Milli güvenlik suçuna bak: 70 bin TL’nin 700 TL’sini istemek

İrili ufaklı...
Büyük küçük...
Neredeyse tüm patron örgütlerinden destek açıklaması geldi: Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nı, iş dünyası olarak destekliyoruz.
Açıklamalara bakılırsa patronlar pek milli(!)
Öte yandan...
Metal grevi yine yasaklandı!
Gerekçisi malum: Milli güvenlik!
İşçilerden, ‘grev yasağını tanımıyoruz’ açıklaması geldi.
Görünüşe göre işçiler gayri milli(!)
Biraz tuhaf değil mi?

GÖRÜNÜŞTEN GERÇEĞE DÖNELİM!

İstanbul Sanayi Odası her yıl Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi firmasını açıklıyor.
Listede yer alanların 200’e yakını metal işkolunda!
Metal işkolunda kâr oranları, ilk 500 firma içinde yer alan diğer firmalara göre, oldukça yüksek.
Örneğin Arçelik.
2017 yılının ilk 9 aylık döneminde...
1 milyar 183 milyon 450 bin TL net kâr açıkladı.
Arçelik’in 17 bin ücretli çalışanı var.
Bu da demektir ki...
Arçelik işçi başına 70 bin liradan fazla kâr elde etmiş.
İşte başka bir örnek; Baymak.
2016 yılını vergisi ödenmiş şekilde 44 milyon kâr ile kapatmıştı. 600 çalışanı olan Baymak, işçi başına 75 bin TL kâr elde etmişti.
Geçen yıl da aynı performansını sürdürdü.
Mesela İÇDAŞ...
2016’da işçi başına yıllık 95 bin lira kâr elde etmiş.
Otomotivi tutabilene aşk olsun!
Geçen 1 milyon barajını aşarak...
Üretim rekorunu kıran otomotiv sektöründe kârlar da rekor kırdı.
Misal Ford.
Geçen yılı 750 milyon lira civarında kâr ile kapatması bekleniyor. 10 bin ücretli çalışanı var. Demek ki işçi başına 75 bin TL kâr elde ederek yılı kapatacak.
Görüldüğü gibi iş işçinin yarattığı değeri paylaşmaya gelince kardeşlik yok.
Ortak duygu yok!

AVRUPA’NIN İTİLMİŞİ KİM?

Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından hazırlanan...
‘Metal İşçisinin Gerçeği’ başlıklı raporuna göre...
Türkiye’deki metal işçileri Avrupalı meslektaşlarına göre çok ucuz çalışıyor.
Avrupa’da metal işçisinin işverene saat maliyeti ortalama 33 Avro.
Türkiye’de ise sadece 2.58 Avro.
Onda biri bile değil!
Üstelik...
Ucuz olduğu kadar Avrupalı metal işçilerine göre çok daha kötü koşullarda çalışıyorlar. Ülkemizde metal işçisi için hasta olmak bile lüks!
Metal işçileri, OECD verilerine göre, hastalık nedeniyle yılda yalnız 3.2 gün işe gitmiyor.
Bu rakam Avrupa’da ortalama 7-8 gün.
Meksika’da 27.6 güne kadar çıkıyor.
En az hastalık izninin Türkiye’de olması... En sağlıklı işçinin Türkiye’de olmasıyla ilgili değil. Türkiye’de işçi hasta olsa bile işe gitmek zorunda!
Çalıştırılırken en insani ihtiyaçları bile görmezden gelinen işçiye şimdi ‘birlik’ edebiyatı yapılıyor.

İŞÇİ MİLLİ GÜVENLİĞİ TEHDİT Mİ EDİYOR?

