10 Eylül 2017 01:05

Sizi Bylock kullanan birinin tanıdığı aramış

Sizi Bylock kullanan birinin tanıdığı aramış

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sırf sizi değil herkesi aramıştır, olmadı bayram seyran diye mesaj atmıştır. Geçtiğimiz bayram, evimi taşıyan şirketin sahibi beni “kutlama” başlıklı bir WhatsApp grubuna eklemiş. Telefonumda “Nakliyeci Bey” diye kayıtlı, tüm müşterilerinin bayramını toplu halde kutlamak istedi herhalde. Korkmadım desem yalan olur, ya Nakliyeci Bey bilmeden ByLock kullanan birini gruba eklediyse? Ya o grupta bulunan birisi “FETÖ” şüphesiyle soruşturma geçiren bir şirketten alışveriş yaptıysa, durduk yere başıma iş gelmesin dedim, hemen gruptan ayrıldım. Kusura bakmayın Nakliyeci Bey, geçmiş bayramınız kutlu olsun.

Abarttığımı, paranoyak olduğumu düşünüyorsunuzdur. Bugün itibariyle 68 gündür tutuklu bulunan insan hakları savunucularına yöneltilen ‘en ciddi’ suçlamaların bundan eksik kalır yanı yok. İnsan Hakları Gündemi Derneğinden Günal Kurşun, Çukurova Üniversitesinde görevliyken Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının ortaklaşa düzenlediği bir eğitim programı için üniversite tarafından görevlendirilmiş. Eğitim programının koordinasyonunda görev alan bir polis müdürü Kurşun’u organizasyona dair soru sormak için birkaç kez aramış. İşte o polis müdürünün telefonunda ByLock tespit edilmiş. Adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılan Nejat Taştan’a yönelik suçlama ise ayrıldığı eşini ByLock kullanan birinin araması.

Nalan Erkem ve Özlem Dalkıran’a yönelik “Sizi ByLock’cu biri aramış” suçlaması ile tamamen çürük. Arayan ya da aranan Prof. Dr. İştar Gözaydın, aynı derneğin üyeleri, ayrıca Nalan Erkem ile aralarında avukat-müvekkil ilişkisi var. Ülkenin en iyi akademisyenlerinden birini salt şiddet karşıtı tweetleri yüzünden üç ay cezaevinde tuttukları yetmedi, onunla görüşmeyi de delil kapsamına sokmuşlar. Gözaydın’ın da 12 Eylül Salı günü duruşması var. Yargı o kadar çaresiz ki eldeki niteliksiz “delillerden” sinerji yaratmaya çalışıyor.

İlknur Üstün’e yönelik ise hiçbir suçlama yok, onu bir ByLock kullanıcısı ya da tanıdığı bile aramamış. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser’in görüşmeler yaptığı ve telefonuna ByLock yüklü olduğu iddia edilen kişi ise Uluslararası Af Örgütünün Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç. Kılıç’ın telefonunda ByLock yüklendiğine ilişkin bir delil yok. Bu insanlar gülünç bile olmayan bu tür suçlamalarla iki aydan fazla süredir cezaevinde, üstelik çok kötü koşullarda.Ali Gharavi ve Peter Steudtner’in Türkçe bile bilmediklerini hesaba katın. Birbirleriyle görüştürülmüyor, sağlık sorunları dikkate alınmıyor, tedavileri yapılmıyor hatta muayeneye dahi kelepçe ile götürülüyorlar. Günal Kurşun’a oğlunun fotoğrafı büyük mücadele sonunda ancak birkaç gün önce verilmiş. Cuma günü Hak Savunucuları Türkiye Bilgilendirme Toplantısında adli kontrol uygulamasıyla serbest kalan Nejat Taştan’ın sorusu aslında hepimizin içini kemiriyor: “Ben neden dışarıdayım, arkadaşlarım neden içeride bilmiyorum.”

Yarın Silivri’deyiz
Eylül ayı adliye gündemimiz yoğun. Yarın sabah erkenden Silivri’ye yola çıkacağız. Cumhuriyet davası var. Hatırlayacağınız üzere Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’a yönelik suçlamalardan biri evine parke döşettiği kişinin oğlunun yemek yediği lokantanın sahibi hakkında MASAK raporu olması. Kadri Gürsel, kendisine ByLock kullanıcısı birileri tarafından mesaj atıldığı için suçlanıyor, bazı mesajların atıldığı tarihte henüz ByLock yok. Murat Sabuncu kısa süreli yayın yönetmenliğine rağmen tüm yayın politikasına ve mesleğine sahip çıktığı, Ahmet Şık iktidarın ByLockcularla geçmiş dönem ilişkilerini bir bir sıraladığı için tutuklu yargılanıyor. Geçen duruşmada tüm yöneticiler ve gazeteciler iddianameyi paçavraya çevirmişti. Yarın bu saçma suçlamalara ve yayın politikasının değişiminin yargılanmasına ek olarak bir de Fethullah Gülen’in 35 yıl boyunca en yakınında bulunan Hüseyin Gülerce tanık olarak dinlenecek. Güler misin ağlar mısın…
İçinde bulunduğumuz durum o kadar sürreel bir hal aldı ki, suç olmayan şeylerin suç olmadığını anlatmak için çırpınıp duruyoruz. Suç olmayan bir faaliyet hakkında yargılanan birisiyle yapılan görüşme bir başka suç olmayan faaliyete delil olarak sunuluyor. Hak savunucuları, gazeteciler bu yüzden aylardır içeride, biz neden dışarıdayız bilmiyoruz. Atıf Yılmaz’ın ilk izleyeni gerim gerim geren Aaah Belinda’sının Serap’ına dönüştük sanki. Göz açıp kapayıncaya kadar değil belki ama çok kısa sürede hak aramanın, haber yapmanın suç olduğu, işkencenin, yargısız infazların yaşandığı günlere geri döndük, acı tarafı bu duruma Serap’ın Naciye olduğunu kabullenmesi gibi de alışmaya başladık. Yarın Silivri’deyiz, artık bu kabustan uyanalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa