05 Eylül 2017 01:00

Şu 'Kuzey Kore' garabeti...

Şu 'Kuzey Kore' garabeti...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Kuzey Kore 6.3 şiddetinde depreme neden olan bir hidrojen bombası denemesi yaptı.”

Bu ve benzeri başlıklar, Pazar günkü son dakika haberlerinin ilk sırasını, dünkü gazetelerinse ilk sayfalarını süsledi.

Denemenin ardından kınama ve tehditler sökün etti. Trump anında tepki verdi ve “haydut devlet K. Kore’nin tek bir şeyden anlayacağını” söyledi. Savunma Bakanı Mattis, “K. Kore’nin tamamen ortadan kaldırılmasını istemediklerini” ama “herhangi bir saldırıya büyük bir askeri yanıt vereceklerini” belirtti. Türkiye bile, kınayanlar kervanına katıldı.

Lafla kalınmadı. Güney Kore, acilen “Kuzey’in nükleer teknolojisini geliştirmesine asla izin verilmeyeceğini” açıklayıp Washington’u aradı. Japon Başbakanı Abe de Washington’la görüşmesinin ardından savaş uçaklarının devriye uçuşunu başlattı. “Güney”, yanıt olarak, sınırda ABD ile ortak tatbikat başlattı. “Kuzey”e “0” km mesafede bulunmasına ve bu nedenle konvansiyonel olanlar yetecek olmasına karşın, balistik nitelikli çok sayıda füze fırlattı.

Oysa, “Ne var bunda, her ülkenin kendi silah sanayiine ve nükleer kapasitesine sahip olma ve geliştirme hakkı neden olmasın?” denebilir.

Örneğin, İran “barışçıl amaçlar”la nükleer kapasitesini geliştirmeye giriştiği ve tıpkı şimdi olduğu gibi ABD’den tepki aldığında, Türkiye, “her ülkenin bu hakka sahip olduğu” açıklamasını yapmıştı. Burnunun dibindekine destek verirken şimdi “dünyanın öbür ucu”ndakini kınamasına bakılırsa, bu, herhalde “eksen değiştirme” tartışmalarına varıncaya dek “müttefiklik” ilişkisini sorguladığı ABD ile arası şeker-renk olan AKP Türkiye’sinin güncel özel durumu ile açıklanabilir.

Ancak durum “hak teslimi” ile geçiştirilebilecek türden değil.

Hidrojen bombası ilkti, ama “lider” Kim Jong-Un’un ilk vukuatı değildi. Daha birkaç gün önce, yine, “Kuzey Kore” adı takılan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti orta menzilli bir balistik füze denemiş, füze ciddi tedirginliğe yol açtığı Japonya’nın üzerinden geçip Pasifik’te belirlenen “hedefi” vurmuştu. Başta Japonya, G. Kore ve ABD, birçok ülkeden protestolar yükselmiş, hemen BM Güvenlik Konseyi toplanmış, KDHC’ni kınamıştı. Hidrojen bombası denemesi üzerine BMGK bir kez daha toplanacak.

Birkaç gün daha öncesindeyse, KDHC ve lideri Kim, büyük bir askeri üsse sahip Pasifik’teki Amerikan toprağı Guam’ı tartışma konusu etmiş, burayı balistik füzelerle vurma planlarının hazır olduğunu açıklamış ve eklemişti: Ellerinde ABD’yi vuracak menzile sahip nükleer başlık taşıyabilen füzeler vardı.

Kuşkusuz sorun, “Bir deli (Kim) dünyayı yok etmeyle tehdit ediyor” içerikli Batı propagandasının ileri sürdüğü gibi tek yanlı değil. Bu propaganda, daha ilk başkan olduğunda Kim’in ilginç yöntemlerle devre dışı bıraktığı çok sayıda yetkilinin yanı sıra eniştesini köpeklere yedirterek öldürttüğünü ileri sürmüştü. Şimdi de doğruysa, Pyong Yang TV, ünlü spikerinin ağzından, denemeyi, “Sayın seyirciler, her an dünyayı yok edebiliriz” şeklinde duyurmuş. Mümkündür, olmaz değil!

Kore’nin bağımsızlıkçı kendi yolunu temel alan ideolojik “Juche” yöneliminin/düşüncesinin geliştiricisi, bağımsızlık savaşının ve Kore’nin –problemli olduğu tartışmasız– kurucu önderi Kim İl-Sung bir yana bırakılırsa... Sadece günümüz Kim’i değil, baba Kim de fazla “akıllı” değildi.

Kore “sosyalizmi”(!) dededen babaya, babadan oğula hanedanlıkla yönetiliyor. Demirden disiplin şarttır; ancak KDHC, “sosyalizm nasıl olamaz?” sorusunun yanıtı gibi: Kalk kalk, yat yat, tam kışla düzeni! Ve “ayranı yok içmeye tahtırevanla gider sıçmaya” türünden tam da “halkın ihtiyaçlarını sürekli daha ileriden karşılamayı” esas alan sosyalizmin temel düsturunun tersini uyguluyor: Savunmasının ihtiyaçlarını aştığı ortada olan, kıtlık ve açlıkla el ele bir nükleer silahlanma!

Güncel olansa şu ki; başta Trump’la Amerikan emperyalizmi saldıracak yer arar ve provokasyon peşindeyken, Kim tam bir provokatör olarak sahnede. Öyle ki, tehditlerin kendisini de hedeflemekte olduğunun farkında olan başlıca müttefiki ve kollayıcısı Çin bile sahiplenemedi ve Rusya ile birlikte kınadı son nükleer denemeyi.

Saddam emperyalistleri Ortadoğu’ya üşüştürmüştü. Kim, Pasifik’in yolunu açıyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...