Müftü nikahı
Fotoğraf: Envato
Nikah, aile birliği ile ilişkilendirilir ama sınıflı toplumlardan bu yana mal rejiminin bir unsurudur. Kadını erkeğin sahiplenmesini de ifade eder. Osmanlı’da ve İslam hukukunda erkekler cariyelerle nikahsız olarak birlikte olabilirler ve onlardan çocukları olduğunda, çocuk gayrimeşru değil, erkeğin resmi çocuğu olurdu. Erkeğin cariye ve eşlerinden olmayanlar da oğlu olabilirdi. Dini nikah ile kadının ailesi ile erkek arasında kurulan akrabalık ilişkisi ile çoğu zaman siyasi ve ekonomik ilişkiler de kurulurdu. Ayrıca başlık parası, evlenirken kadına verilen para, erkeğin kadını boşadığında verilecek tazminat parasal ilişkilerin bazıları idi. Nikah dini otorite tarafından kıyılırdı.
Burjuva devrimi, dini devlet işlerinden ve mülkiyet hukukuna dair işlerden dışarı attığı için, nikah komün (belediye) tarafından kıyılmaya başlandı. Dini otorite değil, dünyevi otorite, halkın iradesinin yerel temsilcisi kıyıyordu nikahı. Evlilik dışı çocukların tanınması ve mirastan pay alması hukuki prosedürle mümkün oluyordu. Miras açısından kadın ile erkek eşitleniyor, evlilik dışı ilişki zina sayılıyor ve hukuki yaptırımları oluyordu. Burjuva devrimi, feodal döneme göre kadın lehine hak kazanımlarına neden oldu.
Sosyalizmde ise evlilik kurumu mal rejiminin ve miras ilişkilerinin dışına adım adım çıkarılıyordu. Ve artık burada nikah bir durumu ifade ediyordu, birlikte yaşama iradesini gösteriyordu. Çiftler nikahsız birlikte yaşayabiliyor, yerel yönetimlerde törenle nikah kıydırabiliyor ya da nüfus müdürlüklerine birlikte beyanda bulunarak birlikte yaşadıklarını tescil ettirebiliyorlardı. AKP’nin müftülük nikah düzenlemesi ilerici ya da demokratik bir adım değildir. Böyle bir adım belediyelerin nikahlara yetişememesinden kaynaklanmıyor. Öyle olsa memur sayısı arttırılarak sorun çözülür. Dini inançların bir zorunluluğundan da kaynaklanmıyor. Çünkü, isteyen zaten dini nikah kıydırabiliyor. Dini nikahın resmi geçerlilik sağlaması amaçlanıyor ise; bu durumda, eşitlik kuralı nedeniyle, Sünni İslam dışındaki din ve mezheplerin de resmi nikah kıyabilme düzenlemesinin birlikte yapılması gerekir. Tabii bu durumda dine inanmayanların ya da mevcut din ve mezheplere dahil olmayanların da kendilerine uygun bir nikah kıyma resmi yolu olmalı. Ama, hepsinden önemlisi, AKP nikahı dini otoriteye kıydırarak; burjuva devrimi ile dünyevi işlerden, devlet işlerinden çıkarılmış din yeniden devlet ve dünyevi ilişkilerin içine, hukuki ilişkilerin içine sokuluyor. Yani, laiklik deliniyor. Sıbyan mektepleri, zorunlu din dersi ile birlikte; laiklik kalesinden bir taş daha sökülüyor. AKP, adım adım şeriat devletine yürümeye devam ediyor.
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46
- Seçim sonrası için hazırlık 30 Ocak 2024 04:45
- Güvenlik Konseyi sorunu çözebilecek mi? 23 Ocak 2024 04:50
- Baroların CMK eylemi 16 Ocak 2024 04:50
- Divan mı mahkeme mi? 09 Ocak 2024 04:27
- Yeni yıl ve AKP 02 Ocak 2024 04:50