31 Aralık 2017 01:09

2019'un asgari ücret mücadelesini bugünden tartışmak!

2019'un asgari ücret mücadelesini bugünden tartışmak!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Asgari ücreti tespit” oyunu, bu yıl da sonuna kadar sürdü.

Patron tarafının, “Asgari ücret 1404 TL olarak kalsın”, Türk-iş’in, TÜİK’in “asgari geçim standardı” olarak, “1893 TL olsun” dediği, Hükümetin de iki tarafı uzlaştırma rolünü üslendiği oyun, geçtiğimiz cuma günü sonuçlandı.

Ve 2018 yılı için asgari ücret net 1603 TL olarak belirlendi!

Asgari ücretliye günlük 6 lira 6 kuruş zam anlamına gelen bu artış, 4 kişilik bir aile bir yana, TÜİK tarafından açıklanan bir işçinin aylık asgari harcamaları olan 1893 liranın bile altında kaldı.

ASGARİ ÜCRET ‘4 KİŞİLİK AİLENİN GEÇİM MASRAFI’ OLMALI

Elbette burada belirtmek gerekir ki; asgari ücretin dört kişilik bir işçi ailesinin değil sadece “Çalışan kişinin asgari ücreti” olarak belirlenmesi bir çelişkidir. Hele de Cumhurbaşkanından başlayarak AKP önde gelenlerinin işçiyle “üç çocuk, yetmez, dört, o da yetmez beş...çocuk!” diye slogan haykırdıkları bir dönemde! Türkiye’de iş asgari ücretin belirlenmesine gelince asgari ücret, bir kişinin “asgari geçim masrafı” olarak tarif edilmektedir. Ki, her yıl olduğu gibi bu yıl da asgari ücret, TÜİK’in bir işçi için hesapladığı “asgari geçim standardı”nın altında (TÜİK’in hesabına göre, “bir işçinin asgari geçim standardı”nın altında) kalmıştır.

Evet, asgari ücret ülkemizde, “Asgari Ücret Komisyonu”nda sahnelenen bir “oyun” olarak cereyan etmektedir. Komisyonun, yıllardır oynadığı bu oyunun sonucunda asgari ücret, daha önce izleyen herkesin tahmin ettiği gibi, bu yıl da patronların ve Hükümetin ittifakı ile belirlendi. Arkasına işçilerin gücünü almayan Türk-İş’in Asgari Ücret Komisyonuna verdiği üyeler ise bu oyuna “meşruiyet” sağlamanın ötesinde bir etkiye sahip olmadılar.

BU OYUN BOZULMADIKÇA SONUÇ DA DEĞİŞMEYECEKTİR 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu; resmiyette patronlar, hükümet ve Türk-İş’in belirlediği 5’er üyeden oluşuyor ve “çoğunluk”la karar veriyor. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da hükümet ve patronları temsil eden 10 üye “Asgari ücret 1603 lira olsun” dedi ve asgari ücret, komisyona Türk-İş’in verdiği 5 üyenin muhalefetine karşın belirlendi.

Böylece 2017’deki asgari ücret 199 TL artırılmış oldu!

Ancak burada şunu belirtelim ki; bu 1603 TL’nin 100 TL’lik bölümü Hükümet tarafından ödenmektedir ki; bu da aslında işçiden alınan vergilerden işçiye 100 TL verilmesi demektir. Yani patronlar için asgari ücret, 1503 TL’dir!

Eğer asgari ücret; böyle bir komisyon tarafından belirlendiği ve işçilerin, pratikte de sendikaların asgari ücret karşısındaki aymazlıkları devam ettiği sürece, önümüzdeki yıllarda da patronların ve hükümetin istediği düzeyde belirlenmeye devam edecektir.

Gazetemizde (bu köşeden de) defalarca belirtildiği gibi; işçiler, somut güçleriyle, yeri geldiğinde de “Greve de gitmeye” kadar varan somut eylemleriyle asgari ücret mücadelesine girmedikçe, bu oyunun sona ermesi olanaklı değildir.

İŞÇİ TEMSİLCİLERİNİN ARKASINDA ‘İŞÇİ GÜCÜ’ YOKTUR 

Çünkü sorun patronların ve hükümetin işçilerin yaşama koşullarını bilmemesinden değil; doğrudan sınıf çıkarlarının gereği olarak asgari ücreti ele almalarındandır. Bu yüzden de sonucu patron ve hükümet temsilcilerinin ittifakı belirlemekte, dolayısıyla bir ay boyunca yapılan bütün tartışmalar boş laf, gevezelik olmayı aşmamaktadır.

Nitekim, asgari ücret için Türk-İş’in, 1893 TL, DİSK’in ise 2 bin 300 TL’lik bir teklif sunmalarının, sonuca hiç bir katkısı olmamıştır. Çünkü ne hükümet ne de patronlar, arkalarında bir işçi gücü olmadığını bildikleri işçi sendikalarının konfederasyonlarının ne dediğini, ne istediğini umursamamıştır. Tıpkı şimdi, Türk-İş ve Hak-İş başkanlarının; “Bu asgari ücreti kabul etmiyoruz!” demelerini umursamadıkları gibi!  

Çünkü; işçilerin gücünü arkasına almayan işçi temsilcilerinin komisyonda bir gücü yoktur. Patronların temsilcileri ve hükümet temsilcileri de komisyonda kendi yetenekleriyle değil arkasına sermayenin gücünü aldıkları için güçlüdürler.

BU OYUNU İŞÇİLERİN DEVREYE GİRMESİ BOZAR

Elbette ki burada asıl sorun; sendikaların tıpkı diğer meselelerde olduğu gibi asgari ücret mücadelesinde, işçilerin gücünü ortaya koymak yerine patronları ve hükümet temsilcilerini tartışarak ikna etmeyi esas almış olmasıdır. 

Bu yüzden eğer bugün asgari ücret üstünde bir şeyler yazılacak ya da konu çeşitli platformlarda tartışılacaksa (Ki bu mutlaka yapılmalıdır), öncelikle “patronlar ve hükümetlerinin çizdiği bu ‘fasit çember’den nasıl çıkarız; işçinin gücünü komisyonun karşısına (Patronlar ve hükümetin karşısına demek bu) nasıl dikeriz?” sorusuna yanıt aranmalıdır. 

Elbette bu konunun sadece lafta kalmasının da bir yararı yoktur. Asıl önemlisi bunun gerektirdiği çalışmayı yapmaktır.

Bu yüzden de asgari ücret az mı çok mu tartışmasını belki hükümetin ve patronların emek düşmanı politikalarını teşhir etmek için bugün de tartışabiliriz. Ama asıl olarak, örneğin 2019’da asgari ücreti işçilerin isteklerine yakın bir düzeyde nasıl elde ederiz tartışmasını yapmak durumundayız: Bugün olanlardan, oynanan oyundan gerekli dersleri çıkararak, “en büyük toplusözleşme” olan asgari ücret tespitini, gerçek bir toplusözleşme olarak ele alıp masaya işçilerin gücünü koyacak biçimde mücadeleye çekerek! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...