10 Aralık 2017 00:00

'Muz, avokado, lahana cumhuriyetleri' meselesi (2)

'Muz, avokado, lahana cumhuriyetleri' meselesi (2)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Önceleri adı Fethullah, soyadı Gülen ya da yaygın lakabıyla “Hoca Efendi” diye bilinen T.C. kimlikli, namazında niyazında asla kusuru olmayan bir vatandaşımızın hayli zamandan beri saman altından su yürüterek hazırlayıp, akabinde de ülkemizin başına musallat ettiği tuhaf, tuhaf olduğu kadar da bugüne kadar milletçe hiç de alışık olmadığımız “sinsi” bir darbe ile “müşerref” olunca, feleğimizi şaşırdık...

Bir gece ansızın kapımızı çalan bu darbe girişiminin, veya nereden peydahlandığı şimdilk meçhul olan bu “huruç” hareketinin ilk andaki şaşkınlığının hemen ardından bunun “Allah’ın lütfu” olduğunu, dolayısıyla böylesine bir “bela”dan daha yolun başındayken kıl payı kurtulduğumuza şükrettik...

Bir zamanlar “Hoca Efendi” deyip neredeyse yere göğe sığdıramadığımız gibi, keza karşısında elpençe divan durup saygıda kusur etmediğimiz böylesine “muhterem” bir zatın, hinoğluhince hesaplarla tezgahladığı bir tufayla birdenbire karşılaşınca, tıpkı hiç ummadığı bir anda çenesine inen bir yumrukla bocalayan boksörler misali sendelememiz bittabii ki kaçınılmazdı...

Aslında cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren şu ya da bu vesilelerle neredeyse saat sarkacı dakikliğinde on yılda bir bazen “ihtilal”,  bazen “darbe” veya zaman zaman da “balans ayarı”, “e muhtıra” gibi adlar altında kapımızı çalıp, böylece zaten oldum olası tekleyip duran “demokrasi” çarkımızın bu tür zoraki “dayatmalar” nedeniyle giderek daha da fazla paslandığını gördüğümüz halde, bu sallapati gidişata kesin bir çözüm bulmak için gereken önlemleri zamanında almaktan yana her defasında hep yaya kaldığımız için bu “kaknem” tablolarla maalesef sık sık hem karşı karşıya kaldık, hem de her defasında milletçe bunun faturasını “kdv”siyle, “ötv”siyle ödeyip durduk...

Nitekim “apolet”li darbeler faslını atlattığımızı, gari ülkemizin sathında bu tür “illegal odaklar”ın devrinin çoktan kapandığını alay malay dillendirip bu bapta ahkam keserken, neden sonra bu kez de “Hoca Efendi”nin peşine takılıp onun “çömez”liğine soyunan asker, polis, vali, kaymakam, bürokrat, cümbür cemaat falan feşmekan derken saymakla bitmeyecek kadar kimi “hain”lerin, el ele vererek sahneye koydukları bu kanlı “senaryo” sonucunda; memleket bir bakıma harman yerine dönerken, bu arada ülkemizin oymalı kakmalı “sedef taht”ında on beş yıldan beri “taht” kurup oturan “muhterem devletlular”ımızın yanı sıra, keza yurdumuzun ali menfaatlerini gerek içimizdeki “gafil”lerden, gerekse dışardaki “düşman”larımızdan koruyup kollamak için havada uçan sineklerin, orada burada zıplayıp duran çekirgelerin, kara toprakların altını mesken tutan solucanların nabzından dahi haberdar olan, üstelik hepsi de bir diğerinden çok daha “milli” duygularla donatılmış bilumum “istihbarat” örgütlerimizin cemi cümlesi; bütün bu “dümen”ler tezgahlanırken, bütün bu “çorap”lar kapalı kapılar ardında milletimizin başına örülürken, acaba nerelerde, hangi havalarda saz çalıp türkü çığırıyorlardı ka yavrum?...

Merkebi kaybolmasın diye sağlam bir kazığa bağlamak yerine, işini Allah’a havale ettikten sonra dönüp geldiği yerde merkebini bulamayınca önce üzülen, ardından da Molla Nasrettin misali merkebini kazara da olsa bulunca, bu kez de sevinen bir toplum olduğumuz için mi, her defasında başımızı ağrıtan, canımızı acıtan bu tür olaylar karşısında önce ahlayıp vahlayıp, akabinde de bunu “Allah’ın lütfu” babında değerlendirip böylece “zararın neresinden dönersek kârdır” hesabıyla teselli bulurken, acaba bu tür tutarsız davranışlarımızın kökeninde yatan asıl “mesele”miz, tüm inkarcılığımıza rağmen belki de farkında olmadan bir muz, avokado ya da lahana cumhuriyeti olduğumuzun bir nevi kanıtıysa; ehh o zaman ört ki ölem Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...