05 Şubat 2018 01:27

'Adalet ve Cesaret' gök kubbede hoş bir sada olarak kaldı

'Adalet ve Cesaret' gök kubbede hoş bir sada olarak kaldı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP’nin 36. Olağan Kurultayı hafta sonunda yapıldı.

“Adalet ve Cesaret” temasıyla toplanan 36. Kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu, yeniden CHP Genel Başkanı seçildi.

Siz bu yazıyı okurken, CHP Parti Meclisi’ne kimlerin seçildiği de belli olmuş olacak.

CHP’nin Genel Başkanının kim olduğu ya da Parti Meclisi’ne kimlerin seçildiği elbette, CHP’nin delege ve üyelerini ilgilendiren bir şeydir. Bu yüzden de CHP’nin 36. Olağan Kurultayının hemen ardından yazılmış bu yazıda, Kurultayın bu yanı için bir şey söylemiyoruz.

Ama CHP’nin kurultayının ülkenin AKP-MHP ittifakı tarafından “tek parti tek adam rejimine” sürüklendiği bir dönemde yapılması, bu kurultayı demokrasi güçleri için de önemli hale getirmiştir.

KURULTAYDA ‘ORTAK MÜCADELE’ KAYGISI YOKTU

Bu açıdan bakıldığında gerek yeniden Genel Başkan seçilen Kılıçdaroğlu, gerekse bu vesileyle medyada görüşlerini ifade eden CHP sözcüleri, Erdoğan-AKP yönetiminin, Türkiye’yi Ortadoğu batağına çeken politikalarına karşı yeni bir şey söylemedi. Dolayısıyla Kurultayın teması olarak öne çıkarılan “Cesaret ve Adalet” de gök kubbede hoş bir sada olarak asılı kaldı.

Çünkü içinden geçilen süreçte, CHP’nin de içinde olduğu Türkiye’nin ilerici demokratik güçlerinin birbiriyle sıkıca bağlanan iki soruya yanıt vermesi gerekiyor.

1) Erdoğan-AKP yönetiminin, kendi iktidarını ayakta tutmak ve tek adam rejimini hayata geçirmek üzere biçimlendirilen asker ve polis operasyonlarıyla sürdürülen dış ve iç politikadaki girişimlerinin önü nasıl kesilecek?

2) 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1 nasıl bir araya getirilecek?

Bu köşenin okurlarının açıkça görebileceği gibi, her iki sorunun da yanıtında kritik nokta CHP’nin Kürt sorunu karşısındaki tutumu ve AKP-MHP milliyetçiliğinin yedeğine düşüp düşmeyeceğidir.

SORULAR AÇIK AMA YANITI CHP’NİN GÜNDEMİNDE DEĞİL

Çünkü gerek “tek parti tek adam rejimi” doğrultusunda, bütün dönemi kapsayacak mücadelede gerekse Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürtlerin ve ilerici demokrat güçlerle CHP’nin ortak mücadele çizgisinde birleşmesi çok önemlidir. Ne var ki, CHP kurultayında Erdoğan-AKP yönetiminin, CHP’nin Kürt fobisi ve CHP’yi, kendileriyle milliyetçilik yarışına sokarak yedeklemeyi başarmasının üstünden atlanarak, retorik düzeyinde bir AKP ve Erdoğan karşıtlığı üstünden gerçek sorunların üstü örtülmüştür.

Nitekim gerek Irak ve Suriye’ye asker gönderme tezkeresinde gerekse HDP’li vekillerin cezaevine atılmasına varan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması kararında Erdoğan-AKP iktidarına destek vererek, onların tek adam rejimi doğrultusundaki girişimlerine ciddi bir dayanak sunulmuştur.

Dahası, “Kürtlerle yan yana görünmekten bile korkarak” AKP’nin yedeğine düşen, AKP-MHP ittifakı ile milliyetçilik yarışına girerek (En son Afrin operasyonu, Süleyman Şah Türbesi ve Ege Adaları tartışmalarında olduğu gibi) yumuşak karnını daha da yumuşatan CHP, muhalefetini iyice zayıflatmıştır.

Muhalefetinin etkisizleşmesini AKP ile yüksek volümlü bir “ağız dalaşı”yla kapatmak istemesi de elbette, medyayı büyük ölçüde elinde tutan AKP’nin değirmenine su taşımanın ötesinde bir işe yaramamıştır.

KURULTAYDA CESARET İSTEYEN KONULAR HİÇ GÜNDEME GELMEDİ

Ne var ki, CHP kurultayında, bu “yumuşak karnı” kapatarak AKP’nin manevra alanını daraltacak kararlar almadığı gibi, AKP-MHP ittifakıyla milliyetçilik yarışına devam edeceğini gösteren, dahası Kürt sorununu tam da AKP’nin istediği gibi, “terörle mücadele”yle sınırlayan tutumunda ısrar edeceğini gösteren bir söylem kullanmıştır.

Kısacası CHP’nin 36. Olağan Kurultayından Türkiye’nin demokrasi güçlerinin beklediği (belki de “dilediği” demek daha doğru), MHP-AKP ittifakının kullandığı “yumuşak karnını” kapatmasıydı. Ancak Kurultayda açıkça görüldü ki CHP, bu konuda bırakalım ciddi adım atmayı sözel düzeyde bile bir özeleştiri yapmaya “cesaret” edemedi.

Bunu CHP içindeki milliyetçi kanadın sözcüsü olarak gösterilen Muharrem İnce’nin(*) yapması da belki bu kurultayın en ilginç yanıydı.  

Bu yüzden de “Cesaret ve Adalet” temasıyla toplanan CHP kurultayı, bugünkü koşullarda kritik önemdeki “Kürt sorunu” ve “milliyetçilik” konularında, “Cesaret ve Adalet”in çağrıştırdığı tutumu alamayarak, tamamlanmıştır.

Kurultay dün gazetemizde ifade edildiği gibi “olağanüstü dönemde yapılmış olağan bir kurultay” olarak, siyasi tarihteki yerini almıştır.

Mücadele çizgisini yenileme konusunda bir şey söylemeyen kurultayın “sahada” bir rüzgar yaratıp yaratmadığını da önümüzdeki günlerde göreceğiz.

(*) Muharrem İnce, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında CHP’nin AKP ve MHP’ye desteğini eleştirerek, CHP yönetiminin “Kürtlerle yan yana görünme korkusuna” dikkat çekti ve kurultayın “Cesaret ve Adalet” temasına uygun davrandı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...