21 Şubat 2018 00:15

Suriye, şimdiden bataklık oldu mu?

Suriye, şimdiden bataklık oldu mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ajanslardan gelen haberlerle AKP’li devlet yetkililerinin açıklamalarından da anlaşılıyor ki, Türkiye’nin Suriye’deki varlığı ve özellikle “Zeytin Dalı’ harekatı yeni bir aşamada.

Türkiye’nin güneyinden Kürt Kantonlarıyla kuşatılmasını önlemek ve komşuda alan tutmak üzere düzenlediği “Fırat Kalkanı”nın gerekçesi, el-Bab’a kadar olan bölgenin IŞİD’den temizlenmesiydi. Rusya “olur” vermiş, konu IŞİD olunca Amerika da karşı çıkmamıştı. İlk adım bu harekatla atıldı ve Türkiye, Afganistan, Katar ve Somali gibi ülkelerdeki askeri üsleri bir yana başka bir ülkenin topraklarında “silah gücü” ile ilk kez egemenlik ilan etti.

Bir süre geçti ve ardından Afrin’den tacizler yapıldığı belirtilerek ve bu kez yine yanına IŞİD de eklenerek “PYD-YPG-PKK terör örgütlerine karşı” Suriye topraklarında ikinci bir harekat düzenlendi. Bir ayı aşkın zamandır sürdürülen harekatla bugüne kadar 300 kilometrekarelik bir bölgenin ele geçirildi. Hatta Abdullah Yarar, Vietnam’a falan boş verip uzmanlığı abartarak, bu harekatın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en güçlü tahkimata karşı gerçekleştirilen bir ilk olduğunu ileri sürdü.

Ve 15 Şubat’tan başlayarak PYD ile Suriye hükümeti arasında görüşmeler yapıldığı ve yakında Suriye birliklerinin Afrin’de TSK karşısında konuşlanacağına ilişkin haberler gelmeye başladı.

İlk haber Lübnan’dan Mayadeen TV’nindi. Suriye rejimini destekler yönde yayın yapan kanal, PYD ile Suriye arasındaki görüşmelerde anlaşma sağlandığını açıkladı. Hemen ardından Rus Sputnik ajansı, Suriye ordu birliklerinin birkaç gün içinde Afrin’e girmesi ve ülkenin kuzey sınırında mevzilenmesinin beklendiğini bildirdi.

16 Şubat’ta Afrin YPG Kkomutanı Roj haberi yalanladı, ancak bir gün sonra Afrin YPG Medya Danışmanı Hado, Rudaw’a “Görüşmelerin sürdüğünü ve sonuçlanınca açıklanacağını” söyledi. Ve son açıklama Reuters’ten geldi, görüşmeler tamamlanmıştı, Suriye ordusu Afrin’e girecekti.

Daha önemli açıklamalar Kalın, Çavuşoğlu ve Erdoğan’ınkilerdi. Çavuşoğlu’ya göre, henüz “rejimin Afrin’e girdiği yönünde bilgi gelme”mişti. Kalın ise, “Haberlerin propaganda amaçlı olduğu açık” diyordu, ama “Bu, bir takım gizli ve kirli pazarlıkların olmadığı anlamına gelmiyor”du. Anlaşılan duman, ateş olmayan yerden çıkmıyordu. Bu, ön alıcı tehditte bulunan Çavuşoğlu’nun söyledikleriyle tam netlik kazandı: “Esad rejimi YPG’ye destek için gelirse bizi durduramazlar. YPG’yi kim korursa bizim için YPG eşittir o grup veya ülkedir.” Gerçi YPG’yi destekleyen ABD YPG’ye eşitlenmemiş ve Tillerson’un gelişinden bu yana Kalın sürekli “ABD ile stratejik ortaklığımızı teyit ettik” demekteydi, ancak yine de Suriye’ye yönelik bu tehdit hafife alınamazdı!

En önemlisi ise, Putin’le telefonda görüşen Erdoğan’ın söyledikleriydi: “Zeytin Dalı harekatı kararlılıkla sürdürülecek. Rejim Afrin’e girerse risk alır ve bunun sonuçları ağır olur.” Putin’in karşılığı, “Biz başta yaptığımız anlaşmaya sadığız.” olmuştu.

Putin’in lafları sadece laftır ve pratik değeri sahada belli olur. Tıpkı AKP yetkililerince “İnandırıcı bulunmadığı” ve “Pratikte kanıtlanmasına ihtiyaç olduğu” bildirilen ABD’nin bugüne kadarki lafları gibi.

Ancak kesin olan şudur ki, ABD ile arasını açıp kendisiyle yakınlaşmasını sağlamak üzere, Rusya, ikinci defadır Türkiye’nin Suriye’deki askeri harekatına “olur” vermektedir ki, ilginçliği tespit edilmelidir. Çünkü Türkiye’nin Suriye topraklarına girişini olurlayan Rusya’nın bu ülke ile arasındaki ittifak ilişkisi bilinmektedir.

ABD ise, Türkiye’nin “Fırat Kalkanı” harekatına karşı çıkmadığı gibi, “Zeytin Dalı”nın da “Türkiye’nin güvenlik endişelerini anlıyoruz” ve “Biz Afrin’de yokuz, ilgilenmiyoruz” diyerek açıkça önünü açmıştır. Amerikan oyunu, tıpkı eskiden İngilizler için söylendiği gibi, çoktur. ABD Suriye’yi istikrarsızlaştırmak istediği kadar tek “işgalci güç” olarak görünmek de istememektedir. 

Daha da önemlisi, kendisiyle problemli olan Türkiye’nin sağından solundan sıkışıp çok sayıda yabancı güççe kuşatılarak düşeceği zor durum işine gelmektedir.

Hem Rusya hem de Amerika’nın Suriye’ye çektiği Türkiye “bataklığa” girmiş midir bile? Kalmak da zordur artık, ilerlemek ve gerilemek de.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...