Korku ve söylentiyi yaşamak
Fotoğraf: Envato
Kıstırılmışlık duygusu umursamazlığı meşrulaştırmaya görsün, sessizliğin derinlerinde bir yerde, kalabalıkların iktidar sürümü söylentiyi gerçek gibi yaşadıkları toplumsal yaşam kesitinde olan bitene ‘Bana değmeden geçsin gitsin’ der olursunuz.
Korkunun çaktırmadan içe vurumudur bu hal. Kendimizi keşfetmemizi, kendimizi yaşamamızı engelleyen bir haldir.
Korku, kendi varlığımızı belirleyen duygu olmanın ötesine geçerek, toplumsal davranışın neredeyse hiç sorgulanmayan içgüdüsüne dönüştüğünde, özgürlüğün boyutları dar ve sığ bir siyasi anlayışın , kavrayışın, anlatımın çemberinde sıkışır kalır.
Korku özgürlüğün kurdudur.
Korku fark edilmeden toplumsallaştı mı, iktidar gücüne dönüşür ve kalabalıkları tasarlandığı gibi yönlendirmenin en etkin araçlarından biri olur.
Tehlike ve düşman söylentileriyle geliştirilen korku efekti, günümüzde, özgürlüksüz yaşamı özgürlük gerçeği gibi sunan iktidar söyleminin arka plan kulak tırmalayıcı gürültüsü olarak gürletiliyor.
Çıkarları ve isterleri uzlaşmaz gözüken çevreler, kendilerinden olmayanları umursamaz görünüyor, kamusal ya da siyasi konumlarının sağladığı otoriteyle iradelerini ‘sağlam’laştırarak, ‘milli’leştirerek tartışılmaz doğrular olarak sunuyorlar ve bu doğruları herkesin uyulması zorunlu kuralların kaynağı olarak kabul etmesini istiyorlar.
Kabulümüze sunulan bu ‘onların doğrusunu’ tartışamıyoruz, tartışırsak ‘karşı tarafın’ çıkarlarını ve isterlerini savunmakla suçlanıyoruz.
Özgürlükler alanında uzunca bir süredir böyle bir süreci yaşıyoruz.
Siyasi iktidar kendi anlayışını, ideolojisini, düşüncelerini, önerdiklerini Türkiye’yi toplumsal, siyasal ve ekonomik açıdan geliştirecek, hatta geliştirmiş ve geliştirmekte devam eden tek yol olarak görüyor ve bu yolu kalabalıklara sanki gerçekmiş gibi yaşatabilmenin tüm araçlarını oldukça başarılı kullanıyor;tek ses yazar, çizer, konuşur, uzman görüşü sunar, anlatır, söylenenleri yineler, en iyi tarih bilir, eksiksiz her şeyi en iyi bilir destekçiler korosu, destekçiler korosunun at oynattığı tekleşmiş bol medya alanları, siyasi iktidarın yeni somutluğunu eleştirenleri etkisizleştiren yargı biçimlenmesi, tehlike ve düşman sayılanları anında etkisizleştirebilen şiddet kullanma yetkisi olan güçler ve sözü edilmeden yapılandırılmış paragüçler… vd.
Siyasi iktidarın anlayışına, ideolojisine, önerdiklerine karşı çıkar görünen siyasi iktidar ana muhalefeti de siyasi iktidar politikalarını etkisizleştirmenin çözümlerini siyasi iktidara, ona karşı cephede yer alanların susturulması, özgürlüklerinin sınırlandırılması hatta kaldırılması konusunda omuz vermenin zavallılığında arıyor.
Çıkarları ve isterleri uzlaşmaz görünen çevrelerin özgürlüksüz kılma çabalarında birleşmelerinin kıstırılmışlığını yaşıyoruz.
Gerçekmiş gibi sunulan söylentiyi gerçekmiş gibi yaşamaya zorlanan, büyükçe bir bölümü de öyle yaşayan kalabalıklara karışmamız, onlar gibi olmamız isteniyor.
Korku özgürlüğün kurdu olmuş, özgürlüksüz kalmayı özgürlüğe açılan yolmuş gibi yaşamaya çağrılıyoruz.
Bir gün kalabalıklardan biri sesini yükseltecek ‘kral çıplak’ diye bağıracak ve kalabalıklar gerçeği yaşamadıklarının, söylentiyi gerçek gibi yaşadıklarının farkına varacaklar.
Korku, kendini yaşayabilmenin onurunu duyanların gerçekliğinde yok olacak.
Bir Osman Kavala yazısı da ben yazayım dedim.
- Yücel Sayman'ın eşinden veda notu 17 Aralık 2021 04:40
- Taburcu olmak/tezkere bırakmak 30 Ekim 2021 23:16
- YAE atışması üzerine 17 Ekim 2021 00:14
- Gülünç bile olmayan bilinçli davranışlar 12 Eylül 2021 00:12
- Makul ve makbul olmayan dilin yakın tarih serüveni 05 Eylül 2021 00:12
- Yıllara meydan okuyan kitap 22 Ağustos 2021 00:13
- Güvenlik/Özgürlük: Son aşamalara doğru 08 Ağustos 2021 00:12
- Sınırları aşan kitlesel hareketlilik 01 Ağustos 2021 00:12
- Yansımalar 27 Haziran 2021 00:30
- Yeşiller Partisi 13 Haziran 2021 00:15
- Yetilerimi kamulaştırmışlar!.. 06 Haziran 2021 00:50
- Şaşırtabildiklerimizden misiniz?.. 09 Mayıs 2021 00:02