HDP, legal siyasetin dışına itilme kuşatmasını kıracaktır!
Fotoğraf: Envato
HDP’nin 3. Büyük Olağan Kongresi bugün yapılıyor.
Her ne kadar bu kongre resmiyette HDP’nin “3’üncü olağan kongresi” olarak görülse de gerçekte bu kongre olağanüstü koşullarda demenin bile yetmeyeceği koşullarda yapılmaktadır. Çünkü HDP, kongresini Erdoğan-Bahçeli ittifakının HDP’yi legal siyaset alanında politika yapamaz hale getirmek için devreye soktuğu ucu sonu belirsiz gözaltılar, tutuklamalar, ev ve parti binalarının basılmasıyla sürdürülen “Ağırlaştırılmış OHAL koşullarında” yapmaktadır.
Çünkü bu 3. Büyük Olağan Kongre;
-HDP’nin Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın 15 aydan beri tutuklu olduğu,
-Halen partinin 9 milletvekilinin tutuklu, 7 milletvekilinin ise vekilliğinin düşürüldüğü,
-Yüz dolayında seçilmiş belediye başkanının görevden alındığı, birçoğunun tutuklandığı, seçilmiş belediyelerin yerine kayyım atandığı
-Binlerce partilinin “Terör örgütüyle bağlantılı” suçlamasıyla tutuklandığı,
-Meclisteki diğer üç partinin grup konuşmalarını naklen ve canlı olarak veren TV Haber kanallarının, HDP’ye yönelik operasyonların başlamasından beri, Meclisin üçüncü büyük partisinin grup toplantılarını bırakalım naklen vermeyi, “haber değeri” bile bulmadıkları,
-HDP’nin son ve bugün partinin kongresinde açılış konuşmasını yapacak olan Eş Başkan Serpil Kemalbay için savcılığın kongreden iki gün önce gözaltı kararı verdiği; HDK Eş Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve HDK’nin bileşeni olan siyasi parti ve çevrelerin genel başkan ve yöneticilerinin gözaltına alındığı,
-HDP örgütlerine hemen her gün yeni operasyonlar yapıldığı, il ve ilçe örgütü yöneticilerinin sürekli taciz edildiği, partinin dışarıya yönelik her tür faaliyetinin fiilen yasaklandığı,
-Bütün bunlar yetmezmiş gibi; Ankara Valiliğinin, kongreye katılacak insanlara “valiz, çanta, makyaj malzemesi, el çantası, kol çantası, spor çantası” ile gelme yasağı getirdiği koşullarda yapılmaktadır.
Kısacası HDP’nin, hem Meclisin üçüncü partisi olması hem de 6 milyon vatandaştan oy alması, Erdoğan-AKP iktidarı ve bu iktidarın küçük ama “fikri iktidarda” ortağı MHP tarafından hazmedilememiştir. Dahası “terörle mücadele” adına en az AKP kadar yasalara uygun bir çizgide mücadele eden, resmi makamlar tarafından yasal bir parti muamelesi görmesi gereken HDP, aylardır ve açıkça “yasa dışı bir parti muamelesi” görmektedir. Emniyet, savcılar ve yargıçlardan oluşan bu fiili kuşatma HDP’yi yasa dışı gören konsepte göre davranmaktadır.
Özellikle 15 Temmuz darbesi sonrasında Erdoğan-AKP Hükümeti ve emrindeki güç odakları OHAL ve KHK’leri de kullanarak HDP’nin legal siyaset alanının dışına itilmesi için her yola başvurmaktadırlar.
Böylece HDP’nin legal çalışma alanı kuşatılarak faaliyetlerini etkisizleştirmek, partinin yığınlara yönelik girişimleri yasaklanmak, HDP etkisindeki toplumsal kesimler de baskı altına alınarak partinin tecrit edilmesi için çalışılmaktadır.
Kısacası, HDP baskılanıp faaliyetleri kuşatılırken Kürt sorununu “terör sorununa” indirgemiş olan Erdoğan-AKP iktidarı, HDP’yi bu sorunu çözmenin bir partisi olmaktan da çıkarmak istemektedir. Dolayısıyla “Kürt sorununun barışçıl çözümü” için bir “seçenek” olan HDP de devre dışında bırakılmak istenmektedir.
HDP elbette Kürtlerin “eşit hak talebi” mücadelesi için son derece önemli bir partidir. Ama aynı zamanda HDP, Türkiye’nin demokratikleşmesi, demokratik kazanımların savunulması ve özgürlüklerin genişletilmesi mücadelesinin de vazgeçilmez bir dayanağıdır.
Bunu bildikleri için “tek parti tek adam rejimi”nin mimarları ve Erdoğan-Bahçeli ittifakı, HDP’yi demokratik mevzisinden çıkararak tecrit etmek için her yola başvurmaktadır. Ancak HDP’nin hamuru; sıkıyönetimlerden, askeri darbelerden, 1980’lerin 90’ların ağır koşullarından geçerek yoğrulmuştur. Dolayısıyla HDP bütün bu baskılarla baş edecek, kazandığı legal siyaset alanını koruyacak güç ve cesarette bir partidir. Bu yüzden de denebilir ki bu baskılar da aşılacaktır.
HDP’nin 3. Büyük Olağan Kongresinin delegelerinin, önlerine kurulan barikatları, tuzakları, oyunları aşacak kararları alacağından şüphe etmek için bir neden yoktur.
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15