‘Doğa haberleri yaparken bile iki kez düşünün’ deniyor

Gazetemizin Dersim Muhabiri Kemal Özer, pazartesi gününden beri gözaltında.

Pazartesi günü evi basılan ama evde olmadığı için gözaltına alınamayan Kemal Özer, aynı gün akşam saatlerinde Dersim-Ovacık yolunda gözaltına alındı. 

Kemal Özer’e yöneltilen suçlamanın “örgüt üyeliği” olduğu belirtiliyor.

Kemal Özer, Dersim’de herkesin tanıdığı, yıllardır da gazetemizin muhabirliğini yapan bir kişidir.

20 yıla yakın bir zamandır yaptığı haberlerde de açıkça görüldüğü gibi, bir doğa sevdalısı, bir Dersim aşığıdır Kemal Özer. 

Bizler, belki çoğu Dersimli de Dersim’in dağlarındaki renk renk ters laleleri, envai renkteki kardelenlerin gerçekten de karı delerek nasıl boy verdiğini, Munzur’un alabalıklarını, geyiklerini, dağların en yükseklerinde kayalıklarda yurt tutan dağ keçilerini, vaşaklarını, yazın ortasında buz tutan göllerin kıyısındaki yaban koyunu sürülerini, Kemal Özer’in sabırla, büyük emek harcayarak, çoğu zamanda büyük bir cesaretle çektiği fotoğraflarından, haberlerinden öğrendik. 

Yine Dersim’in ormanlarında söndürülemeyen yangınları, yaban hayvanlarının vahşice avlandığını, bu avcıların hangi amaçla bu hayvanları avladıklarını hep onun haberlerinden öğrendik.

Son günlerde de Kemal Özer, dağ keçilerinin kaçak avcılar tarafından avlanması ve köylülerin kaçak avcılardan şikayetleri ile ilgili haberleri yaptı. 

Şimdi bu Kemal Özer “terör örgütü üyesi” olarak gözaltına alındı. 

Çünkü, Kemal Özer’i “Dersim’de doğa haberleri yapıyor; Dersim’deki gelişmeleri gazete üstünden dünyaya duyuruyor” diye gözaltına alamayacakları için, “terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltiliyor. 

Sonra da dönüp; “Biz gazetecileri gözaltına almıyoruz; biz gazetecileri tutuklamıyoruz. Onlar gazeteci kılığında teröristlerdir” diyerek gerçek ters yüz ediliyor.

Kemal Özer’in gözaltına alınmasından beri TGS, TGC, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi gibi, uluslararası, ulusal ve  bölgedeki gazeteci örgütleri, Kemal için ”Kemal Özer gazetecidir. Serbest bırakılsın!” çağrıları yapıyorlar. Ama, “Bunu duyması gerekenler duyuyor mu?” derseniz, buna “evet” demek pek olanaklı değil. Çünkü Kemal Özer beş gündür gözaltında tutulmaya devam ediliyor.

Gözaltına alınan ya da tutuklanan gazeteciler için, bugüne kadar hep; “İktidarın hoşuna gitmeyen haber yapıyorlar”, “Ekonomik ve siyasi konularda muhalefeti destekleyen haberler yapıyorlar” diyerek onlar hakkında daha çok siyasi haberlerden söz edildi. 

Ama görünen o ki, Kemal Özer’in bir doğa aşığı gazeteci olarak çevre haberleri; Dersim’in “vahşi hayatı”nı yansıtan fotoğraf ağırlıklı haberler yaptığı dikkate alındığında, ülkeyi yönetenlerin artık sadece siyasi ve ekonomik gerçekler değil, doğa gibi hepimizin ondan doğup, içinde yaşadığımız “en doğal gerçek”ten de korkmaya başladığı anlamına geliyor. 

Eğer Kemal Özer’e yönelik soruşturma, dava aşamasına gelirse; savcı herhalde, “Ne demek orman yangınları söndürülmüyor diye haber yapıyorsunuz; ormanları kimin yaktığını iddia ediyorsunuz?” “Ne demek Dersim’in doğasına, dağlarına, suyuna, havasına övgü olan haberler yapıyorsunuz?”, “Ne demek dağ keçilerinin, vaşakların nerelerde, nasıl yaşadığını haber yapıyorsunuz?”, “Kaçak avcılar diye kimi kastediyorsunuz, kimi suçluyorsunuz?” “Bu haberler, ‘Terör örgütüne destek vermektir!” diyen bir iddianame yazacaktır”! 

Bugüne kadar gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması gibi Kemal Özer’in gözaltına alınması da en başta bölgede gazetecilik yapanların, doğa haberleri yaparken bile iki kez düşünmesi, oto sansüre yeni bir dayanak daha sağlama, gazeteciliği de “Sözün bittiği noktaya” doğru itme adımıdır . 

Bu adımları engellemenin, gerçekleri yazan gazeteciliği savunmanın tek yolu da gerçekleri yazan gazetecilerin yollarında yürümekten, basın örgütleriyle ve kendi aralarında dayanışmaya devam etmekten; artık bir medya özgürlüğü mücadelesi haline gelen gerçekleri haber yapmakta ısrar etmekten geçiyor.