10 Ocak 2018 00:15

OHAL’e karşı mücadeleyi yerellere taşımak için mücadeleye!

OHAL’e karşı mücadeleyi yerellere taşımak için mücadeleye!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önceki gün yapılan 2018’in ilk Bakanlar Kurulu toplantısının Türkiye’nin halklarına hediyesi “OHAL’in 3 ay daha uzatılması” oldu.
Başbakan ve bakanların 20 Temmuz 2016’da OHAL ilk ilan edildiğinde, “Üç ay bile sürmez, belki 45 günde kaldırırız” diye ilan edilen OHAL’i Hükümet, “altıncı kez” uzatma kararı verdi.

Bir kez daha ve açıkça görüldü ki; sendikalar ve emek örgütlerinden çeşitli patron örgütlerine, AKP-MHP dışındaki siyasi parti ve çevrelerden aydın ve demokrat çevrelere kadar çok geniş bir kesimden gelen “OHAL kaldırılsın” çağrılarına Hükümetin kulakları kapalı. Ve AKP Hükümeti OHAL’in sürdürülmesinde kararlı.

Çünkü Bahçeli’nin de “yüksek” katkısıyla, “OHAL’siz  Türkiye yönetilemez” diyen bir çizgiden siyaseti motive eden Erdoğan, ülkeyi KHK’lerle yönetmeyi tercih etmeye devam ediyor. 

‘YUKARIDAN’ YAPILAN ÇAĞRILAR ETKİSİZ KALIYOR 

Öte yandan, uzunca bir zamandan beri DİB-DİSK-KESK-TMMOB-TTB ve çeşitli siyasi parti ve çevrelerden “OHAL’in kaldırılması ve KHK’lerin geri çekilmesi” amacıyla ortak br mücadele hattı oluşturulmaya çalışılıyor. Dahası merkezi ve yerel düzeyde de “OHAL’e hayır” diyen eylemler eksik olmuyor. Ayrıca OHAL’e karşı olan çevrelerin sözcüleri, her platformda “Ortak mücadelenin önemi ve gerektiği”nden ve “Mutlaka birleşmek gerektiği”nden söz ediyorlar. Ne var ki bu sözlerin gerektirdiği tutumu “sahada” göremiyoruz. 

Bu köşeden çok yazıldı ama bu vesileyle bir kez daha, gelinen aşamada şu saptamaları yapabiliriz:

- Erdoğan ve Hükümetinin, kendi gönlüyle OHAL’i kaldırmaya niyeti yoktur ve OHAL Yasası’na dayanarak çıkarılan KHK’lerle ülkeyi yönetme konforunu sürmeyi tercih etmiştir.

- OHAL’in “15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı tahribatı tamir etme” iddiası çoktan geride kalmıştır ve bugün asıl olarak OHAL “tek adam rejimi”nin inşasının bir aleti olarak kullanılmaktadır.

- OHAL’e karşı mücadele, çeşitli emek örgütleri ve siyasi çevreler arasındaki üst düzey görüşmeleri ve yukarıdan yapılan kampanya çağrılarıyla sınırlı kaldığında; yığınların katıldığı etkili bir mücadele yapma imkanı son derece sınırlı kalmaktadır. 

BURSA DEMOKRASİ GÜÇLERİNDEN ÖRNEK GİRİŞİM

OHAL’e karşı kampanyalar, herkesin kendi başına da olsa girişimler yapması, eylem ve etkinlikler düzenlemesi elbette ki önemlidir. Ama şu da bir gerçek ki; “merkezi girişimlerle sınırlı” ilan edilen kampanyalar ve “yukarıdan” yapılan çağrıların, yığınların ana kitlesini mücadeleye çeken sonuçlar doğurmadığı çok açıktır. Nitekim bu tip girişimlerin, sadece örgütlerin yöneticileri ve en yakın çevresinin katılımıyla sınırlı kaldığı da geçen aylar içinde görülmüştür. Bu yüzden de; önemli olan sadece kampanyalar ilan etmek değil; kampanyaların yığınları mücadeleye çekecek tarzda ele alınmasıdır. Ki OHAL’in kaldırılmasına yönelik talepleri savunacak kitlelerin siyaset alanına çekilmesinin yolu da buradan geçmektedir. 

Bu açıdan dün gazetemizin sürmanşetinde yer alan Bursa Demokrasi Güçlerinin(*) “OHAL kaldırılsın, KHK’ler geri çekilsin” kampanyası elbette ki önemlidir. Muhabirimiz Uğur Ökdemir’in Bursa Demokrasi Güçleri yürütmesinde yer alan CHP Bursa İl Sekreteri Muharrem Or ve Emek Partisi İl Başkanı Hasan Özaydın’la konuşarak yaptığı haber de bu bakımdan dikkat çekici ve önemlidir.

Çünkü bu girişim, Bursa’da yapılanların diğer kentlerde de yapılabileceğini gösterdiği gibi “merkezden beklemeden” de “OHAL’e karşı mücadele”nin örgütlenebileceğini göstermiştir. Bu girişim ayrıca, haberden de anlaşıldığı ve Bursa yürütmesinden Or ve Özaydın’ın işaret ettiği üzere (Daha önce Balıkesir ve İzmir’de biraz değişik de olsa yerel güç birliği örneklerini görmüştük) hem ilçelere hem de ülke sathına yayılacak bir esnekliğe de sahiptir.

GÜNÜN GÖREVİ; YEREL GÜÇLERİN ÖRGÜTLENMESİ 

Gelinen aşamada ve OHAL’in “tek parti tek adam rejimi” inşasının aletine dönüştürüldüğü koşullarda; 

1) Mücadelenin yerelleşmesi, dolayısıyla yığınlara daha yakın mücadele merkezleri oluşturulması,

2) Mücadelenin ülke sathına doğru yaygınlaştırılması,

3) Somut eylem programları çıkarılıp bunların hayata geçirilmesi için somut görevler saptanması,

4) Merkezi olarak yapılan kampanya girişimlerinin yerellerdeki girişimlerle baskı altına alınarak “sekterlik”, “benmerkezcilik”, “grupçuluk”,... gibi ortak mücadeleyi önleyen eğilimlerin aşılması; tedricen de olsa merkezileşme amaçlı adımlar atılması için önemlidir. 

Kısacası günün görevi; illerde, ilçelerde, emekçi semtlerinde, işletmelerde; “OHAL kaldırılsın, KHK’ler geri çekilsin” diyen her çevre ve kişiyi birleştirecek bir mücadele hattına girilmesi için gerekli girişimlerin yapılmasıdır.

Bu aynı zamanda “tek parti tek adam rejimi” girişimlerini püskürtecek mücadele için de yeni bir adım olacaktır.   

(*) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 45 kurumun bir araya gelerek kurduğu Bursa Demokratik Güçleri, kurulduğu günden bugüne yerel ve ülke sorunlarıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. İçinde sendikaların, odaların, dernek ve siyasi partilerin yer aldığı Bursa Demokrasi Güçlerinin ülkenin OHAL ve KHK’lerle yönetilmesine karşı çıkmak için ocak ayı itibariyle “OHAL kaldırılsın KHK’ler iptal edilsin” kampanyası başlattığı dün gazetemizde yer almıştı:

İlgili habere erişmek için tıklayınız

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...