11 Ekim 2017 01:40

Cam işçileri, inisiyatif alarak kazanacak!

Cam işçileri, inisiyatif alarak kazanacak!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şişecam’ın Lüleburgaz fabrikalarından atılan 90 işçinin geri alınması mücadelesi işçi aileleri ve Lüleburgaz halkının desteği ile devam ediyor.

Önceki akşam saatlerinde, Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla yapılan eyleme cam işçileri ve ailelerinin yanı sıra diğer fabrikalardan işçiler ve halktan da  geniş katılım oldu.

“Şalter inecek bu iş bitecek”, “90 kişi dönecek bu iş bitecek” sloganlarıyla Lüleburgaz meydanında yürüyen binlerce kişi, atılan işçilerin işlerine geri dönmesini istedi.

Öncelikle belirtelim ki, önceki akşamki eylem, atılan işçilerin de üyesi olduğu Kristal-İş tarafından düzenlenen bir eylem değildi.  Eylem çağrısını yapan Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformuydu. Ki bu platform, ilçedeki bütün sendika şubelerinin, siyasi partilerin, çeşitli derneklerin katılımıyla oluşmuş bir platformdur. Dolayısıyla Kristal-İş’in yerel şubesi de bu platformda yer alıyordu. Ama sadece herhangi bir platform bileşeni gibi!

CAM İŞÇİSİNDEN KRİSTAL-İŞ BAŞKANINA AĞIR CEZA!

90 cam işçisinin atılmasıyla ilgili sıcak gelişmeleri gazetemizden yakından izliyorsunuz.

İşçiler arasından gelen haberler açıkça gösteriyor ki, işçiler Kristal-İş merkez yönetimi ve Genel Başkan Bilal Çetintaş’tan şikayetçiler. Şikayetler, genel başkan ve kimi merkez yöneticilerinin işten çıkarılacak işçilerin listesini yapmış olmakla suçlamaya kadar götürülüyor.

Nitekim gazetemizde çıkan bir işçi mektubunda işten atılacakların listesinin, “Kristal-İş’in Genel Başkanı Bilal Çetintaş’ın müdahalesiyle, muhalif işçilerin tasfiyesi listesine dönüştürüldüğünü” belirtiliyordu. İşçiler, atılacaklar listesinin ilk gündeme geldiğinde listede, Çetintaş’ın yakın adamlarının yer aldığını, ama Bilal Çetintaş’ın müdahalesiyle listenin değişip, “muhalif işçilerin listesine” dönüştüğünde ısrarlılar.

Nitekim önceki akşamki eylemde, Genel Başkan Çetintaş, kortejin önünde yürümek istemesine itiraz eden işçiler onu, “Önde atılan işçiler ve aileler yürüyecek” diyerek kortejin gerilerine gönderdiler. 

Bir sendika başkanı için herhalde verilecek en ağır ceza buydu; bunu da başardı Kristal-İş’in Genel Başkanı Bilal Çetintaş!

Çünkü işçiler, cam patronuna elbette öfkeliler ama kendilerine sahip çıkmadığını, dahası el altından da patronlarla anlaştığını düşündükleri kendi sendikaları olan Kristal-İş yönetimine daha da öfkeliler. 

MÜCADELENİN ENGELİ KORKU VE SENDİKA BÜROKRASİSİ

90 cam işçisinin işlerine dönebilmesi için yapılan mücadelenin seyrine bakıldığında, iki önemli sorun olduğu görülüyor. Bunlardan birincisi, Kristal-İş’in atılan işçilerin etrafında süren bu işçilerin işlerine geri alınması mücadelesinin başına geçme, hatta bu mücadeleye destek verme konusunda ayak sürüyen bir tutum takınmasıdır. İkinci önemli sorun ise, birincisiyle de bağlantı olarak, Şişecam’ın bugüne kadar, işten atmalara gelen baskılarının ve tehditlerinin işçiler içinde yaydığı korkudur! Ki, Lüleburgaz’daki üç cam fabrikasından birisi olan ve işten atmaların yaşandığı Kırklareli Paşabahçe’de bir fırının daha kapatılacağı ve benzeri üstünden sürdürülen propagandanın, sadece Paşabahçe’de değil diğer fabrikalardaki işçiler içinde de “Beni de atabilirler” korkusunu yaygınlaştırdığı belirtilmektedir. Bunu cam işçilerinin ve işçi ailelerinin gazetemize de yansıyan söylediklerinden anlıyoruz.

