verileriniz sermayeye feda olsun! 02 Mart 2024 05:40
- Geniş dil modelleri ve olağan hataları 24 Şubat 2024 04:09
- Apple’ın AB’ye misillemesi PWA’ların sonu mu? 17 Şubat 2024 04:43
- Disney, oyunlar ve at zırhı 10 Şubat 2024 04:19
- Open AI fikri mülkiyete karşı 13 Ocak 2024 04:44
- Yapay zekanın belirsiz geleceği 06 Ocak 2024 04:00
- Yapay zekada telif kavgası: Tekeller tekellere karşı 30 Aralık 2023 04:47