05 Aralık 2017 00:32

Milli yalan… Milli iftira!..

Milli yalan… Milli iftira!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP lideri Kılıçdaroğlu, C. Bşk.’nın yakınlarının “vergi cenneti” bir adada (Man Adası) açtırılmış 1 poundluk hesaba milyonluk para transferleri yaptığını açıkladı. Belgeler gösterdi. Daha belgeleri görmeden “sahte” olduğunu biliverdiler. “Sahte”ydiler, ama, yine de bir şeylerin belgesiydiler. Lafı dolandırdı da dolandırdılar. Yakınlar yatırmamıştı, onların hesabına yatırılmıştı.. Şirket satışıydı.. Ticaretti.. Filan da filan! Doğru değildi, Kılıçdaroğlu’nun yalan söylediğini açıkladılar.

“Sahtecilik” iddiasıyla savunmada kalmadılar. En iyi savunma saldırıdır deyip karşı saldırıya geçtiler. En önemlisinin açıklamanın zamanlaması olduğunu söylüyorlardı. Kılıçdaroğlu, tam da Zarrab Amerikan mahkemesinde itirafçılığa başladığı sırada vergi kaçırma işini gündeme getirmişti. Vatana hıyanet etmekteydi, başkanlık ettiği ana muhalefet partisi değil, “Ana Hıyanet Partisi”ydi!

Neden öyleydi? Çünkü, Amerika yollarla köprüler ve hanlarla hamamlar yaparak büyüyen Türkiye’yi çekemiyor, önünü kesmeye çalışıyordu. 17-25 Aralık’ta denemiş, olmamış, 15 Temmuz’da bir daha denemiş, yine olmamıştı. Türkiye’yi büyütüp “milli” hedefleri doğrultusunda şaha kaldırtıp koşturtan AKP Hükümetini ve asıl başındaki yönlendirici durumundaki C.Bşk.’nı devirmeye uğraşıyor, kumpas üstüne kumpas kuruyordu. Dava, C.Bşk.’nın yakınlarının vergi kaçırması ve İran’a ambargo delinirken cümbür cemaat milyon milyon dolarlık rüşvetler alınması davası gibi görünüyordu, ama değildi! Ne yakınların ne de bakanların kişisel meselesi hiç değildi. Söz konusu olan, Zarrap’la düşüp kalkan, gemi falan alıp satan oğulların ve dolayısıyla babalarının kirli kişisel çıkarları değildi. Düpedüz memleket meselesiydi, mesele Türkiye meselesiydi! Türkiye konu olunca her şey teferruat olmaz mıydı? Neydi bu yalanlar dolanlar, sahte belgeler sallamalar, üstüne bir de itirafçının söylediklerine kulak vermeler?

‘FETÖ’ davalarında generaller itirafçılık yaparsa iyiydi. Suriye’de PYD’nin asıl gücünü oluşturduğu SGD’nin Eski Sözcüsü Talal Silo taraf değiştirip itirafçılığa başlarsa yine iyiydi. Ama bir zamanlar AKP bakanlarının “önüne yattığı”, şimdiki iki bakanın ödül verdiği, Türk bayrağı önünde açıklamalar yaptırılan Zarrab itirafçılık yaparsa kötüydü. Kötü ne kelime, vatana ihanetti! Üç kağıtçılığına, rüşvetçiliğine filan bakılmaz casus denip çıkılırdı işin içinden! Tabii ki CHP’nin sorusu haklı olurdu bu durumda: Hangi bilgileri vermişti Zarrap ve o verdiği bilgileri kimden almıştı? Rüşvetle aldığı bilgiler miydi? CIA’nın elinde çok sayıda ses kaydı olduğu söylenmekteydi. Zarrab kendisini de “yakarak”, “Doğru, bu benim sesim, bu da ‘o’nun” deyip onaylarsa delil kabul edilecekti. Ne yapardık? “Biz” tabii, Türkiye yani ne yapardı? O sesin sahibi değildi ki mesele, “Türkiye meselesi” idi! Velhasıl milli mesele ile uğraşıyorduk! Kim ki “Hayır, ne millisi, rüşvet ve vergi kaçırma meselesi” der, vatan haini olurdu!

Peki, Amerikalılar önünü arkasını hesaplamadan, babalarının hayrına, dürüst, hakkaniyetli bir mahkemede sıradan bir dava mı yürütüyorlar? Ancak alnında enayi yazan böyle düşünür. Amerika emperyalisttir. Kurtlar sofrasının baş köşesinde oturur. Tabii ki emperyalist hesapları vardır. Olmasa Amerika olmazdı.

Anlaşmazlığa düştüğü C.Bşk. ile ilgili hesapları da vardır. Tabii ki BOP eş başkanlığı günlerindeki gibi kendisine en ileriden bağlı, bir dediğini iki etmeyen bir C.Bşk. ve yönetim ister. Üstelik Türkiye’nin yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalamak, pazarından en yüksek kârı elde etmek peşinde olduğu da tartışmasızdır.

Sorun şuradadır ki, kenarından kurtlar sofrasına ilişme çabasındaki C.Bşk-AKP yönetimi, “Ben Osmanlıyım” deyu, Rusya ve Almanya’dan olduğu gibi, Amerika’dan da çok fazla şey istemiş ve sorun çıkmıştır. “Sen yenisin, dur hele..” denmiş, “Eyy.”le başlayan yanıtlar alınmıştır. Bir.. İki. Sonunda, evet, “düğme”ye basmışlardır. Ama hesap Türkiye’nin hesabı değildir; kişisel hesaptır, sözcülüğü yapılan -tüm devlet ihalelerini kapmış- açgözlülüğü yeni yetmeliğinden gelen, ihtirası boyundan büyük küçük bir sermaye grubunun hesabıdır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...