11 Şubat 2018 01:13

Winter is coming

Winter is coming

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İnternet yayınlarına müdahale girişimini, ne yalan söyleyeyim, epeydir bekliyordum. Hatta bununla ilgili bir konferans girişimimiz oldu lakin o da sansüre takıldı. Türkiye’de sansür mü var? Yok artık, nereden çıkarıyorsunuz(!)

AKP’nin getirdiği torba yasa teklifinin 73. maddesi “Sabit ve mobil internet yapıları üzerinden sunulan radyo ve televizyonların denetlenmesi” ihtiyacının olduğu tespitini yapıyor ve bunları RTÜK denetimine sokmayı amaçlıyor. Ama tabii eğer yayın lisansı alacaklarsa, almayacaklarsa RTÜK bildirimiyle ‘zararlı’ bulunan içerikler sulh ceza hakimi kararıyla engellenebilecekler. Lisans alırlarsa internet kanunu olarak bilinen 5651 sayılı Kanun’un denetiminden çıkacaklar mı, orası belirsiz ya da bir “suç”a kaç ceza uygulanabilecek bilmiyoruz.

Güzide medyamız ilk başta söz konusu tasarının ilgili maddesini “Torba tasarıda Adnan Oktar maddesi” ya da “Adnan Oktar’a şok!” gibi başlıklarla verdi. Çok enteresandır ki Adnan Oktar’a ait A9 TV halen Türksat listesinde, 2011’den beri aktif bir yayın lisansı var. Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ devlete ait bir kurum, bir kamu tekeli. Türksat üzerinden yayın yapan kanallar RTÜK denetiminde. 2016 yılında bir gecede en az 150 kanalı kapatan, son olarak geçtiğimiz yıl Irak Kürdistanı’ndaki referandum sürecinde Rudaw, K24 ve Waar kanallarını düşüren RTÜK nedense A9 TV’ye kıyamamış. Kanalın kapatılmasını savunmuyorum, yanlış anlaşılmasın. Adnan Oktar’ın kerameti kendinden menkul fikirlerini, kedicikleri ile yaptığı tuhaf dansları izlemek isteyen de olabilir. Yıllarca kendisine yönelik en ufak bir eleştiriye avukat ordusuyla saldıran Oktar’ın ifade özgürlüğünü savunmak yine bize düştü, kadere bak. Fakat bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, kedicikleri televizyondan izlemek serbest de internetten mi yasak olacak?

Sırf bu çelişkiye bakarak bile yasa teklifinin derdinin başka olduğu belli. Yaman Akdeniz’in de dikkat çektiği üzere hedeflerden biri internet üzerinden haber televizyonculuğu yapan kuruluşlar. Sayıları, izleyicileri çok fazla değil ancak kritik olaylarda ilgi kapasitelerinin üstüne çıkıyor, çünkü onlardan başka canlı yayın yapabilen hatta niye yapamıyoruz derdine düşen yok. Özellikle şu günlerde iktidar açısından can sıkıcı olabilirler, belki birileri ‘her gün 200-300 terörist öldürüp yeni bir dağ fethettiğimiz halde Kilis nasıl hâlâ roketatarların hedefinde olabiliyor’ diye merak edebilir ya da ‘Savaştan başka çözüm yok mu’ diye sorabilir.

Ancak bunun da çözümü var, savaş alanına ilişkin bilgileri görselleştiren syria.liveuamap.com bile engellendi. Bir siteyi engellemek, bildiğiniz üzere, iktidar için çocuk oyuncağı. Buna tahsis edilmiş sulh ceza hakimlikleri var. Anayasa Mahkemesinin geçtiğimiz hafta aldığı BTK’nin yetkisini sınırlandıran kararı umut verici olabilir lakin bir, AYM kararlarının uygulanmayabileceğini artık biliyoruz, iki, müstehcenlikle ilgili alınan bu karar “devletin güvenliği” gerekçesi söz konusu olduğunda “milli mutabakat”la her tür ifade özgürlüğü yönünde genişlemeyebilir.

Gelelim yasanın ikinci önemli derdine, “İnternet dizilerinde öpüşmek serbest”le özetlenebilecek bir coşkuyla yeni platformlar TV kanallarının iç bayan dramalarından, tepeden bir emirle yayına başlayan, vatan, millet hamasetinden bunalanlar için can simidi oldu. Seyircinin bir kısmı oraya kaçtı ve devlet RTÜK eliyle bu kurumlardan para kazanamıyor (aslında RTÜK ülkenin en zengin kurumlarından biri ama demek daha fazla para lazım oldu). Torba yasada “Elde ettikleri gelirler üzerinden vergi ve benzer mali yükümlülükleri yerine getirmedikleri”ne dair rahatsızlık ifade edilmiş. Yine Akdeniz’in altını çizdiği üzere, yarın “Türkiye’de para kazanacaksın ve bu ülkeye vergi vermeyeceksin” temalı ‘eyy Netflix’ çıkışları duyabilir, Netflix’i engelleyen ilk ülke olabiliriz. 

Ama üzülmeyin illa bir yol bulunur. Türkiye’nin en popüler internet yayın platformu Blue TV, Doğan Grubuna ait. Netflix ve benzerleri için de aracı bulunur. Hoşa gitmeyen içerikler çıkarılır hükümet memnun edilir. Sonuçta sivil toplum örgütü değil ticari kuruluşlardan bahsediyoruz, bizim ifade özgürlüğümüz onların umurunda değil.

Hatırlayanlarınız olacaktır 2010 yılında hükümetin interneti kontrol hamlelerine karşı yaklaşık iki bin kişi Beyoğlu’da Sansüre Karşı Adım Adım yürüyüşünde buluşmuştuk. Belki 5651 sayılı Kanun’un kalkmasını sağlayamadık ya da engellenen siteleri açtıramadık ama sonrasında filtre uygulaması da dahil olmak üzere pek çok sansür hamlesini gerilettik. Sonra evimize döndük.

O gün altı bin olan erişime engelli site sayısı bugün 150 bini geçti, 5651 sayılı Kanun’da 2014’te yapılan, Abdullah Gül’ün içine sinmediği halde imzaladığı, değişikliklerle başta Gölbaşı olmak üzere pek çok sulh ceza hakimini tanımış olduk, Twitter, Youtube bir süre engellendi, Wikipedia hâlâ kapalı. Sıra, evinizde ayağınızı uzatıp sizi birkaç saat ülke gündeminden uzaklaştıran dizilere geldi. Hadise’nin klibini müstehcen bulan RTÜK’ün Cercei ve Jamie Lannister arasındaki ilişkiye nasıl bakacağını siz düşünün, belki ‘ak gezenler’den alınırlar, kim bilir?

Bazılarınızın aklından “buluruz bir çözüm” cümlesi geçiyor olabilir, pazar pazar moralinizi bozmak istemem ama sansüre karşı ciddi bir karşı çıkış olmazsa bir sonraki hamle ‘o çözümün engellenmesi’ olacak...

Başlığa dair: Bilmeyenler için Game of Thrones dizisinde Stark ailesinin felaketin yaklaştığını belirten mottosu, hep kullanmak istemiştim bu yazıya çok uydu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...