Sosyal medya: Vaha/cendere
Fotoğraf: Envato
Facebook, Instagram, Twitter başta olmak üzere sosyal medya yaşamın hem kolaylaştırıcısı hem de cenderesi olmaya aday.
Ülkemizde sosyal medya paylaşımları üzerinden binlerce kişi gözaltına alındı, yetmedi tutuklandı. Sanırım bir arkadaşı ya da yakını mağdur olmayan insan kalmadı.
Şirketlerin ‘devlet’, devletlerin ‘şirketleştiği’ bir ahvalden geçiyoruz. Danimarka, Google başta olmak üzere kimi ulus ötesi şirketlere ‘devletmişçesine’ karşılıklı büyükelçilik açmaya hazırlanıyor. Öte yanda İngiltere’’de bir özel sigorta şirketi araba sigortaları için başvuranları kapsama alımda sosyal medya üzerindeki beğenme ve paylaşımları üzerinden değerlendirmeye alınacağını duyurdu. Yani ödeyeceğiniz ücreti ‘sistemin efendi çocuğu’ olarak kalıp kalamadığınız belirleyecek.
Sosyal medya üzerinden depresyon, intihara meyil tespiti etik tartışmaları beraberinde getiriyor. Kimi zaman da bir bilgisayar oyunu sadece oyun olmakla kalmıyor. Sanal gerçekliğin bir bilgisayar oyunu üzerinden bunama (demans) tanısında kullanılabileceği hiç aklımıza gelir miydi? Akıllı telefonlar üzerinden 3 milyona yakın takipçisi olan “Sea Hero Quest VR” adlı oyun bu amaçla kullanılıyor nicedir.
Siz oyun oynadığınızı düşünürken bir yazılım programı ile “Sizin yön bulma beceriniz bunama hastalığı tespitinde” bir çalışmanın parçası oluveriyor.
Dünyada sosyal medya gidişatı kısaca böyle. Bizde ise başka bir cendere!.. Misal, sosyal medyada “”barış” demek suçların en büyüğü! Gelsin gözaltı, gelsin tutuklama. Yakında savcılık mütalaalarında ‘Çocuğuna yakın zamanda barış adını koymuş’ cümlesini ‘suç delili’ olarak görürsek şaşırmayacağımız bir sürecin tanıklarıyız.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) “Barış bir halk sağlığı sorunudur” içerikli bir basın bildirisi sonrası baskı altına alınmaya çalışıldığında başkan dahil olmak üzere Merkez Konsey üyeleri gözaltına alınmıştı. Sonrasında sosyal medya üzerinden “TTB’nin yanındayız” diyenlere de gözaltı furyası kısmen de olsa başlatılmıştı. Barış demek “suç”, savaş ve işkence savunuculuğu serbest...
“ONURUMUZU savunuyoruz” sosyal medya paylaşımlarını sanırım hatırladınız. Prof Dr Onur Hamzaoğlu bu coğrafyanın onuruydu ve şimdi o da gözaltında. O, hep ‘onurumuz’ olarak kaldı. 2011 yılında “Kocaeli’nin Dilovası ve Kandıra İlçelerinde Yaşayan Gebelerden Doğan Bebeklerde Ağır Metal Maruziyeti ve Büyüme Gelişme Durumu” üzerine bir araştırma projesiyle geniş kitleler tanıdı onu. Bölgede ölümlerin önemli kısmının kanserden olduğunu saptamıştı. Üstelik bu oran ülke ve dünya ortalamasının çok üzerindeydi. Ama daha vahim bir şey vardı ki tüyler ürperticiydi: Yeni doğan bebeklerin ilk kakasında ve annelerin ilk sütünde dahi ağır metal saptanmıştı. Bir bilim insanı refleksiyle bunu kamuoyu ile paylaştığında Ak troller devreye girdi, soruşturmalar/mahkemeler birbirini izledi.
Sevgili Onur, sonrasında ‘barış imzacısı akademisyenler’ arasında yer aldı, KHK ile üniversitedeki görevine son verildi, yargılandı. Ve geçen hafta bir kez saha gözaltına alındı. O bu ülkenin, dünyanın ‘onuru’. O bir barışsever halk sağlığı hocası, aktivisiti. Ve onun için sosyal medya üzerinden yazılan cümleler bu ülkenin gerçek hazinesi.
Facebook, Instagram, Twitter başta olmak üzere sosyal medya hem cendere, hem vaha. İşte ona vaha özelliği kazandıran paylaşımların başında Sevgili Onur’la ilgili güzel paylaşımlar da yer alıyor.
Sağlıcakla kalın.
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40