07 Eylül 2017 00:59

Yargının ne kadar bağımsız olduğunun fotoğrafıdır!

Yargının ne kadar bağımsız olduğunun fotoğrafıdır!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kurban Bayramı’nın hemen sonrasında gündeme gelen “Adli Yıl Açılış Töreni”, uzunca bir zamandan beri Türkiye’de siyasetin en önemli gündemlerinden biri, hatta birincisi olan “yargı bağımsızlığı” tartışmalarını da yineledi. 

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan’ın 30 Ağustos kabulünde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde eğildiğini gösteren fotoğrafı üstünde başlayan, “Yargı Cumhurbaşkanının önünde eğildi” tartışmaları bayram boyunca sürdü. Bu tartışma, “bağımsız yargı”nın olmazsa olmazı olan savunmanın (Türkiye Barolar Birliğinin) katılmadığı adli yıl açılışında, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in konuşmasındaki “Bağımsız yargı” anlayışına bağlandı. Bu yüzden de AYM Başkanı ve Yargıtay başkanlarının sözleri ve davranışlarını da kapsayan “yargı bağımsızlığı” tartışmalarının giderek daha da derinleşmesi kaçınılmaz görünüyor.

‘YARGI BAĞIMSIZLIĞI’ MÜCADELESİNİN  ZEMİNİ GENİŞ
Siyaseti az çok izleyenler biliyor ki, ülkemizde “yargı bağımsızlığı” tartışmasının böyle öne çıkmasının nedeni yukarıda sözü edilen iki vaka değildir. 

Tersine “bağımsız yargı” tartışması;

* AKP hükümetlerinin, 15 yıllık iktidarı boyunca yaptığı pek çok “yargı reformu”, “Yargıda görülmemiş devrim” diyerek, yargıyı önce “FETÖ’cü yargıçların çiftliği”, sonra da ‘FETÖ’ ile mücadele adına yargının “AKP’nin arka bahçesi haline getirme”, yargının fiiliyatta “yürütmeye” hatta cumhurbaşkanına bağlanmasına dair çok ciddi adımlar atması,
* CHP’nin, “Adalet Yürüyüşü”, “Adalet Mitingi”, “Adalet Kurultayı” ve HDP’nin “Vicdan ve Adalet Nöbeti” gibi yüz binlerce insanın katıldığı ülke ve dünya kamuoyunda ciddi yankılar uyandıran “yargı bağımsızlığı” ve “adil yargı” talebinin bugüne kadar olmadığı ölçüde geniş yığınlar arasında yaygınlaşması,
* Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, OHAL’in de kullanılarak oluşturulan ortamda mahkemelerin, hukuku ve yasaları değil de siyasi iktidarın işaretleri doğrultusunda hareket ederek; gazetecileri, insan hakları savunucularını, HDP’nin Eş Başkanları dahil HDP’li vekilleri, binlerce HDP’li legal siyasetçiyi tutuklaması; tutuklanmalarının üstünden 10 aydan fazla zaman geçmesine karşın HDP’li vekillerin, başvurularının en yüksek mahkeme olan AYM tarafından ele alınmaması gibi her biri skandal olan gelişmeler vardır.
 
AYM BAŞKANININ FOTOĞRAFI MANİPÜLASYON MU?
“Yargı bağımsızlığı” tartışmasının güncel boyutuna dönersek, “Yargı bağımsızlığı”nda nasıl bir batağa çekildiğini daha iyi görürüz.

AYM Başkanı Aslan, siyasi cenahtan kendisine yönetilen sert eleştiriler karşısında, Cumhurbaşkanlığı tarafından servis edilen Cumhurbaşkanı önündeki “eğilme” pozunu, “Gerçeği yansıtmıyor. Üzerinde çalışılmış, kadraj oyunuyla manipülasyonun bir örneği” diyerek reddediyor.