İşçi ne istiyor?
Metal sektöründe örgütlü sendikalardan Birleşik Metal-İş’in istediğini şöyle özetliyor: “İkramiye dahil yaklaşık 2145 TL olan ücretimize, ilk altı ay için, net 695 TL zam”.
Şimdi soralım: İşçi başına 70 bin lira kardan 700 TL istemek suç mu? Patrona ettirdiğin kârın yüzde 1’ni talep etmek mi milli güvenliği tehdit ediyor?
‘Yok talep değil, grev tehdit ediyor’ diyorsanız...
Biz de o zaman tekrar soralım: “Madem grev tehdit... ‘Milli duruş’ açıklaması yapan patronlar niye, ‘güvenlik tehdit altına girmesin’ düşüncesiyle, ‘işçinin istediğini verelim yeter ki grev olmasın’ demiyorlar?”
Zarar mı ederler?
Asla!
Kişi başına 75 bin lira kâr elde eden Ford’u ele alalım.
İşçi başına ücretlere aylık 1000 lira zam yapsa... Zammın yıllık tutarı 120 milyonu bulur.
Bu da firmanın 750 milyona ulaşan kârını 630 milyona düşürür.
Ford bu durumda işçi başına  75 bin değil 63 bin lira kâr elde eder.
Görüldüğü üzere...
1000 TL’lik zamdan sonra da çok fazla bir şey değişmez, yüksek kârlılık sürer.
Bilançolar devasa kârlara işaret ediyor.
Sektörde işçi başına, büyüklüklerine göre 40 bin, 50 bin, 75 bin, 100 bin, 150 bin lira kâr elde eden firmalar var.
Patronlar işçi başına 60 bin değil de 50 bin lira kazanınca sanki ‘zarar edeceklermiş’ gibi bir hava estiriyorlar.
Oysa rakamlar...
Patronların, işçilerin tüm talebini kabul etseler bile, fedakarlık etmiş dahi sayılamayacaklarını gösteriyor.

PATRON TUTUMU: ÖNÜ TEPKİ ARKASI TİCARET!

Kâr neredeyse oraya uçan patronlar, ‘milli duruş’ söylemini de hiç eksik etmiyorlar.
Hükümetin etrafında kenetlenen sermayedarların örgütü MÜSİAD...
Aile Bakanı Betül Kaya’yı ülkesine almayan Hollanda’ya ağır hakaretler savrulurken... Hükümete destek verdi.
Hemen ardından Hollanda’da üç şube açılışı yaptı.
Hollanda’daki  şube sayısını 4’e çıkardı.
Patronların milli duruşu böyle işte! Önde tepki koyarken, zerrece fedakarlık yapmayan, çıkarlarından asla taviz vermeyen bir tutum.
‘Milli güvenlik’ hep işçiye yani!
Hükümetin iradesi de bu yönde.
Grevi yasaklayarak patronların elini güçlendiren hükümetin eli, hep patronlardan yana!
2015 yılında da metal işçilerinin grevi yasaklanmıştı.
Her birinin işletmesi takır takır çalışıyordu.
Her birinin kârı muazzam bir şekilde artıyordu.
Her biri metal sektöründeki patronların örgütü MESS’in üyesiydi.
Hiç de acınacak halleri yoktu ama hükümet yine de onlara yardım elini uzatmıştı.
Ortada ne savaş ne de operasyon vardı... Ama grev ‘milli güvenlik’ gerekçesi ile yasaklanmıştı.
Milli güvenlik işin mazereti!
Şimdi de...
Milli güvenliği tehdit edecek bir durum yok ortada!
Muhafazakar iktidarın kâr muhafızlığı var sadece!

SURİYELİ İŞÇİLERİN DOSTU TUTUKLANDI!

İstanbul İkitelli’de...
On binlerce Suriyeli işçinin köle gibi çalıştırılmasına karşı mücadele eden...
Onların Türkiyeli ve diğer milliyetlerden işçi kardeşleriyle aynı hakka sahip olması için...
Gerektiğinde Arapça bildiriler dağıtan...
Gerektiğinde onları evlerinde ziyarete giden...
Suriyeli işçilerin dostu...
Neslihan Karyemez tutuklandı.
Savaşın açtığı onca yarayı, bizzat Suriyelilerden dinlemiş biri olarak...
Asla sessiz kalamayacağı için...
4.5 aylık hamileliliğine aldırmadan...
Barış bildirisi dağıttığı için!
İktidarın, “Suriye’de, Suriyeliler için, oraların aslı sahipleri için operasyon yapıyoruz” dediği bir ülkede...
Suriyeli işçilerin dostu Neslihan tutuklandı!
Türkiye işte: Hak isteyen işçi milli güvenliğe tehdit, barış isteyen işçi dostu suçlu(!)