10 Aralık 2017 23:12

Erdoğan-AKP yönetiminin CHP operasyonu

Erdoğan-AKP yönetiminin CHP operasyonu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevden uzaklaştırılmasının ardından CHP’li 6 belediyeye daha müfettiş gönderildiği öne sürüldü. Bu belediyeler arasında Beşiktaş ve Şişli belediyeleri ile Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin de yer aldığı belirtiliyor. 

Müfettişlerin, “belediyelerin hizmet alımlarıyla ilgili iş ve işlemleri de inceleyeceği”, eğer bir “suç unsuru” bulunursa, belediye başkanları hakkında “suç duyurusu” yapılacağı bildiriliyor.

İlgezdi’nin görevden alınmasını protesto eden kalabalığa konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, görevden almayı “Haysiyet cellatlığı” olarak niteledi; “CHP’yi yıldırmak istiyorlar yılmayacağız!” diyerek tepki gösterdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AKP’li belediyelerde, “Metal yorgunluğu var” iddiasıyla belediye başkanlarını istifaya zorladığı dönemde; sıranın CHP’li belediyelerde olduğunu, eğer kimi belediye başkanlarını CHP istifa ettirmezse, İçişleri Bakanlığı’nın devreye sokacağını açıkça ifade etmişti. 

Ataşehir Belediye Başkanı İlgezdi’nin görevden alınması Erdoğan’ın söylediklerin hayata geçirilmesinin adımı olduğunu göstermektedir.

AKP’de Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanları ile diğer altı belediyede başkanının zorla istifa ettirilmesi elbette ki, sadece belediyelerde değil, AKP’nin içine yönelik Erdoğan operasyonunun bir paçasıydı. Çünkü böylece Erdoğan, partide; bir çırpıda milyonlarca oy alan başkanları, bir kaş göz işaretiyle görevden alabilen kişi olarak, AKP’nin “tek lideri” olduğu gibi, bundan böyle sözünün üstüne söz söyleyebilecek kimseyi partide barındırmayacağını da göstermiş oldu. Başka bir söyleyişle Erdoğan’ın AKP’li belediyelere yönelik operasyonu, AKP’nin Erdoğan’ın homojen partisi olarak, “tek adamın partisi”  olarak yeniden dizayn edilmesi operasyonuydu. Nitekim Erdoğan aynı dönemde, bir çok il örgütünü de görevden alarak, yerlerine kendine en yakın kişileri atayarak, AKP’nin “lider Erdoğan”ın partisi olmasının önündeki pürüzleri temizlemeyi amaçlamıştır. Ama biraz daha yakından baktığımızda; Erdoğan’ın sadece AKP içinde operasyon yapmadığını, aslında çok daha önceden MHP içinde bir operasyon yaptığını da görürüz. Yargıyı da devreye sokarak MHP içinde yapılan AKP operasyonuyla; bir yandan MHP barajın altına düşürülerek “AKP’ye mecbur” bir parti durumuna getirilmiştir. Böylece anayasayı değiştirecek bir güç edinen Erdoğan, 2019 seçimi için de bir “zoraki müttefik” edinmiştir.

Erdoğan ve AKP, yine HDP içinde bir operasyon yapmak üzere belediye başkanlarını görevden alarak, eş başkanlarını ve milletvekillerini tutuklatarak, Meclisin üçüncü partisinin, legal siyaset alanının dışına itilerek, etkisizleştirilmesi, hatta dağıtılması amaçlanmıştır. (Ancak HDP’ye yönelik operasyonda Erdoğan’ın istediği sonuçları aldığı söylenemez.)

Ataşehir Belediye Başkanı İlgezdi’nin görevden alınması ve diğer altı belediyeye daha müfettişler gönderilmesi, Erdoğan-AKP yönetimi için CHP’nin içine yönelik operasyonu başlattığı anlamına gelmektedir. 

Kuşkusuz ki burada amaç da CHP’nin yıldırılması, “Adalet Yürüyüşü”, “yolsuzluk ve rüşvet” skandalları ve öteki iç ve dış politika konularında CHP’nin “danışıklı muhalefet” çizgisine çekilmesidir. Böylece Erdoğan ana muhalefet partisini de elinin altında tutan, sadece AKP’nin değil “muhalefetin de lideri” durumuna gelmiş olacaktır! 

Burada Erdoğan ve arkasındaki güçlerin amacı; bir yandan AKP’yi tek adamın partisi olarak yeniden inşa ederken, öte yandan da muhalefeti de, sözcüğün sözlük anlamıyla “majestelerinin muhalefeti” olarak yeniden dizayn etmektir.

Aslına bakılırsa; “tek parti tek adam rejimi”nin arkasındaki  “siyasi proje”; tek partinin ve tek adam”ın sürekli iktidar olduğu, sayısı ne olursa olsun muhalefet partilerinin de etkisiz, hiçbir zaman iktidara alternatif olamayacak bir çizgide kaldığı bir siyasi düzendir.

İşte AKP bu “proje”yi hayata geçirmeye çalışmaktadır.

Bu alanda AKP’nin MHP’ye yönelik girişimi başarılı olmuştur.

AKP’nin HDP’ye yönelik girişimi ise, kendisi için astarı yüzünden pahalıya gelecek bir çatışmalı süreç olarak ilerlemektedir. 

CHP’ye yönelik Erdoğan-AKP saldırısının da başarılı olması ihtimali çok zayıftır. Tersine Erdoğan ve ekibi; CHP’yi ve demokrasi güçlerini bu saldırıdan daha da güçlenmiş olarak çıkaracak önemli dayanaklara sahiptir. 

Elbette ki Türkiye’nin demokrasi güçleri, üstlerine düşenleri yaparak, “tek parti tek adam rejimine” karşı olan güçleri birleştirip, Erdoğan-AKP güçlerinin karşısına dikmeyi başarırsa!

Burada da sorun AKP’nin ne yapacağından çok CHP ve HDP başta olmak üzere demokrasi mücadelesi içinde yer alan güçlerin ne yapacağıdır.

Bunun nasıl olacağı da demokrasi mücadelesiyle bağlantılı her platformda tartışılmaktadır ve hemen her tartışmada da; “güçleri birleştirmek ve geniş yığınları mücadeleye çekmek” sonucuna varılmış bulunulmaktadır. 

Şimdi böyle bir mücadeleni acil ve ertelenemez olduğu bilinciyle harekete geçme zamanıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...