13 Aralık 2017 00:50

Nicelleştirilen insan ve sağlık

Nicelleştirilen insan ve sağlık

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Üniversite giriş sınavlarında ekseriyetin ‘sıfır çektiği’ bir ahvalde insanların giderek sayılar yolu ile tanımlandığı ahir zaman yolcularıyız. Bu salt bize özgü değil, dünyanın gidişatı da bu yönde. ‘Devlet aklı’ böyle işleyedursun bu işin bir de gönüllüleri / dünden razıları var.

Artık insanların anne / baba adları ile anıldığı günlerde değiliz. Aynı sınıfta “iki Mustafa’dan öğrenci olanının Kemal ikinci adı ile anılması” da tarihte kaldı. Artık T.C. numarası var.

Sigortalı çalışan iseniz SGK numaranız, esnaf iseniz vergi numaranız, hastanede protokol ve hasta takip numarası, meslek odalarında üye numarası adınızdan elzem artık. Denebilir ki başlarda robot üretiminde insan taklit ediliyordu; şimdilerde ise bizzat insan yapay zeka misali sayılarla tarif ediliyor; yani taklit edilen artık yapay zeka. 

Hastanede yatan bir hasta iseniz kimse sizi adınız soyadınız ile hatırlamıyor artık. Hastalar giderek yatak numaraları ile anılmaya başlandı. Misal 642 /2 ‘deki hastasınız artık, Ayşe ya da Mehmet değil. Ama hastaların sayısallaştırılması bundan ibaret değil. Eskiden hastalar aldığı tanı ile de anılır ve reçeteye işlenirdi. Şimdilerde ise reçete de hekim imzası da elektronik, yani sayısal. Üstelik artık hastalıklar bilgisayar yazılımı misali kodlara sahip. Misal üst solunum yolu iltihabı artık ‘J02.9’.

Telefon numarası sayısal, telefon frekansının olduğu lokasyon ve hatta aynı lokasyonda olan insanların muhtemel bir arada oluşları da sayısal. Buna adli merciler “teknik takip” demekte. Navigasyon sistemleri, arkadaşlara atılan konumlar... Artık adresler yakındaki önemli ve bilinir mekanlarla anılmıyor, telefona gönderilmiş konum belirliyor adresi. İşte bir sayısal daha!

Bunları reddetmek değil meramım. Ancak kendi öz takiplerini yapıp kayda düşenler için birkaç kelam etmekte yarar var. Kalp atım sayısından o günkü vücut ısısına, yiyip içtiklerinden kalori hesabı yapıp yetmedi tuvalet takibi yapmaya, o günkü adım sayısından çıkılan merdiven basamağına kayıt altına almaya neden gönüllü olur ve rutinleştirir insan? Bu yakın öz takip /sorgulama özünde ne “varoluşsal meselelerle yüzleşmeye” ne de “insan yaşamının sınırlılıklarını kabullenmeye” yarasa da, kitleler daha fazla bu girdabın gönüllüleri olmaya teşne şimdilerde. Aslında bu “risk toplumu” olarak da anılan bir ahvalde geleceğe dair önemli riskler de yaratmakta. Sağlık ve sosyal güvenlik özelinde güvencesizliği hızlandıracak bir eğilim bu. Yani gerek sağlık sistemi verileri gerekse kişilerin gönüllü öz takip kayıtları özelleştirme sürecindeki sağlık ve sosyal güvenlik başlıklarında bumerang misali zarar verebilir sahiplerine. İyice didik didik edilip bir anlamda görece iyi sayısallaştırılmış her yurttaş sorgulanmış yaşamları üzerinden güvencesizleştirilebilecek belki de bu yolla. İnsanların kendilerini sayılar aracılığı ile tanımladığı veya kurumların böyle arşivlediği bir ortamda Vonnegut’ın andığı biçimi ile “Sorgulanmış her bir yaşam da pekala değersiz olabilir”, öyle değil mi?

Daha birkaç yıl önce AKP Hükümetinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ülkedeki tüm yurttaşların kimlik ve sağlık verilerini özel bir şirkete satmıştı. Genel Sağlık Sigortasının (GSS) kapsamının daraltıldığı bir gelişme, yani sağlık ve sosyal güvenliğin piyasacı bir eğilimle özelleştirildiği bir dönemeçte özel sağlık sigortacılığı her bir öz takip verisini insanlardan daha fazla ek para almak için bumeranga çevirecektir kuşkusuz.

Sağlıklı bir yaşam için öz takip gönüllülüğü kayıt altına alındığında, her birimizi sayısallaştırarak yani “insanı nicelleştirerek” sağlığın daha da metalaştırılabileceği ihtimali yüksek yakın gelecekte her birimizi adeta ‘kendi celladımıza’ evirebilir.

Sağlıcakla kalın, sağlıklı olmak adına kendinizi asla sayılara hapsetmeyin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...