Bant usulü muayene
Fotoğraf: Envato
Havaalanlarında veya alışveriş merkezlerinde sıkça gördüğümüz yürüyen bantlarda ve merdivenlerde kimler yürüyemiyor hiç dikkat ettiniz mi? Soruyu başka türlü de sorabiliriz elbet: Yürüyen bant ve merdivenlerde en sık kimler düşüyor? Yaşlılar, gözleri görmeyenler, hamile olup kucağında çocuk taşıyanlar, bedensel engelli olanlar?..
Bir de kimi fabrikalarda yürüyen bantlar var. Bir tezgahta yan yana dizilmiş işçiler bant yürürken hep aynı tempoda, misal bir vidayı sıkıştırmak zorundadır. İşçilerden biri yavaşlayınca bant üzerinde bir karmaşa başlar hatta her ne varsa yere savrulabilir.
Hastaneler giderek bir fabrika gibi dizayn edilmeye başlandı. Neredeyse her ay bir yenisi eklenen şehir hastaneleri bunun mimari boyutuna örnek. Salt mimari boyutunda değil yönetim kademelerinden çalışma ve hasta randevu sistemlerine her şey fabrikalaştırılıyor. Artık hastane yöneticilerine CEO denmekte. Çalışanlar ve iş yükü ise bant usulü çalışmaya evrildi.
Özellikle hekimler, şimdilik bant usulü çalıştırmanın başrolüne yerleştirildi. Sabahın sekizinden akşamın beşine her bir dakikaları ilmek ilmek randevulaştırılıyor bir ay öncesinden. Ve önlerine yani yürüyen bir banda her beş dakikada bir hasta bırakılıyor. Hasta isminin yazılması, hastanın içeriye girmesi, derdini anlatması, muayene için soyunup tekrar giyinmesi, tetkik istemi, reçete yazımı vb. sadece beş dakika! Hasta ister yaşlı ister genç, kanser hastası yahut basit bir soğuk algınlığı, genç ve atletik bir sporcu veyahut görme engelli olsun süre değişmiyor: Beş dakika!
Aynı durum hekimler için de geçerli. Hekim ister yeni mezun ve zinde bir genç ister emekliliğinin kıyısında bir hekim olsun, ister kadın ister erkek, ister hamile ister nekahet döneminde kanser olsun beş dakika içerisinde bir hastayı muayene edip bir diğer hastaya geçmek zorunda.
Peki ne oluyor? Ya hastalara beş dakika yetmediği için süreler uzamaya ve tüm randevu almış hastalar kimi zaman birkaç saat beklemek zorunda kalıyor ya da öylesine bir işleme dönüşüyor hasta hekim ilişkisi.
Hastane randevu sistemlerinin ekseriyetinde ne yazık ki hekimler için temel ihtiyaçlara dair bir mola yok. Kimi hastaneler ise beş dakika yerine her on dakikada iki hastaya birden randevu veriyor yani ‘yürüyen banda’ aynı anda iki hasta koyuveriyor.
Bu haliyle hastane randevu sistemleri sağlıkta eşitsizliklerin en sofistike hali. Hekimin yaşı, deneyimi, bir hastalığının olup olmaması, cinsiyeti, bedensel engeli olup olmadığının hasta başına ayrılan muayene süresinde belirleyici olmamasının bedelini aynı zamanda hastalar da ödüyor.
Engelli birey ile sağlıklı olanın, 90 yaşında bir hasta ile sivilceleri için reçete yazdırmaya gelen bir ergenin, Türkçe bilmez bir yaşlı ile diğerlerinin, ince ve tek kat elbise giyen sıcak iklim hastaları ile -30 derecelere ulaşan soğuk havasıyla ünlü ve çok kat elbise giyilen şehirlerdeki hastaların aynı muayene sürelerine mahkum edilmesi kabul edilemez bir ayrımcılıktır.
Sağlıcakla kalın
- Dil bilmezlik: Doktor yazıları 22 Nisan 2024 04:30
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10