23 Ocak 2018 00:57

Erken seçim başarısı için savaşa...

Erken seçim başarısı için savaşa...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Afrin’e bir harekatın “fazla büyük bir macera” olacağını söylemiştik. Görülüyor ki, maceraperestlerimiz az değil. Hatta Afrin operasyonu üzerinde oluşan geniş duygu birliğine bakılırsa “millet”çe maceraperestiz. Orta Asya’dan buraya savaşçı bir milletiz! Barış dururken, savaşa iştiyakla alkışlar, dualar eşliğinde güle oynaya gidiyoruz.

Nereye gidiyoruz? Sanıyoruz ki, sadece Afrin’e. Hayır! Başı belli değil, sonu belli değil. Girilen yer, Ortadoğu. “Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete”!

Başbakan “ülkemizin beka meselesi” diyor. Ama ilave ediyor: “Afrin’de 8-10 bin terörist var.” Sonra da “Biz büyük ülkeyiz”! Hem ülkenin bekasını 8-10 bin kişiye bağlayacaksın, hem büyük ülke olacaksın -”Atma Recep din kardeşiyiz” derler adama! Ya da Perinçek Afrin’de “vatan savaşı”ndan söz açıyor. Vatan ya da kurtuluş savaşı oysa, vatanda verilir, başkasının vatanında değil! Suriye kimin vatanı?

Afrin Savaşı kime karşı? “PKK/PYD’ye ve (eklenerek) DEAŞ’a karşı” deniyor. “Batı medyası çarpıtıyor” başlığıyla Y. Şafak, “Türkiye’nin DEAŞ ve PYD/’ PKK’ya yönelik Afrin operasyonu, ‘Suriye Kürtlerine karşı kara harekatı başlatıldı’ şeklinde kitleleri tahrik edecek üsluplarla verildi” diye yazıyor. Hangisi doğru? Kim yönetiyor olursa olsun, PYD ya da bir başkası, Suriye Kürtleri kendi kaderlerini tayin etmeye karar verip bir kanton olarak örgütleniyorlar. Kim karışabilir?! Silahla müdahale edildiğinde, kime müdahale edilmiş olur? Diyelim bir silahlı kuvvet, örneğin ABD ordusu, Türkiye’ye müdahale etse, AKP’ye mi müdahale etti diyeceğiz, Türkiye’ye mi? Kimse lafı gevelemesin!

Yönetimlerin hiç mi önemi yok, peki? Olmaz mı? Harekatı ya da savunmayı, I. Dünya Savaşı’nın sonundaki İngiliz ve Yunan vb. işgal döneminde hain Sultan Vahdettin’in yaptığı gibi bırakıp kaçmamış veya işgalciyle uzlaşmamışsa, ülke yönetimleri kararlaştırır. Afrin Harekatını, Türk milleti değil, ama onun adına olduğunu ileri sürerek, Erdoğan-AKP yönetimi kararlaştırmıştır.

Bu arada CHP’ye bir çift söz: Kılıçdaroğlu Almanya Wuppertal’da, Sözcü Tezcan Türkiye’de harekata destek açıkladılar: “Şanlı ordumuz önemli bir harekata girişmiştir. Harekata desteğimiz tamdır. Allah milletimize de askerimize de yardımcı olsun.” Harekatı şüphesiz TSK yürütüyor. Ama karar vericinin TSK olmadığını herkes biliyor. Erdoğan, bir haftadır dozunu yükselterek, harekatın gelmekte olduğunu bildirmiş, kararını o vermiş, başladığını da o açıklamıştır. CHP, orduyla “millet”in arkasına “sığınarak” “tam destek” verdiğinin, Suriye’ye, özellikle kuzey Suriye’ye yönelik Erdoğan-AKP politikası olduğunu herhalde gizleyemez. Hemen şu soru gündeme gelir: Bu nasıl AKP’yle, adaletsizlikleriyle tek adam-tek parti rejimiyle mücadeledir? Milliyetçilikte ondan aşağı kalmadan ve şoven baskılardan ürkerek, dış politikada ülke ve halkını içinden çıkılmaz belalara sardıran bu maceracılıkla mücadele etmeden, nasıl şimdiden “Karşı çıkanı ezerim” uygulamasına giren Erdoğan-AKP rejiminin karşısına dikileceksiniz? Karşıyım dediğinizde nasıl inandırıcı olacaksınız?

Eğer sorun kimilerinin iddia ettikleri gibi “beka sorunu” ya da “vatan savaşı” değilse, nedir o zaman? Erdoğan-AKP yönetimi Afrin operasyonu neden başlatmıştır? Bir neden, “Misakımilli”den güç almaya çalışıp “Osmanlı bakiyesi” topraklarda yayılmaktır. Yayılmacılıktır. İkincisi, Erdoğan-AKP yönetimi zora baş vurmadan, savaşsız devam edemez noktaya varmıştır. Anketlerde “tarafsızlar” dağıtıldığında bile yüzde 40’ları ancak aşacak pozisyona gerilemiştir. İşçilerle emekçilerin yoğunlaşan sömürüsü ve ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarıyla adaletsizlikler ve zor AKP’yi yolunun sonuna getirmektedir. Ve bozulma eğilimindeki ekonomik durum, AKP ve taban desteği bakımından, giderek durumu iyileştirmeyecek ama kötüleştirecektir. Seneye ise Erdoğan rejiminin kritik bir başkanlık seçimi var. Ve bir süredir “erken seçim” senaryolarının ortalıkta uçuştuğu biliniyor.

“Beka” ya da “vatan” meselesi değil, ama kışkırtılmış şovenizmin getirileriyle gidilecek bir “seçim” akla yakın duruyor. CHP’nin takıldığı, bir “erken seçim” kervanı gibi görünüyor!

İslam’ın İslam’ı fethini hangi kitapta buldu, bilinmez, ama Diyanetin “Fetih Suresi” dualarıyla desteklediği, öyle anlaşılıyor ki, AKP hükümranlığının devamı. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...