Demek ki, AYM Başkanı bu pozunun bir “biat” pozu, “Bir yargıca yakışmayan bir görüntü” olduğunu kabul etmektedir. Dahası fotoğrafla, kendini itibarsızlaştırılmak istendiğini öne sürmektedir.

Burada ise iki soru gündeme gelmektedir.

Sorulardan birincisi, eğer fotoğraf gerçekse, AYM Başkanı Aslan bilerek değil bir “içgüdüyle”, Cumhurbaşkanının önünde eğilmektedir. Ki, bu kişinin bir yargıç olarak Cumhurbaşkanına biat etmeyi içselleştirdiği anlamına gelir. Bu ise AYM gibi bir kurumun başındaki bir zatın bilinçli bir amaca yönelik olarak  “eğilmesi”nden daha da tehlikelidir.

AYM Başkanı Aslan’ın iddiasının akla getirdiği ikinci soru ise, medyaya cumhurbaşkanlığı tarafından servis edilen bu fotoğrafın üstünde kim ne amaçla oynamıştır; AYM Başkanının Cumhurbaşkanının önünde biat ederken görüntülenmesinde kimin ne çıkarı vardır; kamuoyuna ne mesaj verilmek istenmiştir?

CİRİT ÖZ ELEŞTİRİ Mİ YAPTI?    
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’nin “yargı yılı” açılış konuşmasını ekranlardan izleyen milyonlarca vatandaş görmüştür ki, Yargıtay Başkanı, ucunun zülfüyara dokunmamasını esas alarak hazırladığı konuşma metnini okurken bile, bir dil sürçmesi olmasın kaygısıyla, adeta heceleyerek okudu. Bu basında “Başkan, yazılı metni bile okuyamadı!” olarak yansıdı. Dahası Yargıtay Başkanı eğer içinden bir cümleyi çıkarırsanız; AKP Genel Başkanı ve Adalet Bakanı o kürsüye çıkıp ne söyleyecekse onları söyledi.

Başkan Cirit’in medyada, “öz eleştiri” olarak karşılanan, “Yargının kamuoyunda güven kaybettiği” saptaması ve “Temel hak ve özgürlüklerin korunması, yargının yürütmeden ve hükümetten ayrı ve bağımsız olmasına bağlıdır” biçimindeki sözleri, genel metin içinde(*), öz eleştiri değil, sadece zevahiri kurtarma amaçlı sözler olarak kalmaktadır.

Buradan çıkarılacak en gerçekçi sonuç ise; yargının yürütmeye bağlanmasında “Yargı bağımsızlığı milletin bekasının söz konusu olduğu bir zamanda tüm yetkilerin tek elde toplanması gerekir. Yedi düvele karşı, ‘kuvvetler ayrılığı’ yönetimi içinde başarılı olamayız” deme aşamasına henüz gelinmediği içindir! 

Ülkemizde “bağımsız yargı” mücadelesi elbette ki, her gün, her vesileyle yeniden gündeme gelen bir mücadeledir. Çünkü “Bağımsız yargı, adil yargılanma hakkı” her vatandaşın isteğidir. Ama aynı zamanda bu talep, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin, “tek parti tek adam rejimi” inşasına karşı mücadelenin en önemli ve en sıcak alanlarından birisidir.

Kısacası, Anayasa Mahkemesi Başkanı Aslan’ın, 30 Ağustos’ta verdiği fotoğraf ve Yargıtay Başkanı Cirit’in “Adli Yıl Açılış Töreni”ndeki sunduğu anlayış, yargının pratikteki uygulamalarıyla birleştiğinde, yargının “tek adama bağlanması”nda gelinen yerin “üç boyutlu fotoğrafı”nı vermiştir.

Ötesi bahane ve laf kalabalığıdır. 
 
(*) Dün, Kamil Tekin Sürek arkadaşımız, gazetemizdeki köşesinde, Cirit’n konuşması ve “yargı bağımsızlığı” tartışmasına ilişkin önemli noktalara 
dikkat çekti. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...