09 Eylül 2017 00:54

Empati ve saygı

Empati ve saygı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

6/7 Eylül olaylarının üzerinde 62 yıl değil 162 yıl dahi geçse unutamayız, unutmamalıyız. Unutmamak demek salt geçmişte yaşananı devamlı anmak değil, olayların nedenleri üzerinde düşünmek ve bir daha böyle ciddi yanlışlara sürüklenmemek için bilincimizi güçlendirmektir. Toplum bireylerden oluştuğundan atomize bireyler bu konuyu düşünebilir, üzülebilir, fakat aşamaz. Bu konuda görev örgütlere, özellikle de devlet denen en büyük örgüte düşer. Konunun yumuşak karnı da, maalesef, burasıdır. 

Hukuk ve nizamı sağlamakla görevli olduğu düşünülen devlet işin içinde ise durum ümitsiz olur. Devletin böylesi harami işlere bulaşmaması, hatta olayları samimi çaba ile önlemeye çalışabilmesi için,  yapısının demokratik, laik ve sosyal demokratik politikalara uygun olması gerekir. İçte halkını konsolide edebilmek ya da 1955 olaylarında olduğu gibi işlerin kötü gittiği dönemlerde dikkati farklı alana çekme veya geçen yıl darbe bahanesi ile ülkeyi olağanüstü yönetim kuralına razı etme amacı devlet politikaları arasında olmamalıdır. 

Devletlerin dahli olmadığı kimi durumlarda da her türlü saldırı ya da sabotaj olayları yaşanabilir. Devletin her yerde hazır ve nazır olması beklenir olduğu koşulu, devlet denen muazzam aygıtın her olaydan haberdar olması ve herhangi bir nedenle en ufak bir ihmal ya da atlamayı kesinlikle cezalandırması ile sağlanır. Devlet aygıtından habersiz, hatta izinsiz tüm toplumu sarsacak ciddi eylem ancak başka devletlerin işi olabilir, bu da savaş sebebidir. Şu hale göre, devletin kendisini olaylardan vareste olduğunu kanıtlaması tek bir koşula bağlıdır, o da böylesi işlerin zanlılarını devlet kademesinde terfi ettirmek ya da makamlarında tutmak değil, derhal suçluları saptayıp, görevden azletmek ve kesinlikle yargıya teslim etmektir. Bu yapılmadığı sürece siyasi yetkililer kesinlikle ibra olunamaz ve töhmet altında kalmaktan kurtulamazlar.

İkinci aşamadaki yumuşak karın tam da burasıdır. Devlet ile siyasal örgüt bütünleştirildiğinde, siyasal örgütün ve onun liderlerinin çıkarı toplumun çıkarının önüne geçer. Daha net söylemek gerekirse, iktidarı ele geçiren siyasal örgüt devletin bağımsız olması gereken kurumlarını da ele geçirir kendisine bağlarsa, o devlet yansız ve halkına yararlı devlet değil, zalim devlet olur. Siyaset tarihi zalim devlet anlayışı ve uygulamasını törpüleyebilmek ve asgari düzeye çekebilmek için kuvvetler ayırımı ilkesini icat etmiş ve uygulamaya koymuştur. Adına, halkın yönetimi anlamına gelen demokrasi denen sistemde, halkın her an duruma hakim olabilmesi için tüm yasal ve yönetsel işlemlerin “gün ışığında” şeffaf ve yargı denetimine tabi olması koşulu getirilmiştir. Böylesi sistemlerde siyasilerin her hareketi denetlenir ve gereği durumda iptal edilebilir.

Sermayenin başat olduğu burjuva toplumlarında halkın hâkimiyeti kavramı yerine para hakimiyeti başatlığı geçmiştir. Platon’a göre toplum yöneticilerinin erdemli ve bilge kişilerden oluşması kuralı günümüzde yerini para ve sermayeye bırakmıştır. Milletvekili seçimlerinden sivil toplum örgütlerine varana dek her alandaki oluşum ve etkileşimlerde para gücü öne çıkmış ve toplumsal yönetimde başat olmuştur. 

Her şeye rağmen, devlet yönetiminde kuvvetler ayırımı ilkesinin korunması, parlamentonun cumhurbaşkanı da dahil her kademe yöneticiler üzerinde mutlak hakimiyetinin geçerli olması olmazsa olmaz demokrasi koşuludur. Birçok geri ülkede adına demokrasi dedikleri yönetimlerin başında ya bir kabile lideri ya da güçle iktidarı ele geçiren zorbalar bulunmaktadır. Bu insanlar halkların karşısına korumasız çıkamazlar, çünkü halkın tepkisini bilemezler. 

Empati ve saygı salt insanların birbirine karşı değil, siyasi yöneticilerle halk arasında olması gereken etik kuraldır. Siyasette empati ve saygı her kademe yöneticileri denetleyecek mekanizmaların kurulmasını gerektirir, çünkü siyasi lider ya da örgüt ile halk katmanları arasındaki empati ve saygı karşılıklı değil, kurumlar vasıtası ile kurulur. Bunu ihlal eden her siyasetçi kendisini ve yönetimini nasıl nitelerse nitelesin, tarihin çöplüğüne zalim ve despot olarak geçecektir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...