18 Şubat 2018 00:52

Polat Tezel: Sigaramda duman duman

Polat Tezel: Sigaramda duman duman

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İhtiyar Bir Adamın Anatomisi

Uyanırım nemrut bir suratla
Başucumda rakı, bana bakar
Bir duble atınca dirilirim

Kimseyi rahatsız etmem
Fazla konuşmam
Önceleri amca, dede diyenlere kızardım.
Kendimi hâlâ genç sanırdım.
Şimdi ihtiyarlığımı kabullendim, 
kimseye kızmam.

Kaldığım otelin penceresinden 
Kulağıma ezan sesleri gelir
Salep yüz bin lira..
Demir alırım sesleri.

Alıştığım yataktan başkasında yatamam
Oturduğum köşeden kalkmam
Hüzünlenirim.
Dağılmış ailelerin çocukları çok üzer beni.
Başımdan geçti de...
Hepsi yüksekokul talebesi barda
çalışanların
Onlara bakarak, göğsüm kabarır
İftihar ederim.

Emekli maaşımla, şarkılarımın telifi
Yeter bana.
Maaş günü oteli de, barları da öderim.
Ya daha önce ölürsem diye düşünmem
Geride bıraktıklarım, öderler.
Bilirim.

Mütevazı bir insandım.
Tevazuunun fazlasının aptallık olduğunu
Bu yaşımda öğrendim.

Arkadaşlarım birer birer gittiler
Bana hatıralar bıraktılar.
Bir de hüzünler,
Yine de yalnız kalmış değilim.
Beni sevenler yine var...
Bir de benim sevdiklerim var.

Çok severim ama çok sevilmek istemem.
Ölümümle onları üzmek istemem.
Oysa ben çoktan hazırlandım ölüme.
Elim ayağım tutarken olsun isterim.
Keşke bir an önce olsa derim.
Ölümümün divanda kalmasını isterim
İşte benim hayat hikayem bu.

Kendi sesi ve kendi dizeleriyle kendini anlatan bu “ihtiyar adam” Udi, Bestekar Polat Tezel’den başkası değildi. Beyoğlu’nun hemen her sokağında ona rastlayabilirdiniz. Son yıllarında en çok Gazeteci Erol Dernek Sokak’taki Dersaadet Bar’da oturuyordu. Kaldığı otelden öğlene doğru çıkıp ağır adımlarla hemen her gün Dersaadet Bar’a geliyor. Her gün aynı masadaki köşesinde kimi zaman yalnız başına anılarına dalıp gidiyor kimi zaman da ziyaretine gelen sevenleriyle neşeli sohbetlere dalıyordu. O, barda çalışanların ve ziyaretine gelenlerin Polat Abisi, Polat Amcası’ydı.

Ahmet Özhan’dan, Bergen’e, Kibariye’ye kadar birçok sanatçıyı elinden tutup o çıkartmıştı sahneye. 100’ün üstünde bestesi olan Polat Tezel, 25 kadar filmin de kimine müzik yapmış, kimine de müzik direktörlüğü.

“İlk film müziğini Mümtaz Alparslan’ın Korsan adlı filmine (1957) yaptım. Ondan sonra film müziği çalışmaları sürdü. Benim prodüktörlüğünü yaptığım bütün plakların müziğini sanatçılarının oynadığı filmlerde kullandık. Metin Bükey’le de çok çalıştık. 1963 senesinde Arya Plak Şirketini kurdum. 1968’de ortağımdan ayrılıp Atlas Plakı kurdum. Firmaya bağlı Suat Sayın, Şükran Ay, Gönül Yazar, Zeki Çetin gibi birçok ünlü isim vardı. Onların filmleri yapıldı. Her çıkardığım plağın adı, filmin adını taşıyordu. Örneğin Ahmet Özhan’ın filmi Bak Yeşil Yeşil’di, Kibariye’ninki Kimbilir, Zeki Çetin’inki Kır Çiçeği.”

1933 yılında Polatlı’da doğmuş Polat Tezel. O sıralar Ziraat Bankası Müdürü olan babası bu yüzden adını Polat koymuş. “Babam evde ut bulundurur, amatörce çalardı. Kendi kendime ut çalmayı öğrendim, biraz babamın da yardımı oldu. Udu öğrendiğim tarihi bilmiyorum, konuşmayı öğrendiğim yaşta udu da öğrendim. Daha sonraki yıllarda Zeki Duygulu’dan, Kadri Şençalar’dan ders aldım. Suat Sayın’la beraber Ankara Radyosuna girdik. Askerlik dönüşü İstanbul’a geldim. Çok iyi ut çaldığım söylenirdi o tarihte. İstanbul’da gazino hayatı, solistlere eşlik etme süresi başladı kısa sürede.” 

Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Behiye Aksoy gibi önemli solistlere eşlik eder sahnede Polat Tezel. Çalışmadığı gazino yok gibidir. Maksim, Çakıl, Küçükçiftlik, Bebek... 24 yaşında ilk film müziğini yapar. ’60’lı, 70’li yıllarda sinema oyuncuları arka arkaya sahneye çıkmaya başlarlar. İlk sahneye çıkan oyuncu Efkan Efekan’dır. “Efkan Efekan’ı sahneye ben hazırladım. Sonra Göksel Arsoy’u, Fatma Girik’i ve Murat Soydan’ı da sahneye hazırladım.” 

Müzisyenliğinin yanı sıra sinema dünyasıyla da iç içedir, Polat Tezel. “Suphi Kaner, Sami Hazinses, Hüseyin Peyda, Mümtaz Alpaslan’la aynı evde oturuyorduk. Birlikte bir daire tutmuştuk. Çok tatlı günler geçirdik bekarlığımızda.” Yıllar önce Ahmet Özhan’ın elinden tutmuş Polat Tezel. ’80’li yıllarda da Kibariye’yi ve Bergen’i bulup çıkarır. “Bu sanatçıların lanse edilmesi benim sayemde oldu. Ben gidip dinledim, beğendim.” Polat Tezel’in besteciliğe başlama öyküsü de ilginç. Askerden döndüğünde, radyoevinden arkadaşı Emin Gündüz’le aynı evde kalıyorlardır. Emin Gündüz bir gün Polat Tezel’e, “Ben pazara gidiyorum, seni de odaya kapatacağım, döndüğümde şarkı yapmış olman gerekiyor” der. “Benim iyi besteci olacağıma inanıyordu, beni kamçıladı. Döndüğünde dört tane şarkı yapmıştım. Onun da önerileriyle notalarını yazdım. İlk şarkım, sigaramda duman duman/ kadehimde yudum yudum/ seni hatırlıyorum. Bestecilik böyle başladı. 20’si, 30’u popüler olmuş, 100’ün üstünde bestem var.” Polat Tezel’in yaşadığı çok renkli anıları var. Zeki Müren’le, Maksim Gazinosunda çalışırken yaşadığı komik bir anısını anlatıyor: “Zeki Müren sahnede, Saçıma Karlar Yağdı’yı okuyordu. Kocakafa İbrahim diye bir işçi vardı, sahnenin en üstünden kovadan konfeti atacak. Şarkıda kar yağıyor ya. Konfeti atarken 1.90 boyunda, 100 kiloluk İbrahim, 5 metre yukarıdan aşağıya düştü, bütün sazların ortasına.”

Polat Tezel, sevilen televizyon dizisi Süper Baba’nın ilk 13 bölümünde arkadaşı Abdullah Yüce’yle beraber bir müzisyeni oynar. Ayrıca dizinin ilk 13 bölümünde Türk Sanat Müziği parçalarını onlar seçer. Jübilesini yaparak, aktif müzisyenlik hayatını noktalar. Fakat müzik onun hobisidir, müziği bırakamaz. “Gazinolarda çalışmam mümkün değil, zaten gazino diye bir şey kalmadı. Unumuzu eledik, eleğimizi astık.” Jübilesine Abdullah Yüce, Müzeyyen Senar, Adnan Şenses, Kibariye, Mine Koşan ve daha birçok müzisyen dostu katılır.

Polat Tezel’le, Metin Bükey’den hemen sonra söyleşi yapmıştık. Birkaç gün sonra da Metin Bükey’i yitirdik. Son günlerde 40 yıllık dostunu yitirmenin acısını yaşıyordu. “Oysa ben çoktan hazırlandım ölüme/ Elim ayağım tutarken olsun isterim.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...