Dava
Fotoğraf: Envato
Hepimiz birer Joseph K.* olarak yaşıyoruz hanidir. Kapımıza ne zaman geleceklerini, tutuklayıp nereye götüreceklerini, bu saçmalığın ne kadar süreceğini bilmeden, günler, aylar hatta yıllar geçiyor önümüzden. Haftayı yeni tutuklamalarla bitirirken, belirsizlik içinde beliriveren özgürlüklerle sevince boğulur olduk. Önce sevgili insan hakları savunucusu dostumuz Ayhan Bilgen’in özgürlük haberi geldi. Bu haberi sevgili meslektaşlarım, dostlarım, Diyarbakır Tabip Odası’nın önceki başkanları Dr. Şemsettin Koç ve Dr. Selçuk Mızraklı’nın özgürlüğü izledi. Bir yanımız ayaza kesmişken, öte yanımız çiçekler açtı yeniden. Ayaz hiç bitmiyor, Joseph K.’nın bulamadığı yargıçların karşısında öfke biriktiriyoruz durmadan ya, birkaç günlük sevinçlere yer açıyoruz işte hayatımızda.
Önümüzdeki hafta “Dava”nın satırları arasından sızan yeni davalarla Silivri’den Ankara’ya geçeceğiz bir çırpıda. Cumhuriyet davası Türkiye’nin yeni olduğu iddia edilen karanlık yüzünün, “bağımsız” yargının yargılamasına dönüşmüşken dostlar eliyle, parmaklıkların arasından Joseph K.’ya uzanan o el uzanacak mı bizim de hayatımıza, göreceğiz hep birlikte.
Kafaların karıştığı, değerlerin alt üst olduğu zamanlarda hepimizi insanlığa davet eden o güzelim konuşmaları ile zenginleştiren, daha bir insan kılan dostlara bir de Ankara’dan ekleneceğiz sonra. Açlığın tükettiği bedenleri ile Kafka’nın dahi hayal edemeyeceği kötülüklere karşı duran sevgili Nuriye ve Semih için tutuyoruz hanidir nefeslerimizi. Hiçbir masraftan kaçınılmayan kitaplarla, derin saygının kim bilir ne kadar derinine nüfuz eden ilişkilerle bir garip mahkeme sahnesinde her şeye inat gülen gözleriyle bizi bekliyor olacak Nuriye ve Semih.
İznim onaylanır da gidebilirsem eğer, Düsseldorf’da bir adli tıp kongresinde olacağım bu hafta, mültecilik ve işkence konuşmaya ama daha çok da dünyanın dört bir tarafından genç meslektaşlarımın yaptıkları yeni araştırmaları dinlemeye, alandaki yenilikleri öğrenmeye. Çoktan alışmış olmam gerekir böyle parçalanmış bir ruhla yaşamaya ya, olmuyor işte. Ne Nuriye ve Semih, ne de Cumhuriyet davaları vardı kongre için hazırlanırken. Şimdi yüreğimi bırakıp gidiyor olacağım, hanidir olduğu gibi. Sevinçlere dönmek muradım, o sevince giden yolun taşlarını döşeyecek insanlarla birlikte.
Bir başka Joseph, Joseph S. Düştü aklıma bu yazıyı yazarken. Joseph Singer epeydir Sioux’ların toprak hakkını ihlal eden Dakota boru hattı projesine karşı yürüttüğü mücadeleyle biliniyor bir hukuk profesörü olarak. Ama yalnız hukukçu değil, aynı zamanda oda müziği ile de içli dışlı bir icracı müzisyen. Harvard Law Today’de Ağustos ayında yayınlanan söyleşisinde hukuk ve müzik ilişkisini kurarken, hukukçuların sorun çözümünde kullandığı sözcüklere karşın, “bazı şeyler sözcüklerin ötesindedir” diyerek müziğin hayatındaki yerini aktarıyor.
Joseph K.’dan Joseph S. ile çıkabilsek yeni bir hayata, parmaklıkların arasından uzanan el violanın yayını tutan el olsa.
* Dava, Kafka
- Şiddetsiz bir geleceği birlikte inşa edelim 18 Nisan 2024 04:53
- Kimin şakası? 04 Nisan 2024 05:46
- İyi insanlar 28 Mart 2024 04:57
- Demokratik bir yaşam sağlık için elzemdir! 21 Mart 2024 04:58
- Aşkın devlet ve kayıtsızlığımız 14 Mart 2024 04:58
- Şiddetsiz, güvenli, güvenceli demokratik bir yaşam 07 Mart 2024 04:57
- Etkin ve demokratik bir meslek örgütü nasıl olmalı? 22 Şubat 2024 04:59
- Büyük kavga 15 Şubat 2024 04:51
- Ma rıhna nıhna hon demiştik 08 Şubat 2024 04:58
- Sağlığın turizmi nereye gidiyor 01 Şubat 2024 04:47
- Halk sağlığı sorunu olarak apolitikleşme 25 Ocak 2024 04:57
- Yeni yılda da susmayacağız! 01 Ocak 2024 04:45