Korkunun kaynağı, örgütsüzlüktür. Bu yüzden de elbette “korkunun ecele faydası yoktur” ama bu sözün inandırıcı olması için bile işçilerin haklarını savunacak kadar örgütlenmeyi başarması gerekir.

CAM İŞÇİLERİ MÜCADELELERİNDEN ÖĞRENEREK İLERLEYEBİLİR

Cam işçilerinin daha bu yıl yaz başında ertelenen grevleri karşısındaki mücadelede de ortaya çıkan, sendika bürokrasisini eleştiren ama onları aşmak için gerekli inisiyatifi de almayan tutumu, bugün de devam ediyor görünüyor.  Bu yüzden de “grev yasağı” ve grev yasağına kısmen de olsa uyulmayarak sözleşmenin bazı işçi kazanımlarıyla imzalanmasını işçiler; bir yandan “kısmen başarılı bir sözleşme”  olarak karşılaşmışlardı. Bu sözleşmeyi; cam işçilerinin mücadeleci geçmişinin deneyimleri ışığında değerlendiren işçiler; “Daha iyi bir sözleşme yapabilirdik ama örgütlülüğümüz yetmedi”, “Ne kadar mücadele o kadar kazanım” diyerek değerlendirmişti.

Cam işçilerinin yakın geçmişindeki mücadelesinden çıkardıkları  derslerin ışığında şu saptamaları yapabiliriz:

1) Çanlar Kristal-İş için de çalmaktadır:  Kristal-İş yönetimi, eğer az çok prestijini korumak istiyorsa, mücadelenin başına geçmek, atılan üyelerinin geri alınmasını sağlayacak bir mücadeleyi örgütlemek durumundadır. Aksi halde bundan sonra Kristal-İş için tasfiye süreci işleyecektir. Ve bir noktadan sonra Paşabahçe patronun işbirliği bile kendilerini ayakta tutmaya yetmeyecektir. 

2) Kazanmak için işçilerin inisiyatif alması zorunludur: İşçiler, her platformda ifade ettikleri gibi, sendika merkez yönetiminin, mücadeleyi bir an öce bitirmek istediğinde birleşiyorsa, güvendikleri işçilerin etrafında birleşerek, sendika yönetimini dışlayan bir mücadele merkezi oluşturmada inisiyatif almak durumundadırlar. Dahası mücadeleyi ilerletmek için;

-Lüleburgaz’daki cam fabrikalarından başlayarak, diğer kentlerdeki cam fabrikalarının “ileri işçileriyle” ilişkiye geçerek, mücadele zeminini,

-Lüleburgaz’daki (hatta Trakya’daki) diğer işkollarındaki sendikalar, ilerci çevreler ve diğer sektörlerdeki işletmelerdeki mücadeleci işçilerle ilişkiye geçmek için girişimler yaparak, dayanışma zeminini genişletmek zorundadırlar. 

3) Dayanışmanın yayılmasını örgütlemek önemli: Gerek yerel işçi çevreleri gerekse diğer sendika şubeleri ile ilişki kurma ve dayanışma ve destekleri daha etkin hale getirmek için, atılmış işçilerin ve ailelerin içinde yer aldığı ”heyetler” oluşturmanın önemini her işçi direnişinde görüyoruz. Lüleburgaz’da da bu çalışmanın kısa sürede olumlu sonuç verdiğini son eyleme katılımın yüksekliği göstermektedir.

Kısacası cam işçileri için; mücadeleyi kazanmak için örgütlenmek; atılan işçiler, ailelerinden başlayarak cam fabrikalarındaki mücadeleyi işçi inisiyatifiyle örgütlemek, bunu yapmak için gecikmemek, günün görevi olarak ortaya çıkmıştır.

***

Sadece yakınmak, sadece şikayetçi olmak, sadece belirli günlerde protestolar düzenlemekle,... çok ileri gidilemeyeceği, cam işçilerinin 50 yıldan beri sürdürdüğü mücadelelerinin en önemli dersidir. Yarına ertelemeden, bugün bu dersin gereğini yapmanın 
zamanıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...